Cinsel Sorunlar Nedeniyle Boşanma
Cinsel sorunlar nedeniyle boşanma; eşlerin, aralarındaki cinsel ilişki kaynaklı problemler nedeniyle evlilik birliğinin erdirme, boşanma kararı almasıdır. Cinsen sorunlar nedeniyle boşanma, esasında oldukça yaygın bir boşanma nedeni olmakla beraber, toplumun değer yargıları, sosyo – kültürel dinamikleri, çevre etkisi vs. faktörlerden dolayı gizlenmekte, başka gerekçeler öne sürülerek boşanma davası açılmaktadır. Cinsellik, sağlıklı bir evlilik birliğinin en mühim unsurları arasında yer alır.
Nitekim eşler arasındaki cinsel ilişki ve cinsel tatmin, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarından da açıkça görüleceği üzere sağlıklı bir evlilik birliği için oldukça önemlidir. Cinsiyet farkı gözetilmeksizin, eşlerden birinin kusuru nedeniyle cinsel birliktelik sağlanamaması, eşler arasında cinsel uyumsuzluk problemi vs. cinsel sorunlar, boşanmanın genel sebeplerinden biri olan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” kapsamında değerlendirilmekte ve boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir.
Cinsel sorunlar nedeniyle boşanma davası açılabileceği gibi tazminat talebinde de bulunulabilir. Eşler arasında cinsellik yaşanamaması, cinsel yetersizlik, cinsel isteksizlik, cinsel uyumsuzluk, cinsellikten tiksinme, erken boşalma, vajinismus, iktidarsızlık vb. sorunların boşanma sebebi olarak ileri sürülmesi mümkündür. Özetle, eşler arasındaki cinsel sorunlar boşanma sebebi olarak kabul edilebilir ve ileri sürülen sorunlar nedeniyle eşlerin boşanmasına karar verilebilir.
Evlilikte Cinsel İlişki Kurulamaması
Eşlerin cinsel ilişki kuramaması ve bu nedenle boşanma davası açması halinde, öncelikle, eşler arasında cinsellik yaşanamamasının fizyolojik bir sebebi olup olmadığının tespit edilebilmesi için sağlık raporuna başvurulur. Eşlerden birinin tedavisi olanaksız bir hastalığa sahip olması ve bu hastalıktan dolayı cinsel ilişki kuramaması halinde, bu durum bir boşanma sebebi olarak kabul edilir. Lakin, hastalığı sebebiyle cinsel ilişki kuramayan eşe kusur atfedilemeyeceğinden, hastalık sahibi eş aleyhine tazminat isteminde bulunulamaz.
Tarafların cinsellik yaşayamamalarının sebebi erken boşalma, vajinismus vb. tedavisi mümkün ve geçici bir hastalıksa, mahkeme doğrudan boşanma kararı vermek yerine ilgili eşin tedavi olması kararını verecektir. Fakat tedavisi mümkün ve geçici cinsel hastalığı bulunan eş, mahkemece verilen tedavi kararını yerine getirmez, tedaviden kaçınırsa kusurlu kabul edilerek hem boşanmaya hem de kusur sebebiyle tazminat ödenmesine karar verilebilecektir.
Cinsel İlişkiden Kaçınma
Cinsel sorunlar nedeniyle boşanma başlığı altında değinilmesi gereken bir başka husus, cinsel ilişkiden kaçınma halidir. Mahkeme, cinsel ilişkiden kaçınmasını gerektirecek herhangi bir sağlık sorunu olmamasına karşın yalnızca psikolojik etkenlerden dolayı cinsel ilişkiden kaçınan tarafı ve ilgili tarafın kusurunu tespit eder. Kusur derecesinin tespit edilmesi mühimdir. Zira, kusurlu eş aleyhine hükmedilecek tazminat miktarı tayin edilirken kusur derecesi dikkate alınacaktır.
Eşler arasında uzun bir süredir cinsel ilişki kurulamaması, Yargıtay tarafından boşanma sebebi kabul edilmektedir. Yine Yargıtay kararlarına göre; cinsel ilişkiye girmesine engel teşkil eden herhangi bir sağlık sorunu bulunmamasına karşın uzun bir süre cinsel ilişkiden kaçınan, eşinin cinsel ilişki teklifini reddeden eş kusurludur. Bu durum, cinsel ilişkiye girmeyi reddeden eşe karşı boşanma sebebi olarak ileri sürülebilir ve diğer eş tarafından boşanma davasına sebep gösterilebilir.
Özellikle belirtmek gerekir ki, her somut olayı kendi koşulları, özellikleri ve dinamikleri dahilinde değerlendirmek gerekir. Örneğin, cinsel yolla bulaşan bir hastalığa sahip olan eş, eşinin de bu hastalığa yakalanmaması amacıyla cinsel ilişkiye girmediği takdirde, bu davranışın “cinsel ilişkiden kaçınmak” şeklinde yorumlanamayacağı açıktır. Cinsellikten kaçınma, ispatı yönüyle oldukça meşakkatli bir husustur. Bu durumun ispati, ancak eşler arasındaki konuşmalar ve mesajlaşmalar ile mümkündür.
Yargıtay, cinsel ilişki kurulamamasından dolayı açılan boşanma davası devam ederken eşlerin cinsel ilişkiye girmesini, boşanma davasının reddi gerekçesi olarak kabul etmektedir. Zira, uzun bir süre cinsellik yaşanamamasının ardından eşlerin cinsellik yaşanması, cinselliğin yaşanmasından önceki kusurun affedildiği şeklinde değerlendirilir. Cinsel sorunlar nedeniyle boşanma davası, ispatın zorluğu vs. durumlar nedeniyle hukuk tekniği gerektirdiğinden ir aile hukuku ve boşanma avukatından yardım almak yararlı olacaktır.
Cinsel Sorunların Çözümü İçin Tedaviden Kaçınma
Eşlerden birinin fiziksel veya psikolojik bir rahatsızlığı, eşler arasında cinsel ilişki kurulamamasına neden olabilir. Söz gelimi, kadının vajinismus problemi sebebiyle cinsel ilişkiye girmemesi söz konusu olabilir. Bu tür bir durumda vajinismus kadının kusuru sayılmaz; ancak, cinsel ilişkiye engel teşkil eden fiziksel veya ruhsal sorunun çözümünden, tedavisinden kaçınmak, tedaviden kaçınan eşin kusurlu kabul edilmesi sonucunu doğurur.
Tedaviden kaçınmak, kadın veya erkek fark etmeksizin her iki eş içinde kusurlu bir davranıştır. Yukarıda ifade edilen örnekte olduğu gibi, kadının tedaviye yanaşmaması kusurlu bir davranıştır. Aynı şekilde, kadının tedavisi için erkeğin destek olmaması da kusurlu davranış kapsamında değerlendirilir. Cinsel sorunların çözümü için tedaviden kaçınma hususunda Yargıtay kararı paylaşmak gerekirse;
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E.2017/3107, K. 2017/12564, 13.11.2017 T)
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve özellikle de davalı-karşı davacı hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 30.03.2015 tarihli rapora göre, davalı-karşı davacı erkeğin ruhsal ve fiziksel bir rahatsızlığı bulunmadığı, tarafların 2 yılı aşkın bir süre birlikte yaşadıkları ve erkeğin eşi ile bu süre içerisinde yalnızca bir kez cinsel ilişkiye girdiği, tanık beyanlarına göre de bu sorunun tedavisi konusunda gerekli çabayı göstermediği anlaşılmaktadır. Ruhsal ve fiziksel bir rahatsızlığı bulunmayan, davalı-karşı davacı erkeğin, geçerli bir sebebi olmaksızın davacı-karşı davalı kadınla cinsel ilişkiye girmekten kaçınması ve sorunun çözümü konusunda çaba göstermemesi kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, ilk derece mahkemesince kadın yararına manevi tazminata karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Cinsel Mahremiyetin İhlali (Cinsel Sırların Anlatılması)
Eşler arasındaki cinsel sırların bir üçüncü kişiyle paylaşılması, cinsel mahremiyetin ihlaline neden olur ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan ağır kusurlu bir davranış olarak değerlendirilir. Eşlerden biri, eşi ile arasındaki cinsel sırları bir başkasına anlattığı takdirde, diğer eş boşanma davası açabilir ve kusurlu eşten tazminat talebinde bulunabilir.
Cinsel Şiddet
Eşlerden birinin cinsel ilişkiye girmek istememesine karşın diğer eş tarafından zorlanması, cinsel ilişki için baskı görmesi halinde de kusurlu bir davranış söz konusudur. Bununla birlikte, eşlerden birinin diğer eşi doğal olmayan yoldan cinsel ilişkiye zorlaması, baskı yapması da kusurlu bir davranıştır. Yargıtay, eşlerin karşılıklı istekleri dışında birbirlerini sapıklıklara, normal kabul edilemeyecek fantezilere zorlaması, baskıda bulunmasını cinsel şiddet kapsamında değerlendirmektedir.
Kısırlık
Evlilik birliği devam ederken, kadının rahminin ameliyatla alınması ve bu nedenle doğurganlık yeteneğini yitirmesi halinde, söz konusu ameliyattan dolayı kadının cinsel organının cinsel ilişki için elverişsiz olmadığı hekim raporu ile kanıtlanabiliyorsa, kadının rahminin alınması neticesinde doğurganlık yeteneğini kaybetmiş olması tek başına boşanma nedeni kabul edilmemektedir.