İmar Planlarına Hangi Sürelerde Dava Açılabilir?
İmar planları ilana tabi genel düzenleyici işlemlerdir. 2577 sayılı İYUK’un 7.maddesinde, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açılabileceği kurala bağlanmıştır. Bu bağlamda, İmar planlarına karşı bir aylık ilan süresinin sonunu izleyen günden itibaren 60 günlük idari dava açma süresi içerisinde doğrudan dava açılabilir.
Öte yandan, özel bir Kanun olan 3194 sayılı Kanunun 8/b maddesi ile 30 günlük askı süresi içerisinde plana karşı itiraz etme imkânı getirilmiştir. Bu durum karşısında imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında itiraz edilmesi durumunda itirazın reddi veya zımnen reddi tarihinden itibaren 60 günlük süre içinde dava açılması gerekecektir.
İmar planlarına karşı doğrudan dava açma sürelerinin geçirildiği hallerde imar planlarının uygulama işlemleriyle birlikte yahut uygulama işleminden bağımsız olarak dava konusu yapılması da mümkündür. Uygulamada özellikle imar planlarına karşı doğrudan dava açma sürelerinin geçirildiği hallerde ilgililer kamulaştırma, imar düzenlemesi (parselasyon), yapı ruhsatı, imar çapı gibi uygulama işlemleriyle birlikte ya da uygulama işleminden bağımsız olarak imar planlarını da dava konusu etmektedir.
Bu durumda uygulama işleminin tebliği ya da öğrenme tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde uygulama işlemiyle birlikte ya da uygulama işleminden bağımsız olarak imar planlarının dava konusu edilmesi gerekir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8.maddesine 14/2/2020 tarih, 7221 sayılı Kanun’un 6.maddesiyle eklenen paragrafa göre, kesinleşen imar planları veya parselasyon planlarına karşı kesinleşme tarihinden itibaren her halde beş yıl içinde dava açılabileceği hükmü getirilmiş olup ilgililerin anılan kuralı da göz önünde bulundurmaları gerekir.
İmar planları yapım, hazırlanış ve yürürlüğü konuluşları itibariyle uzun, teknik ve karmaşık bir konu olup imar planlarına dava açacak kişilerin hukukçu, şehir plancısı, harita mühendisi gibi uzmanlardan bilgi ve destek almalarında fayda vardır.
İmar Planlarına Karşı Açılacak Davalarda Dava Dilekçesinde Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Uygulamada İmar planlarına karşı açılan davalarda ilgililerin dava açma süreleri ile dava dilekçesinin 2577 sayılı İYUK’ un 3.ve 5. maddelerine uygunluğuna dikkat ve özen göstermedikleri görülmektedir. Yukarıda da değinildiği üzere imar planları ilanı gereken genel düzenleyici işlemler olup dava açma sürelerinin hesabında yukarıda yapılan açıklamalara uygun şekilde dava açılması gerekir.
Dava dilekçesinde imar planlarının askıya çıkış, askıdan iniş, itirazların karara bağlandığı meclis kararlarının tarihlerinin, itirazın reddi kararlarının tebliğ ya da öğrenme tarihlerinin gösterilmesi gerekmektedir. Yine imar planlarının kabulüne ve itirazlarına reddine ilişkin meclis kararlarının dilekçeye eklenmesi gerekir. Dilekçede iptali istenilen planın ya da uygulama işlemiyle dayanağı olan planın hem dilekçenin başında hem de sonunda birbiriyle uyumlu olacak şekilde iptali istenmelidir.
Örneğin dilekçenin başlangıcında uygulama imar planının dilekçenin sonuç kısmında ise hem uygulama imar planı hem de nazım imar planının iptalinin istenilmesi dilekçe ret sebebidir. Öte yandan imar planları geniş arazi parçalarını kapsadığından menfaat bağının ve dava açma ehliyetinin ortaya konulabilmesi için ilgililerin imar planı ya da değişiklikleriyle menfaatlerinin nasıl ihlal edildiğini dilekçede açıklamaları gerekir. Bu bağlamda dava konusunun açık ve net olarak ortaya konulabilmesi ve ehliyet itirazıyla karşılaşmamak için taşınmaz maliklerinin imar planlarına karşı parsel bazında dava açmaları gerekmektedir.
Uygulamada taşınmaz maliklerinin birden fazla parsellerini içeren imar planlarına karşı açılan davaları idare mahkemeleri her parsel için ayrı ayrı dava dilekçeleriyle dava açılmak üzerine dilekçenin reddine karar vermektedir. Bunun sebebi her imar parselinin ayrı fonksiyonunun olması ve şehircilik esasları ve planlama ilkeleri uyarınca bu fonksiyonların hukuka uygunluk denetiminin ayrı ayrı yapılacak olmasıdır.