Alacak davası; sözleşe, kanun veya bir iş karşılığı olarak hak edilen alacağın tahsili amacıyla görevli ve yetkili mahkemede açılan hukuk davasıdır. Bir kimse alışveriş neticesinde ya da bir işin karşılığı olarak alacağını tahsil etmek istediğinde hukuk yoluna başvurması gerekli ise dava açar. Alacaklının borçludan borcunu tahsil edememesi halinde açılan alacak davaları borcun niteliğine bağlı olarak yetkili ve görevli mahkemede açılır. Alacak davası olarak adlandırılan bu tür davalar belirli veya belirsiz bir alacağa yönelik olarak açılabilmektedir.
Alacak türleri kanunda sayılır. Bu kapsamda senet, tahvil, avans, depozito, borç senedi, senetsiz alacaklar, cari hesap türündeki alacaklar alacak çeşitlerine verilebilecek örneklerden bazılarıdır. Alacaklı kimse borçludan borcunu tahsil edemez ise kanun yoluna başvuracağı zaman alacak davası açar.
Alacak Davası Nedir?
Bir iş, alışveriş veya başka yollardan hak edilen fakat henüz tahsil edilmemiş olan mal ya da para değerleri alacak olarak adlandırılır. Bir hak olan alacak; sözleşmeden, kanundan veya bir işin karşılığı sebebi ile doğar.
Bazı alacakların devri mümkün olurken bunların neler olduğuna dair gerekli açıklamayı kanun yapar. Alacak davası ise bir eda davası olma özelliğine haizdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca eda davası çeşidi olan alacak davasının koşulları açıklanır.
Belirli bir alacak ya da belirsiz bir alacak söz konusu olduğunda alacak davası açılarak hukuki bir yol izlenebilir. Alacak davası görevli ve yetkili mahkemeye usulüne uygun olarak hazırlanmış bir dava dilekçesi sunularak başvuru yapıldıktan sonra açılabilir.
Alacak davalarını ilgilendiren hukuki terimler arasında muaccel borç ve müeccel borç kavramları yer almaktadır. Muaccel borç; ödeme günü gelen borç için kullanılırken müeccel borç ise teminatlı veya teminatsız olan ve herhangi bir aciliyeti bulunmayan borçlar için kullanılır.
Belirsiz Alacak Davası
Bazı durumlarda alacağın tahsili için hukuk yoluna başvurulması gerekli olduğunda alacak davası açılır. Açılacak olan alacak davasısırasında alacağın miktarı net olarak bilinmiyorsa belirsiz alacak davası açılması gerekir. Alacağın miktarının bilinmediği durumlarda dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olduğunun muhakkak belirtilmesi gerekmektedir.
İşçi alacağı davaları bu tür belirsiz alacaklara örnek olarak gösterilebilir. Alacak davaları açılırken hazırlanacak olan dava dilekçesinde talep sonucu kesin olarak belirlenmek zorunda değildir. Alacağın tespiti için çeşitli deliller, bilirkişi raporları bilgi ve belgeler incelendikten sonra karar verilir. Daha sonra alacaklı mahkemeden talep ettiği alacak miktarını artırabilmektedir.
Alacak Verecek Davaları Nasıl Açılır?
Alacak verecek davaları açılacağı zaman ne tür bir dava açılacağına bağlı olarak görevli ve yetkili mahkemeye usulüne uygun şekilde hazırlanmış bir dava dilekçesi sunulmalıdır. Dava türüne bağlı olarak çeşitli mahkemeler görev yapar.
İş Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi alacak verecek davaları söz konusu olduğunda görev alacak mahkemeler arasında yer alır. Alacak davası açılırken mahkemeye yatırılması gereken nispi harç miktarı önemlidir. Nispi harç miktarı borç tutarı üzerinden hesaplanabilen bir meblağdır.
Mal varlığı değerleri ile ilgili olarak açılacak olan alacak davası için dava konusunun değer ve miktarı dikkate alınmaksızın aksi bir karar yoksa Asliye Hukuk Mahkemelerine başvurulması gerekmektedir.
Hangi Hallerde Alacak Davası Açılır?
Alacak davasının açılabilmesi için bazı koşulların varlığına ihtiyaç duyulmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca açılabilen bu tip davalar için görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğu belirlendikten sonra bu mercie usulüne uygun hazırlanmış bir dava dilekçesi ile başvurulması gerekir.
- Alacağa konu borcun takip edilebilir olması alacak davası için aranan koşullardan biridir.
- Alacağa konu olan borç için son ödeme tarihi de geçmiş olmalıdır.
- Borcun alacaklıya daha önce ifa edilmemiş olması koşulu da aranır.
- Belirsiz alacak davası dışında kalan alacaklar dava dilekçesinde net olarak belirtilmelidir.
- Dava açılacağı zaman alacak davası dava zamanaşımı süreleri bilinmelidir.
Alacak Davası Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
Alacak davası dilekçesi hazırlanırken eksiksiz ve tam olması gerekir. Usulüne uygun olarak hazırlanmayan bir dava dilekçesi mahkemece kabul edilmeyeceğinden bu hususa ayrıca dikkat edilmelidir. Alacak davası dilekçe örneğinde öncelikle hangi mahkemeye hitaben yazıldığı yer alır. Ardından davacı adı ve adresi belirtilir. Davacı vekili avukatın adı ve davalının isim ve adresi de dava dilekçesinde yer verilmesi gerekenler arasındadır.
Daha sonra dava konusu belirtilmesi gerekirken harç için belirlenen esas değer dilekçeye eklenmelidir. Açıklamalar kısmının ardından ise delillere yer verilir. İddia edilenlerin hangi deliller kapsamında yer aldığı ayrı ayrı belirtilir. Netice ve istem bölümünde de mahkemeden talep edilenlere yer verilmelidir. Son olarak, dilekçenin hazırlanması ve dava sürecinde icra avukatı yardımı almanın oldukça yararlı olacağını belirtmek gerekir.
Alacak Davası Hangi Mahkemede Açılır? (Görevli ve Yetkili Mahkeme)
Alacak davası açılacağı zaman alacağın türüne bağlı olarak başvurulacak görevli mahkeme belirlenir. İşçi alacakları hakkında açılacak bir alacak davası için İş Mahkemesi’ne başvurulurken ticari ilişkilerden doğan alacaklarda Ticaret Mahkemesi’ne müracaat edilir.
Tüketici Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi de alacak davaları sırasında görev alabilecek mahkemeler arasında olduğundan alacağın türü bu noktada hangi mahkemenin görev alması gerektiği üzerinde etkilidir. Mal varlığı değerleri söz konusu olduğunda Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurulur.
Alacak verecek davası açılırken görevli mahkemenin tespit edilmesinin ardından da yetkili mahkeme belirlenir. Davalının ikametgahında bulunan yer mahkemesi yetkili mahkeme olarak başvurulacak olan mercidir.
Alacak Davasında İspat Araçları
Alacak davası söz konusu olduğunda alacağın ispat edilmesinin önemi büyüktür. Mahkemeye sunulabilecek deliller de çeşitlidir. Alacaklı ve borçlunun imzalamış olduğu senetler, sözleşme ve benzeri nitelikteki belgeler somut delil olabilme özelliğine sahiptir.
Buna ilaveten somut olayın ne olduğu açıklanırken dava dilekçesinde net ve kesin ifadelere yer verilmelidir. İddia ve deliller dilekçede yer almalı hangi delil hangi iddianın kanıtıdır belirtilmelidir.
Zamanaşımı
Zamanaşımı süresi bir davanın açıldıktan sonra hukuki süreci içinde sonlandırılmaması veya kanunun öngördüğü dava açma süresi içerisinde davanın açılmaması durumunda ortaya çıkar. Borçlar Kanunu 146. Ve 147. Madde kapsamında düzenlenen alacak davasına ilişkin zamanaşımı süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir.
İş Kanunu kapsamında yer alan işçi alacaklarını ilgilendiren alacak davaları için geçerli olan zamanaşımı süresi de 32. Madde uyarınca 5 yıldır. İş sözleşmesi 25.10.2017 tarihinden önce yapılmış ise dava zamanaşımı süresi 10 yıldır.
Alacak Verecek Davası Ne Kadar Sürer?
Alacak verecek davası hangi sürede sonuçlanır? Konusu somut olaya göre değişkenlik gösterir. Ne tür bir borç için alacak davasıaçıldığının önemi bulunurken açılacak alacak davasının hangi mahkemede görüleceği de önemlidir.
İş Mahkemesi’nde görülen bir dava ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen bir alacak davası sonuçlanma süreleri bakımından farklılıklar gösterebilir. Mahkemelerin iş yoğunluğu, davanın kapsamı ve diğer etkenler dava süreleri üzerinde doğrudan etkiye sahip unsurlardır.
Alacak verecek davalarında alacağın belirli olduğu hallerde ve kanıtlar da tam olarak mahkemeye sunulmuş ise süreç daha kısa olmaktadır. Alacağın belirsiz olduğu hallerde ise bir tutar tespit edilmiş olmalıdır.
Alacak Davası ile İtirazın İptali Davası Arasındaki Farklar Nelerdir?
İtirazın iptali davası adı verilen dava uyarınca alacaklı borçlunun itirazını ortadan kaldırmak ister ve takibin sonraki süreçlerinin başlaması amacını güder. Alacaklı icra takibi başlattığında borçlu buna yasal süresi içinde itiraz etmiş ise takip durur.
Alacaklı itirazın iptali davası açarak duran takibi yeniden başlatmak istemektedir. Borçlu icra takibine itiraz ettiğinde haklı olup olmadığına bakılması gerekir. İtirazın iptali davası ile alacak davası arasında bir takım farklar bulunmaktadır. Bu farklar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- İlamsız icra takibi yapılmış ise borçlu yasal süresi içinde buna itiraz etmiş ve borçlunun itirazı icra mahkemesinde kaldırılmış ise itirazın iptali davası açılabilir.
- Alacak muaccel olduğunda alacak davası açılabilir.
- İtirazın iptali davasında uyulması gereken hak düşürücü süre bulunur.
- Alacak davası söz konusu olduğunda alacağın kaynağı hangi nedene dayanıyor ise hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi söz konusu olabilmektedir.
- İtirazın iptali davası söz konusu olduğunda ve koşullar varsa icra inkar tazminatına hükmedilebilmektedir.
- Alacak davaları için icra inkar tazminatı geçerli değildir.
İtirazın iptali davası açılma nedeni borçlunun itiraz yolu ile durdurmuş olduğu takibi yeniden başlatmaktır. Bu davayı alacaklı açar. Genel mahkemede alacaklının borçluya karşı açacağı itirazın iptali davası kabul edildiği takdirde takip işlemlerinin kaldığı yerden devamı söz konusu olmaktadır.
Bu tür bir dava açılacağı zaman koşulların varlığına bakılmaktadır. İtirazın iptali davası açılacağı zaman ilamsız icra takibi yapılması gerekir. Geçerli bir takip yoksa itirazın iptali davası usulen görülemez. İcra takibi yetkili icra dairesi tarafından başlatılmış olmalıdır.
İcra takibine yasal süresi içerisinde yapılmış olan geçerli bir itiraz da itirazın iptali davalarında aranan koşullardan biridir. Dava açıldığında da alacaklının hukuki açıdan yararı olup olmadığı önemlidir.
İtiraz alacaklıya tebliğ edildiğinde itirazın iptali davası açılabilmesi için geçerli olan yasal süre başlar ve bu süre bir yıldır. Ödeme emrinin tebliği söz konusu olmadığında itirazın iptali davası açılsa bile dinlenmemektedir.
Alacağa konu olan borcun muaccel olduğu hallerde alacak davası açılabilir. Borcun son ödeme tarihinin geçmiş olması da alacak davası açabilme şartlarından biridir. Alacaklı borçludan daha önce borcun ödemesine ilişkin bir bedel almamış olmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Alacak Davası Ne Demek?
Alacaklının borçludan borcunu vaktinde tahsil edemediği durumlarda başvurulan hukuk yolu dava açmak olur. Alacak davası da bu tür bir durumda müracaat edilen hukuk yoludur. Bir iş sonucunda ya da alışveriş neticesinde veya farklı bir sebeple alınması gereken fakat henüz alınmamış olan para ya da başka değerler alacak olarak adlandırılır.
Alacak Davası Zamanaşımı Süresi Nedir?
Zamanaşımı süresi bir dava açılıp süresi içinde sonlanmadığında ya da hukuki süresi içerisinde dava açılmadığında geçerli olan bir zaman aralığıdır. Alacak davaları için geçerli olan zamanaşımı süresi 5 yıldır. Buna ilaveten 25.10.2017 tarihinden önce yapılmış iş sözleşmeleri uyarınca ve İş Kanunu kapsamında zamanaşımı süresi istisnai olarak 10 yıldır.
Alacak Davaları Arabuluculuk Faaliyetine Tabi mi?
Ticari alacak davalarında arabuluculuk zorunlu olan bir uygulamadır. İşçi ve işverenleri ilgilendiren alacak davaları için de arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir.
Alacak Davalarında Hangi Mahkeme Yetkilidir?
Alacak davası görevli ve yetkili mahkemeye usulüne uygun olarak hazırlanmış bir dava dilekçesi verilerek açılır. Alacak davaları açılacağı zaman davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi yetkili olur.
Alacak Davası Kesinleşmeden İcraya Konulabilir mi?
İlamların kesinleşmemesi durumunda icraya konulup konulamayacağının kontrolünü icra müdürlüğü yapmaktadır. İcra müdürünün dikkatinden kaçmak sureti ile icra emri gönderildiğinde borçlu süresiz olarak şikayet hakkını kullanabilmektedir. Alacaklı borçluya karşı alacağını tahsil etmek amacı ile icra takibi başlatabilir. Borçlu bu takibe itiraz etmediğinde takip kesinleşir. Borçlu takibe itiraz ederse alacaklı itirazın iptali davasını açabilmektedir.