Çekte bedelsizlik iddiası ve menfi tespit davası açılırken ödeme aracı olarak kullanılan çekin karşılığında yerine getirilmesi gereken edim yapılmamış olur. Karşı edim yerine getirilmediğinde çek de bedelsiz kabul edilir.
Çekte bedelsizlik çeşitli nedenlerle oluşabilir. Bu sebeplerden biri temel borç ilişkisinin geçersiz olmasıdır. Bir diğer neden temel alacağın sona ermesi olurken temel borç ilişkisindeki edim hiç ifa edilmezse de durum ortaya çıkabilir.
Ayrıca temel borç ilişkisinin meydana getirilmesi sırasında irade bozukluğu hali varsa ya da temel ilişkinin meydana gelmesinde aşırı yararlanmanın varlığı söz konusu ise çekte bedelsizlik ve menfi tespit davası söz konusu olabilir. Çek hatır için verildiğinde de dava açmak gerekli olabilmektedir.
Çekte Bedelsizlik
Çek olarak adlandırılan belgeler düzenleyen tarafından muhataba hitaben yazılan kıymetli evrak niteliğindeki senettir. Bir ödeme aracı olarak kullanılan çek ekonomik bir fonksiyona sahiptir. Kredi işlevindeki senet ve bonodan farklı özellikler ihtiva eder.
Çek yalnızca bir ödeme aracı olarak kullanılan kıymetli evraktır. Mevzuatlarda çekin ödeme aracı olduğuna dair açık bir hüküm de bulunmaz. Kanun koyucu çeki bir kredi aracı olarak değil bir ödeme aracı olarak görmeyi tercih eder.
Diğer kambiyo senetleri olarak kabul edilen poliçe ve bonoların ise vade ihtiva etmesine bağlı olarak kredi aracı olarak değerlendirilmesi söz konusudur. Çek bir ödeme aracı olarak kullanılır. Bunda etkili olan unsur ise ticari hayatın gereklilikleridir. Nakit para taşıma sıkıntısını ortadan kaldıran bu kıymetli evrak sayesinde ticari yaşamda ödeme gerçekleştirmek kolaylaşır. Çek mücerret bir senettir. Mücerret senetler soyut senet olarak da adlandırılırlar.
Çekte Bedelsizlik ve Menfi Tespit Davası Nedir?
Çekte bedelsizlik iddiası ve menfi tespit davası açılırken çek kullanımına yönelik olarak hareket edilir. Türk hukukunda çek bir kambiyo senedi olarak düzenlenir. Çek, diğer kambiyo senetlerinde de geçerli olan mücerret ve ihdasi nitelikler açısından bu nitelikleri taşıyan bir senettir.
Kambiyo senetlerindeki bedelsizlik kavramı ise kanuni bir kavram değildir ve Yargıtay kararları ile oluşmuştur. Bu kavram aracılığı ile temel borç ilişkisine dayalı karşı edimin yerine getirilmemesi ifade edilir.
Çekte Bedelsizlik ve Menfi Tespit Davasının Açılması
Kambiyo senetlerine özgü takip işlemleri öncesinde bedelsizlik davası açılabilmektedir. Bu tür davalar takipten önce ya da takipten sonra açılabilir. Bu davalar açısından konu ele alındığında tüm davalara yönelik olarak hukuki yararın varlığı koşulu geçerli olur.
Çekte bedelsizlik iddiası ve menfi tespit davası açan tarafın karşısında yer alan kişi için de geçerli olan çek alacaklısının çeki takibe koymasında bir sakınca olmamasıdır. Menfi tespit davası ile ilgili olan ve bilinmesi gereken önemli bir konu da davanın ne zaman açılması gerektiğidir. Takipten önce ya da sonra açılacak bir dava bu nedenle önem taşır.
Takipten Önce Açılacak Bedelsizlik Davası
Çekte bedelsizlik iddiası ve menfi tespit davası icra takibinden önce açıldığında icra takibi hem durmaz hem de bu dava nedeni ile icra takibi de engellenmez. Dava açan tarafın ihtiyati tedbir kararı talep etmesi durumunda ise kendisi açısından hukuki yarar olur. Bu tür bir işlem yapılmak istendiğinde ise mahkemeye bir teminat yatırılması ve bunun ardından da ihtiyati tedbir kararı kondurulması talep edilebilir.
Bedelsizlik iddiasında bulunan ve dava açan taraf kendisine karşı bir takip işlemi uygulanmasını istemediği takdirde bir teminat göstermek durumundadır. Bu teminat miktarı ise %15’ten az olamaz. Bu teminat miktarı mahkemeye yatırıldığında ise ihtiyati tedbir kararı çıkartılabilir.
Takipten Sonra Açılacak Bedelsizlik Davası
Çekte bedelsizlik iddiası ve menfi tespit davası takipten sonra da açılabilir. Bu durumda çek borçlusu olan kişinin kendisine karşı başlatılacak takibin ardından bedelsizlik iddiasına istinaden dava açması gerekir. Borçlu olmadığını tespit ettirmek için açılacak bu davada bedelsizlik iddiasına göre hareket edilir.
İcra takibi yapılmadan önce veya yapıldıktan sonra bir menfi tespit davası açılacak ise mahkemenin vereceği ihtiyati tedbir kararının niteliği önemli olur. İcra takibi öncesi bu tür bir dava açılmışsa mahkeme alacağın en az %15’i kadarına teminat gösterilmesini isteyebilir. Bu durumda teminat miktarının mahkemeye yatırılması gerekmektedir. Mahkeme icra takibinin durması yönünde ihtiyati tedbir kararı verebilir.
Bunun yanı sıra icra takibinden sonra bir menfi tespit davası açılmış ise ihtiyati tedbir kararı alınması takibi durdurmak için yeterli olmaz. Borçlunun da bu süreçte yapabilecekleri arasında ihtiyati tedbir yolu kullanılarak icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde karar alınmasını isteyebilir. Bunu isterken de alacağın %15’inden az olmayacak şekilde teminat göstermelidir.
Çekte bedelsizlik olarak adlandırılan kavram Yargıtay kararları ile ortaya çıkmıştır. Bu kavram kanunini bir kavram değildir. Çekte bedelsizlik kavramı ile ifade edilmek istenen temel borç ilişkisi içindeki edimin yerine getirilmemiş olmasıdır. Karşı edim yerine getirilmediği zaman çek bedelsiz olur.
Yargıtay kararları incelendiğinde karşılıksız kelimesinin de çekte bedelsizlik yerine kullanıldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra çekle işleyen hesabın çek bedeline yönelik bir karşılığının olmaması durumunu izah etmek için kullanılan karşılıksız kavramı yerine çekte bedelsizlik ifadesi daha uygun olmaktadır.
Bir çeke istinaden herhangi bir temel alacağın olmaması durumunda çek bedelsiz bir kambiyo senedi olarak kabul edilir. Temel alacak olarak kabul edilen para alacağının herhangi bir nedenle ifa edilmemesi bedelsiz kalmasına yol açabilir. Bu durum sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirileceğinden dava açılabilmektedir.
Borçlu açısından ortaya çıkacak durum senedin iadesini sağlamak ve muhatabı tarafından ödenmesini engellemek için menfi tespit davası açılması gerekli olur. Borçlu bulunmama durumunun mahkemece tespit edilmesi için başlatılmışsa ya da başlatılacaksa icra takibinin durdurulabilmesi açısından dava açılır.
Borçlu bu süreçte menfi tespit davası açabilir. Borçlu menfi tespit davası açmak sureti ile borçlu olmadığını tespit ettirmek ister. Bu davanın temelinde sebepsiz zenginleşme iddiası yatar ve temel borç ilişkisinin tarafı olarak senet lehtarı olana karşı bu dava açılabilir.