Kefalet Sözleşmesi
Kefalet Sözleşmesi, 6098 sayılı yürürlükteki Türk Borçlar Kanunu’nda 581-603 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK madde 581’e göre işbu sözleşme; “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.”
Tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bahse konu sözleşmede borcun kaynağı sözleşmeden doğabileceği gibi haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden de doğmuş olabilir. 3 ayrı kişi arasında ilişki mevcuttur. Bunlar: Kefil, alacaklı ve borçludur.
Kefalet Sözleşmesi Hangi Şekil Şartlarına Tabidir?
Kefalet sözleşmesi belirli şekil şartlarına tabidir. TBK madde 583’e göre;
- Yazılı şekilde yapılmalıdır.
- Kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmelidir aksi halde geçerli olmaz.
- Kefil olan, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini sözleşmede kendi el yazısıyla belirtmelidir. Sözleşmede sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.
- Asıl borçlunun rızası aranmaz hatta ve hatta bilgi sahibi olmasına dahi gerek yoktur.
Kefalet Sözleşmesi Kimler Arasında Yapılır?
Kefalet sözleşmesi, kefil olan ve asıl borç ilişkisinin alacaklısı arasında birbirine uygun, karşılıklı irade beyanlarını yansıtmaları ile yapılır. Kefil olan, borçlunun borcunu ödemediği takdirde onun borcunu ödemeyi üstlenir. Burada üçlü bir ilişki vardır. Asıl borç ilişkisinin tarafları olan borçlu ve alacaklı ile sözleşmenin tarafları, kefil olan ve asıl alacaklı ön plana çıkmaktadır.
Kefalet Sözleşmesinin Özellikleri Nedir?
Kefalet Sözleşmesinin özelliklerine bakacak olursak; öncelikle karşılıklı uygun irade beyanlarına dayanır. Yazılılık esastır, sözlü yapılamaz. Bu husus bir şekil şartı olmakla birlikte geçerlilik şartıdır. Diğer özelliklerine bakmak gerekirse:
- İşbu sözleşme tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Borç altına giren kefil olandır. Asıl borcun alacaklısının kefalet sözleşmesinde herhangi bir yükümlülüğü yoktur.
- Kefil olunan asıl borçlu, kefil olan ise tali nitelikte borçludur. Bunun anlamı; asıl borç ilişkisindeki borçluya yani kefil olunana karşı takip yapılmadan, semeresiz kalınmadan kefil olana başvurulamayacağıdır.
- Geçerli bir asıl borç ilişkisi bulunmalıdır. Buna bağlı olarak kefil olanın borcu Fer’i niteliktedir. Asıl borç devam ettiği sürece kefilin borcu da devam etmektedir.
- Tarafların fiil ehliyetine sahip olması gerekir.
- Kefilin borcu üstlenmesi için asıl borçlunun herhangi bir onayı aranmaz.
Kefalet Sözleşmesinin Türleri
Kefalet Sözleşmesinin 5 türü vardır. Alacaklının kefile ne zaman başvuracağı veyahut kefil olan kişi sayısı değiştikçe kefaletin türü de değişmektedir. İşbu sözleşme, aşağıda da sıralandığı üzere beş farklı türe ayrılır. Bahse konu sözleşme türlerini inceleyelim:
- Adi kefalet sözleşmesi TBK 585’te düzenlenmiştir. Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez; ancak bunun istisnaları da vardır.
- Müteselsil kefalet sözleşmesi TBK madde 586’da düzenlenmiştir. Alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir.
- Birlikte kefalet sözleşmesi TBK madde 587’de düzenlenmiştir. Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur.
- Kefile kefil ve rücua kefil Sözleşmesi TBK madde 588’de düzenlenmiştir. Alacaklıya, kefilin borcu için güvence veren kefile kefil, kefil ile birlikte, adi kefil gibi sorumludur.
- Rücua kefil de TBK madde 588’de düzenlenmiştir. Kefilin borçludan rücu alacağı için güvence veren kefildir.
Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası Gerekli Midir?
İşbu sözleşme yapılırken kural olarak herhangi bir rıza aranmaz. Ancak kefil olan taraf evli ise eşin rızası önem kazanmaktadır. TBK madde 583 düzenlemesine göre;
“Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.”
Kısaca özetlemek gerekirse işbu sözleşmede eşin yazılı rızası, en geç sözleşme kurulurken alınmalıdır. Aksi halde yapılan sözleşme geçersizdir.
Kefalet Sözleşmesinden Dönme
Sözleşmeden dönme Türk Borçlar Kanunu madde 599’da düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre kefilin borcun doğumu öncesi ile borç doğduktan sonraki süreçte mali olarak çok zorluk çekeceği ortada ise sözleşmeden dönebileceği belirtilmiştir. Ancak alacaklının kefalet sözleşmesine güvenden kaynaklı bir zararı olursa, kefil olan bu borcu gidermekle yükümlüdür.
Kefilin ya da Asıl Borçlunun Ölümünün Kefalet Sözleşmesine Etkisi
Kefalet Sözleşmesinde asıl borçlunun herhangi bir rızasının aranmadığı hatta ve hatta haberinin bile olmasına gerek olmadığı ortadadır. Bundan dolayı asıl borçlunun ölümü işbu sözleşmeyi etkilemeyecektir. Kefil olanın borcu devam etmektedir. Kefilin ölmesi ise sözleşmeyi sona erdirmeyecektir. Bahse konu sözleşmeye kefil olanın mirasçıları taraf olacaktır ve borcun sorumluluğu mirasçılar üstünden ilerleyecektir.
Kefalet Sözleşmesinin Sona Ermesi
Kefalet Sözleşmesi kural olarak asıl borcun sona ermesi ile son bulur. Bunun sebebi “Kefilin borcu Fer’i borçtur.” özelliğine dayanmaktadır. Süreli kefalet sözleşmesi var ise sürenin dolması ile sona erer son bulur. Burada asıl önemli olan durum süreli olmayan sözleşmenin nasıl son bulacağıdır. Bu husus TBK 601. maddede düzenlenmiştir.
“Süreli olmayan kefalette kefil, kanunun öngördüğü hâllerde, alacaklıdan, bir ay içinde borçluya karşı dava ve takip haklarını kullanmasını, varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve ara vermeden takibe devam etmesini isteyebilir. Borç, alacaklının borçluya yapacağı bildirim sonucunda muaccel olacaksa kefil, kefalet sözleşmesinin kurulduğu tarihten bir yıl sonra alacaklıdan, bu bildirimi yapmasını ve borç bu suretle muaccel olunca, yukarıdaki fıkra hükümleri uyarınca takip ve dava haklarını kullanmasını isteyebilir. Alacaklı, kefilin bu istemlerini yerine getirmezse, kefil borcundan kurtulur.”
Süresiz kefalet sözleşmesinde borcun muacceliyeti önem kazanmaktadır. Kefilin, alacaklıya yapacağı bildirim sonrası alacaklı üstüne düşeni yapmazsa kefil borcundan kurtulmuş olur.
Kefalet Sözleşmesi Örneği
Müteselsil Kefalet Sözleşmesi
- Bu Müteselsil Kefalet Sözleşmesi (“Sözleşme”), ……………………………… adresinde mukim ………………… T.C. kimlik numaralı …………………………… (“Kefil”) ile ……………………………… adresinde mukim ……………………………… (“Alacaklı”) arasında, Alacaklı’nın yatırım yaptığı, Beykoz Doğa Öğretim Yatırım ve Ticaret A.Ş. (“Borçlu”) tarafından Sermaye Piyasası Kurulunun 27.06.2014 tarih ve 20/663 sayılı onaylarıyla 18.12.2014 tarihinde ihracı gerçekleştirilen 729 gün vadeli, değişken faizli, 3 ayda bir faiz ödemeli, 25.000.000- TL ihraç bedelli, vade başlangıcı 18.12.2014 ve vade sonu 16.12.2016 olan TRSBDOYA1616 ISIN kodlu tahvillerinin (“Tahvil”) ana para ödemesinden kaynaklanan ve Borçlu’nun 28.12.2016 ve 25.01.2017 tarihlerinde yerine getireceğini belirttiği anapara ödeme taahhüdünü garanti/kefalet altına almak için imzalanmıştır.
- Kefil, Borçlu’nun Tahvil Borcu’na ve bu kapsamdaki tüm yükümlülüklerine, aşağıda Kefil’in el yazısı ile imza bölümünde gösterilen miktara kadar ve ancak Alacaklı tarafından kefaletinden beri kılınana kadar geçerli olmak kaydı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, Borçlu’nun vadesinde ödenemeyen Tahvil’e ilişkin olarak kamuya açıkladığı taahhütlerine uygun hareket edeceğini, Alacaklı’yla imzaladığı bu Sözleşme’nin, Borçlu ile Alacaklı arasındaki mevcut olan borçlara halel getirmediğini ve tecdidine herhangi bir şekilde yol açmadığını kabul, beyan ve taahhüt
- Müşterek borçlu ve müteselsil Kefil, Borçlu’nun ödenmemiş borcunun kendisi tarafından ödeninceye kadar işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödemeyi, borç ve ferileri ile masraf ve vekalet ücretini nakden ve defaten ödemeyi kabul eder. Müşterek borçlu ve müteselsil Kefil borcun her ne nedenle olursa olsun Borçlu için muaccel olması halinde, kefalet borcunun muaccel olacağını kabul eder. Ayrıca bu Sözleşme tahtındaki haklarının yerine getirilmesi için Alacaklı’nın burada imzası bulunan müşterek borçlu ve müteselsil kefil hakkında kanuni işleme başvurması halinde, bu işlemler ile ilgili olarak Alacaklı tarafından yapılan tüm masrafları, icra ve mahkeme masrafları ile itilafın çıktığı tarihte yürürlükte bulunan asgari avukatlık ücret tarifesinde belirlenen asgari yasal avukatlık ücretlerini ödemeyi taahhüt
- Kefil, kefaletinin devam ettiği süre içerisinde, muvazaa yolu ile veyahut aslı olmayan borçları ikrar ederek; menkul ve gayrimenkul malvarlıklarını Sözleşme ile kefil olduğu azami tutarın altına düşürecek mahiyette işlemler yapmamayı, malvarlıklarını telef etmemeyi, Alacaklı’yı zarara uğratma kastıyla; ivazlı veya ivazsız olarak elden çıkartmamayı ve üçüncü şahıslara devir ve temlik etmemeyi, üzerlerinde üçüncü şahıslar lehine rehin, ipotek ve benzeri ayni haklar tesis etmemeyi, bunların kıymetlerini azaltacak mahiyette tasarruflarda bulunmamayı ve mevcutlarını suni surette eksiltmemeyi taahhüt eder.
MÜŞTEREK BORÇLU VE MÜTESELSİL KEFİL
İsim: [Kefil’in el yazısıyla]
Adres: [Kefil’in el yazısıyla]
Kefil olunan Meblağ: [Kefil’in el yazısıyla]
Kefaletin Türü: [Kefil’in el yazısıyla]
Kefalet Tarihi: [Kefil’in el yazısıyla]
ALACAKLI