Bilişim Sistemini Engelleme TCK m. 244 ile bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme eylemi suç olarak düzenlenmiştir. TCK m.244/1 ile bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma, TCK m.244/2 ile de bilişim sisteminin içinde yer alan verileri bozma, yok etme, değiştirme, erişilmez kılma, bilişim sistemine veri yerleştirme ve sistemdeki verileri başka yere gönderme eylemi suç haline getirilmiştir.
TCK m.244/3 ile suçun banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum ve kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde ceza artırım nedeni olarak düzenlenmiş ve TCK m.243/3 ve son fıkra ile de bu eylemlerin failin kendisi veya bir başkası yararına haksız çıkar sağlaması durumu nitelikli hal sayılmıştır.
Korunan Hukuksal Yarar
Bilişim Sistemini Engelleme suçu esasında TCK m.244/1 ve 244/2 açısından mala zarar verme suçunun özel bir görünüş biçimini oluşturur. Bilişim sistemi ve onun içerdiği verilerin, mala zarar verme suçunun konusunu oluşturan mal kapsamı içerisinde ele alınamamasından ötürü oluşan boşluğu doldurmak amacıyla yapılmıştır.
Tck m.244’te Suçun Unsurları Ve Şartları
Suçun Faili Kim Olabilir?
TCK m.244’te düzenlenen suçun faili herkes olabilir. Suçun faili olabilmek için maddede herhangi bir özelliğe sahip olmak şartı aranmamıştır. Bu nedenle TCK m.244’te suçun faili herhangi bir kimse olabilir, bu suç faili bakımından özgü suçlardan değildir.
Bu açıklamalar üzerine bilişim sisteminin işleyişini engelleyen, bozan, bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren, erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka yere gönderen kişi TCK m.244’te düzenlenen suçun failidir.
Suçun Mağduru Kim Olabilir?
Bilişim sisteminin işleyişini engelleme suçunun (TCK m.244) mağduru herkes olabilir. Çünkü suçun mağduru açısından herhangi bir özellik arzetmemektedir. TCK m.244, mağduru bakımından da özgü suçlardan değildir. TCK m.244’te düzenlenen suçun faili işleyişini engellediği, bozduğu, verilerini yok ettiği veya değiştirdiği bilişim sistemi üzerinde hak sahibi olan kimse, bu suçun mağduru durumundadır.
Failin eylemi ile birden fazla kimsenin hakkı ihlal edilmekteyse, bu kimselerin hepsi anılan suçun mağdurudur. TCK m.244/4 ile bu suçun bilişim sistemi üzerinde hakkı olan mağdurun, herhangi bir banka veya kredi kurumu ya da kam kurum ve kuruluşu olması halinde ceza artırım nedeni olarak düzenlenmiştir.
Suçun Konusu Nedir?
Bilişim Sistemini Engelleme suçu (TCK m.244) konusunu bilişim sisteminin donanımı değil, yazılımı oluşturur. Herhangi bir bilişim sisteminin içinde herhangi bir veri olmasa bile, her an veri alabilecek, depolayabilecek ve aldığı veriyi başka bir yere gönderebilecek bir bilişim sisteminde, o zaman içinde veri olmasa bile bu suçun konusu olabileceği kanunda belirtilmiştir.
Suçta Hareket ve Sonuç Nedir?
TCK m.244/1’de düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suçtur. Engelleme veya bozma eylemlerinden yalnız birisinin gerçekleştirilmesi ile suç tamamlanır. Engelleme ve bozma eylemlerinin bir arada olması klozu aranmamaktadır. Bu suç serbest hareketli bir suçtur. Engelleme veya bozma sonucuna hangi hareketlerle yapıldığının bir önemi bulunmamaktadır.
Engelleme ve bozma eyleminin bir arada gerçekleştirilmiş olsa bile, bu eylem tek bir suç oluşturmaya devam edecektir. Ayrıca bu suç bir zarar suçudur. Çünkü bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi veya bozulması ile tamamlanır. Bu nedenle suçun engelleme ve bozulma tehlikesi yaratılmış olması halinde bu suçun işlenmesi için yeterli olmayacaktır.
TCK m. 244/2’de düzenlenen suç ise seçimlik hareketli bir suçtur. Seçimlik hareketleri oluşturan bozma, yok etme, değiştirme, erişilmez kılma, sisteme yeni veri yerleştirme, var olan veriyi başka yere gönderme eylemlerinden birinin yapılması ile suç tamamlanır. Bu eylemlerin hepsinin bir arada yapılmasına gerek yoktur. Bu eylemlerden birkaçının bir arada yapılmış olması suçun tekliğini etkilemez.
Nitekim bu suç bağlı hareketli bir suçtur. Bu suçun oluşması için maddede belirlenen hareketlerden birisi yapılmalıdır. Bu hareketlerin dışındaki bir hareketin yapılması ile bu suç işlenemez. Bu suç, yalnızca sisteme yeni veri yerleştirme ise bir tehlike suçu teşkil edecektir, veri yerleştirilince bu suç tamamlanır. Ayrıca yeni verinin sisteme zarar vermesine de gerek yoktur.
TCK m.244/4’te düzenlenen suçun oluşabilmesi için, failin bu hareketleri, kendisi veya bir başkası için haksız bir çıkar saplamak amacıyla yapmış olması gerekmektedir. Suçun işlenmesi ile elde edilen bu çıkarın haksız olması gerekir.
Hukuk düzenince tasvip edilmeyen her türlü menfaat, haksız çıkar kavramı içinde mütalaa edilebilir. Bu suç sonucunda elde edilen haksız çıkarın failin kendisi veya bir başkası için sağlanmış olması, suçun oluşumu açısından fark etmez asıl önemli olan failin eylemi sonucu, bir çıkar elde edilmiş olmasıdır.
TCK m.244’ün uygulanması için gereken son şart ise, failin eyleminin başka bir suçu oluşturmamasıdır.
Suçun Manevi Unsur Nedir?
TCK m.244’te düzenlenmiş olan bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu, kasten işlenebilen bir suçtur, taksirle işlenme durumu bulunmamaktadır. Bu suçun oluşması için genel kast yeterlidir, failde özel bir amacın, bulunması aranmamaktadır. TCK m.244’te bulunan tüm suçların hem doğrudan kastla, hem de olası kastla işlenmesi mümkündür.
Suçta Bulunan Hukuka Aykırılık Unsuru Nedir?
TCK m.244’te düzenlenen bu suçta bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu açısından hukuka uygunluk nedenlerinden, mağdurun rızası, kanun hükmünü veya yetkili amirin emrini yerine getirme söz konusu olabilir.
Bu Suçun Yaptırımı Nedir?
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
TCK Madde 244-
(1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Şeklinde düzenlenmiştir.
Kovuşturma Usulü, Görevli Mahkeme, Uzlaşma Ve Zamanaşımı
TCK m.244’te düzenlenen suçun takibi de, şikâyete bağlı değildir, re’sen takibi gerekir. Bu suçta görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Bu suçta yetkili yargı mercii ise, suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Bu suçun nerede işlendiği bahsine gelecek olursak bilişim sistemine, fiziksel temasla girilmesi durumunda, eylem nerede yapılmışsa suç da orada işlenmiş sayılacaktır. Buna karşın, bilişim sistemine internet üzerinden erişilerek hukuka aykırı fiilin işlenmesi durumunda nereden girildiği belli değilse sistemin bulunduğu yerdeki merciidir.
TCK m.244 suçunda, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
TCK’ye göre TCK m.244‘te düzenlenmiş olan bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunda dava zamanaşımı 8 yıldır.
Tck M.244 Suçunda Hagb Kararı Ve Erteleme Uygulanabilir Mi?
TCK m.244 suçunun işlenmesi ile oluşan zarar sonucunda suçun mağduruna verilen zarar suçun faili tarafından karşılandıktan sonra bu suçla ilgili HAGB kararının verilmesi mümkündür.
TCK m.244 suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında erteleme hükümleri uygulanabilir.
Bilişim Sistemini Engelleme Yargıtay Kararları
T.C YARGITAY 15. Ceza Dairesi Esas: 2017 / 26427 Karar: 2020 / 10070 Karar Tarihi: 19.10.2020
Bilişim sisteminin işleyişini engellemek veya bozmak ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, mağdur …’ın mail adresine müdahale ederek mağdurun “facebook” hesabı üzerinden kardeşi olan katılan …’a mesaj gönderdiği ve ödemesi olduğunu belirtip 1.000 TL para istediği, …’ın sanığın hileli hareketleri neticesinde kardeşine gönderdiğini düşünerek sanığın verdiği hesap numarasına istenen parayı gönderdiği iddia olunan olayda;
1-Sanık hakkında bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Dosya kapsamına göre sanığın, mağdur …’ın “facebook” hesabına hukuka aykırı olarak girip şifresini değiştirmek suretiyle mağdurun hesabına erişimini engellemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 244/2. maddesi kapsamında kaldığı halde aynı yasanın 244/1. maddesinden mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık savunması, katılan ve mağdur beyanları, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün inceleme raporu, banka kayıtları, arama tutanakları, facebook konuşma çıktıları ile tüm dosya içeriğine göre mahkemenin sanığın mahkumiyetine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27/10/2009 tarih ve 2009/6-132 Esas ve 2009/251 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; “5237 sayılı Kanun’un 168. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, sanığın bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerektiği, 765 sayılı Kanun’un 523. maddesi, “iade ve tazmin esasına” dayalı bir düzenleme iken, 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesi tazminden çok “pişmanlık” esasına dayanmakta olup, pişmanlık sonucu olan iade ve tazminin önem taşıması nedeniyle iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi gibi hallerde sanığın etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği” içeriğindeki kararı da dikkate alındığında, mahkemenin suça konu 1.000 TL üzerindeki blokenin kaldırılarak katılan …’a ödenmesi yönündeki 02/11/2012 tarihli müzekkeresi ile suça konu paranın katılana ödendiğinin, katılanın 12/01/2017 tarihli dilekçesinden anlaşılması karşısında, sanığın etkin pişmanlığından bahsedilemeyeceğinden etkin pişmanlık nedeniyle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Yargıtay 23 Ceza Dairesi’nin 24/05/2016 tarih, 2015/9146 Esas, 2016/6542 Karar sayılı ilamı ile katılan …’ın para transfer ettiği hesapta para transferinden önce bloke olup olmadığının araştırılması ve sanığın daha önce konulmuş bir bloke nedeniyle parayı çekemediğinin anlaşılması halinde dolandırıcılık suçuna teşebbüsün karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi gerekçesiyle hükmün bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada bankadan gönderilen yazıda hesapta 25/11/2009 tarihinden önce konulan herhangi bir blokeye rastlanmadığının belirtildiği, mahkemece bankadan gelen yazı cevabına göre hesap üzerinde para transferinden önce herhangi bir blokenin olmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; suça konu paranın transfer edildiği tarihin 25/12/2009 olduğu, bankadan gelen yazı cevabına göre blokenin para transferinden önce konulduğunun anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya ver vermeyecek şekilde tespiti bakımından; ilgili bankadan daha önce gönderdiği 30/11/2016 tarihli yazıları tekrar gönderilip söz konusu hesapta suça konu 1.000 TL paranın transferinden önce bloke olup olmadığının araştırılarak açıklığa kavuşturulması, daha önce konulmuş bir bloke nedeniyle parayı çekip çekemediğinin tespit edilerek sanık hakkında TCK’nın 35. maddesinde belirtilen teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C YARGITAY 4. Ceza Dairesi Esas: 2016 / 1661 Karar: 2020 / 4003 Karar Tarihi: 25.02.2020
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Cinsel taciz suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’ün TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Şantaj ve sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen şantaj ve sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Sanık hakkında, bilişim sistemini engelleme bozma verileri yok etme değiştirme suçundan mahkumiyet kararı verilirken, her bir mağdur yönünden ayrı ayrı suç oluştuğu halde, 5237 sayılı TCK’nın 43/2. maddesi uygulanarak tek bir mahkumiyet kararı verilmesi; ayrıca, 5237 sayılı TCK’nın 107/1-2. maddesinde, şantaj suçu için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası öngörülmüş olmasına rağmen, yerel mahkemece sanık hakkında yalnızca hapis cezasına hükmedilip adli para cezasına hükmedilmemiş ise de, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma yapılamayacağı,
Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği,
Anlaşıldığından sanık … Gögör’ün ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 25/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Antalya bilişim avukatı ve ceza avukatı konularında ayrıntılı hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri için tarafımıza iletim bölümünden ulaşabilirsiniz.