Türk hukuk sistemimiz taksirle adam öldürmeyi cezalandırmaktadır. Taksirle öldürme suçu, kasten öldürmeye göre daha düşük bir ceza içerir. Taksirle öldürmeyi, kasten öldürmeden ayıran tek ölçüt suçun manevi unsurudur.
Bu suçta korunan hukuki yarar kişinin “yaşama hakkı”dır. Kişinin yaşam hakkına yapılan saldırı tüm haklarına yapılmış sayılır.
Taksirle Öldürmenin Cezası Nedir?
Bir kimseyi taksirle öldürmenin cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Taksir Ne Demektir?
Taksirin tanımı Türk Ceza Kanunu’nun 22.maddesinde yapılmıştır. Buna göre;
Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. (TCK m.22/2)
Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. (TCK. m.22/3)
Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir. Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir. (TCK m.22/4-5)
Yargıtaya göre taksirin tanımı, öngörülmesi mümkün ve zorunlu olan bir sonucun fail tarafından istenmemesine rağmen gerçekleşmesidir.
Sonuç olarak taksirin unsurlarını şu şekilde özetlemek mümkündür;
- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
- Failin hareketinin iradi gerçekleşmiş olması,
- Failin özen yükümlülüğüne uymaması,
- Failin tarafından sonucun öngörülebilir olması
- Sonucun istenmemesi,
- Failin eylemi ile sonuç arasında illiyet bağının bulunması
Bilinçli Taksir İle Basit Taksir Arasındaki Fark Nedir?
Bilinçli taksir ile basit taksir arasındaki farkı somut olaya göre değerlendirmek gerekir.
Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen sonuç gerçekleşmişse burada bilinçli taksir vardır.
Fail, içinde bulunduğu durum normalde öngörülebilir olmasına rağmen bunu öngörememişse basit taksir, bunu öngörmüş ancak sonucun gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmişse bilinçli taksir vardır. Özetle failin sonucu öngörmesine rağmen olmayacağı inancıyla kendi bilgi tecrübe yeteneği vs. güvenerek hareketine devam etmesi sonucu suç gerçekleşmişse burada bilinçli taksirden söz edilir.
Cezaya Hükmedilmeyen Haller Var Mıdır?
Türk Ceza kanunun 22. maddesinin 6. fıkrası gereğince; “Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.”
Kanun koyucu burada bazı özel durumlarda taksirli eylemi yüzünden failin cezalandırılamayacağını düzenlemiştir. Öncelikle bu hükmün uygulanabilmesi için suçun taksirle işlenmiş olması gerekir. Bilinçli veya basit taksirle işlenmesinin bir önemi yoktur. Kastla öldürülmüşse bu cezasızlık nedeni uygulanmaz.
Fail ile mağdur arasında kişisel veya ailevi bir bağ bulunması gerekir. Taksirle ölüm sonucu fail zaten öyle elem ve acı duymalıdır ki bir de üstüne böyle bir ceza verilmeye gerek duyulmamalıdır. Örneğin, çocuğu ile aynı arabada bulunan annenin kendi dikkatsizliği yüzünden trafik kazası yapması sonucu çocuğunun ölümünden büyük bir elem duyacağından bahisle zaten tüm ailenin bu acı durumdan mağdur olmasının üstüne bir de anneye hapis cezasına hükmedilecek olması ailenin iyice mağdur olmasına sebebiyet verecektir.
Kovuşturma Usulü Nedir, Görevli Ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?
Taksirle öldürme suçu ister bilinçli taksirle işlenmiş olmuş ister basit taksirle işlenmiş olsun takibi şikâyete bağlı değildir. Resen soruşturma ve kovuşturması yapılır.
Yetkili mahkeme, taksirli hareketin yapıldığı yer mahkemesidir. Görevli mahkeme, ise TCK m.85/1’deki durumlarda cezanın üst sınırı sebebiyle Asliye Ceza Mahkemesidir.
m.85/2 için ise üst sınırının artması ve on yıllık sınırı aşması nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesidir.