Babalık davası, çocuk ile babası arasında soybağı ilişkisinin kurulmasına yönelik bir davadır. Babalık davasının amacı, evlilik dışı çocuğun babasını belirlemek ve çocuk ile babası arasındaki soybağı ilişkisini, mahkeme hükmü ile kurmaktır. Çocuğun ve annenin babalık davası açma hakkı zamanaşımı sürelerine dikkat ederek tazminat talepleri açısından da önemlidir.
Babalık Davası Nedir?
Babalık davası, evlilik dışı çocuğunu kendi rızası ile tanımayan baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi kurulabilmesi için, davalı erkeğin, evlilik dışı çocuğun babası olduğuna dair hüküm verilmesi için açılan davadır. Bu hükmü elde etmek için açılan davaya “babalık davası” denir. Babalık davası, evlilik dışında doğan bir çocuğun babası çocuğunu tanımadığı takdirde, anne ya da çocuk tarafından babaya karşı açılan, babalığın hâkim hükmü ile kurulmasını sağlayan bir davadır.
Babalık davası, yenilik doğurucu bir davadır. Babalık hükmü kesinleşince, çocukla babası arasındaki soybağı çocuğun ana rahmine düştüğü ana kadar geçmişe etkili olur. Çocuk önceden ölmüş babasına bile mirasçı olabilir. Ancak çocuk, geçmiş zaman için nafaka isteyemez.
Babalık Davası Nasıl Açılır?
Babalık davası açma hakkı anne ve çocuğa tanınmıştır (TMK md.301/1). Anne ve çocuğun dava hakkı birbirinden bağımsızdır; beraber dava açabilecekleri gibi, ayrı ayrı da dava açabilirler. Ana ve çocuğun ayrı ayrı açtıkları dava aynı kişiye karşı ve aynı mahkemede açılmışsa davalar birleştirilir. Babalık davası anne tarafından açılmışsa çocuk davada kayyım aracılığı ile temsil edilir. Anne ve çocuğun dava hakkı mirasçılara geçmez, ancak dava açıldıktan sonra ölmeleri halinde mirasçılar davaya devam edebilir.
Babalık davası çocuğun doğumundan önce veya doğumundan sonra açılabilir. Doğumdan sonra açılan babalık davasında, annenin dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk hakkında bir yıllık süre, çocuğa hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. Kayyım atanmışsa, süre atamanın kayyıma tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Çocuk, bir erkeğe soybağı ile bağlı ise, çocuk bu kişinin soybağının reddi davasını açmadan babalık davası açamaz. Böyle bir durumda bir yıllık süre bu soybağı ilişkisinin ortadan kalkmasından itibaren işlemeye başlar (TMK m.303/3).
Dava, baba veya baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davasının, baba olma ihtimali söz konusu olan birden fazla erkek hakkında açılması mümkündür. Bu durum ananın birden fazla erkeğin tecavüzüne uğraması veya gebe kalma döneminde birden fazla erkekle cinsel ilişkiye girmesi halinde söz konusu olabilir. Baba olma ihtimali olan kişilerin hepsine karşı tek bir dava açılabileceği gibi, her birine ayrı ayrı dava da açılabilir.
Babalık Davasının Şartları Nelerdir?
1- Babalık davasının açılabilmesi için, çocuğu doğuran annenin belli olması gerekir. Annesi belli olmayan bir çocuk hakkında babalık davası açılamaz.
2- Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi bulunmaması gerekir.
3- Babalık davasında kanun tarafından getirilen birtakım ihbar yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gerekir. Babalık davasının taraflarını düzenleyen 301. maddenin üçüncü fıkrasında, babalık davasının Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye ihbar edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ayrıca aynı fıkrada davanın, dava ana tarafından açılmış ise kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya da ihbar edilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Babalık Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Babalık davasında görevli mahkeme, aile mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakar. Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Babalık davasında yetkili mahkeme, taraflardan birinin dava veya doğum tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. Tarafların Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması halinde ise ilgilinin Türkiye’de sakin olduğu yer mahkemesinde, ilgili Türkiye’de sakin değilse son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul ya da İzmir mahkemelerinin birinde dava açılır.
Babalık Davasında Yargılama Usulü Nasıldır?
Soybağı ile ilgili davalarda uygulanacak olan yargılama usulü, Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde gereğince;
“Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır:
- Hâkim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.
- Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.”
Babalık Davasında İspat Nasıl Olur?
Babalık davasında ispat, kanunda aksine bir hüküm bulunmaması halinde, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguları ispatlaması gerektiğini düzenleyen Medeni Kanun’un 6.maddesi, babalık davalarında da uygulanacak bir hükümdür. Bu nedenle babalık davasını açarak, babalık davasına konu olan çocuğun davalıdan olduğunu iddia eden ve babalık hükmü almak isteyen davacı, bu iddiasını öncelikle ispat etmekle yükümlüdür.
Medeni Kanun’un 302. maddesinin ilk fıkrasında, babalık davasında davalı olan erkeğin, çocuğun doğmasından önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında, çocuğun anası ile cinsel ilişkide bulunmuş olmasının, babalığa karine sayılacağı ifade edilmiştir. Babalık karinesinin oluşması için davacının, ana ile davalının cinsel ilişkiye girmiş olduğunu ispat etmesi gerekir. Cinsel ilişkiye girildiği, her türlü delil ile ispat edilebilir. Cinsel ilişkiyi ima eden mektuplar, tanık anlatımları, cinsi münasebet olduğunu düşündürecek derecede sık ziyaretler, davalının, ananın doğum masraflarını ödemesi gibi deliller, ispat için kullanılabilecek delillere örnek gösterilebilir.
Babalık karinesinin doğmasını sağlayacak hususları ispat edemeyen davacıların ise DNA testi gibi tıbbi ve bilimsel testlere başvurma imkânı vardır.
Davacı, yukarıdaki şekilde babalık karinesine dayanmış ve bu karinenin doğması için gerekli hususları ispat etmişse, babalık davasında ispat yükü yer değiştirecek; babalık karinesini çürütme yükümlülüğü davalıya geçer. Davalı erkek alacağı bir tıbbi rapor ile kısır olduğunu ve çocuk sahibi olma imkânının bulunmadığını veya ananın cinsel ilişki sırasında zaten hamile olduğunu veyahut da kendisinden olan çocuğun düşürülmüş olduğu gibi hususları ispat ederek karinenin çürümesini sağlayabilir. Ayrıca çocuğun babası olmadığını iddia eden davalı erkek, bilimsel inceleme yöntemlerine başvurulmasını hâkimden talep ederek, baba olmadığını bu yöntemlerle doğrudan ispat etme hakkına da sahiptir.
Babalık Davasının Sonuçları Nelerdir?
Babalık davasında davalının baba olduğuna hükmedilmesi halinde, ana lehine birtakım mali haklar doğmaktadır. Bunlardan ilki, ananın hamile kalma ve doğum nedeni ile uğradığı maddi zararları tazmin amacını güden ve Medeni Kanun’un 304. maddesinde özel olarak düzenlenmiş; birtakım giderleri talep hakkıdır. Bu giderler şunlardır:
- Doğum giderleri
- Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri
- Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler
Babalık davası yoluyla kurulan soybağı, çocuk açısından da birtakım hukuki sonuçlar doğurur.
- Çocuk ile baba arasında, babalık hükmü ile soybağı ilişkisi kurulması halinde; babalığına hükmedilen erkek, çocuğu ile kişisel ilişki kurmasına izin verilmesini, hâkimden talep edebilir.
- Mahkeme, gerek babalık davası ile birlikte ileri sürülmesi halinde; gerek ise ayrı bir nafaka davası ile talep edilmesi halinde; baba olduğu ispat edilen erkeğin, çocuk lehine nafaka ödemesine de karar verir.
- Ayrıca çocuk, babasının mirasçısı olma hakkını kazanır.