Boşanma davası açıldığında eşler arasında ortaya çıkan sorunlardan biri de mal paylaşımı konusudur. Mal paylaşımı ile ilgili olarak kural evlilik birliği içinde elde edilen malların ortak paylaşımı yönündedir.
Mal paylaşımı davası açmak isteyen eş öncelikle boşanma davası açmakla işe başlar. Boşanma davası sonuçlanmadan da mal paylaşımı davası neticelenememektedir. Mal paylaşımı davası boşanma davası ile birlikte açılsa dahi öncelikle boşanma davasının kesinleşmesi gerekir. Mal paylaşımı davası açılması durumunda bu dava için boşanma davasının sonuçlanması beklenmek zorundadır.
Boşanma davası anlaşmalı veya çekişmeli olarak açıldığında davanın sonuçlanması beklenmelidir. Anlaşmalı davaların daha kısa sürede neticelendiği görülürken çekişmeli davalar için bu durumu ifade etmek daha zordur. Çekişmeli davalar süreç açısından uzun ve karmaşık davalardır.
Boşanmada Mal Paylaşımı Medeni Kanun
Medeni Kanun dikkate alındığında boşanmada mal paylaşımına yönelik olarak 01.01.2002 tarihinden öncesi ile 01.01.2002 tarihinden sonraki uygulamalar farklıdır. Bu tarih öncesinde alınan malların kimin üzerinde olduğuna bakılarak hareket edilir.
01.01.2002 yılından önce alınan mallar için kimin üzerine kayıtlı ise malların ona ait olduğu kabul edilecektir. Bu tarihten önceki kanuna göre eşler arasındaki mal rejimi konusundaki düzenlemeler mal ayrılığı rejimine göre yapılmakta idi.
01.01 2002 tarihinden sonra yürürlüğe giren medeni kanuna göre ise uygulamada değişikliğe gidilmiş ve edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaya başlanmıştır. Buna göre eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri malların yarı yarıya ortak olduğu fikrinden hareket edilerek karar verilmektedir. Boşanmada mal paylaşımı davası ile ilgili olarak bilinmesi gereken önemli konulardan biri de bu dava açılırken belirsiz alacak davası olarak açılması gerektiğidir.
Boşanmada Mal Paylaşımı
Boşanmada mal paylaşımı ile ilgili olarak mal paylaşımı davası açılacaksa öncelikli olarak boşanma davasının sonuçlanmasını beklemek gerekir. Tarafların bu tür bir dava açması durumunda talep edebilecekleri arasında katılma alacağı, katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı yer almaktadır.
Boşanma nedeni ile mal paylaşımı talep edildiğinde evlilik birliği içinde edinilen mallara istinaden hareket edilecektir. Evlilik birliği kurulmadan önce edinilmiş mallar bu davanın konusu dışında kalmaktadır.
Kural olarak mal paylaşımı yarı yarıya esasına göre yapılır. Bununla birlikte kuralda değişikliğe gidilmesi gerekli olabilmektedir. Paylaşım oranında değişikliğe yol açan uygulamaların olması bu tür kararlarda etkili bir unsurdur.
Boşanma gerçekleştiğinde eşler kişisel mallarını öncelikli olarak geri alabilir. Eşlerin kişisel malları olarak kabul edilen mallar da çeşitlidir. Eşlerin 3. Kişilerden alacakları olan manevi tazminatlar, eşlerden birinin kişisel kullanımına yönelik eşyalar, mal rejimi başında eşlerden birine ait olan malvarlığı değerleri, kişisel mallar yerine geçen diğer değerler kişisel mallar olarak kabul edilir.
Eşlerin kendilerine ait olan kişisel mallarını aldıktan sonra geriye kalan malları evlilik birliği içinde edinilmiş ise yarı yarıya pay edilebilmektedir. Evlilik birliği içinde edinilmiş mallar olarak tanımlananlar ise kanunda belirtilmiştir.
Eşlerin kişisel mal olarak sayılmasını isteyebileceği mallar varsa bu durumda evlilik birliği içinde bir sözleşme hazırlanarak bu ayırımın yapılabilmesi mümkündür. Boşanma davalarının sonuçlanmasına bağlı olarak açılması gereken mal paylaşımı davası sırasında zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerekir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Dava Zamanaşımı
Boşanmada mal paylaşımı ile ilgili olarak bilinmesi gerekenler olurken öncelikli olarak dava zamanaşımı süresinin aşılmadan dava açılması gerekir. Boşanma davası kesinleştikten sonra 10 yıllık yasal süre içerisinde mal paylaşımı davası açılabilmektedir.
Dava zamanaşımı süresi olarak belirlenen 10 yıllık sürenin aşılması durumunda hak kaybı yaşanması kaçınılmazdır. Hak düşürücü süre olarak belirlenen bu 10 yıllık sürenin aşılmaması gerekmektedir. Yurt dışında yaşayanlar açısından ise bilinmesi gerekenlerden biri de yaşadıkları ülkelerin kanunlarına göre hareket etmeleri gerektiğidir.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlar için boşanmalarının ardından mal paylaşımına yönelik dava zamanaşımı süresi ilgili ülkenin kanunları uyarınca boşanma kararının kesinleştiği tarih dikkate alınarak işlemeye başlayacaktır.
Boşanmada Mal Paylaşımında Yetkili Mahkeme
Boşanmada mal paylaşımına yönelik olarak merak edilenlerden biri de yetkili ve görevli mahkemeler olmaktadır. Boşanma davası açılırken Aile Mahkemeleri görev alır. Mal paylaşımına yönelik olarak açılacak davalarda ise görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir.
Anlaşmalı Boşanma Davası ve Mal Paylaşımı
Anlaşmalı boşanma davalarında dava dilekçesi verilmeden önce taraflar bir araya gelerek özgür iradeleri ile bir anlaşma protokolü hazırlar. Burada esas olan tarafların özgür iradeleri ile hareket etmek olduğundan dava sırasında hâkim eşleri birlikte veya ayrı ayrı dinleyerek boşanma davasına karar verir.
Boşanma davası açıldığında hazırlanan anlaşma protokolünde mal paylaşımı, nafaka veya çocukların velayeti gibi konuların açıklığa kavuşturulması gerekir. Eşler boşanma protokolü aracılığı ile mal paylaşımının nasıl yapılacağına dair karar alırlar.
Eşlerden biri dilerse mal paylaşımı ile ilgili olarak haklarından vaz geçebilir. Maldan feragat söz konusu ise bu durumda feragat eden eşin irade beyanının protokolde yer alması zorunludur. Anlaşmalı boşanma davalarına istinaden boşanma protokolünde hukuka uygun olarak mal paylaşımının ne şekilde olacağına dair açık bir ibare olmaması durumunda boşanma davası kesinleştikten sonra eşler mal paylaşımına yönelik olarak dava açabilmektedir.
Mevcut mal rejimi olarak tanımlanan uygulama edinilmiş mallara katılma rejimi olarak da ifade edilmektedir. Evlilik sırasında eşlerin sözleşme yapmasına gerek olmamaktadır. Bu sebeple de evlilik birliği sürerken edinilmiş mallara eşlerin ortak olarak katıldığı kabul edilmektedir. Boşanma sırasında malların paylaşımı kural olarak yarı yarıya yapılmaktadır.
Bu hak doğrudan kanunlarla eşlere verilir. Yasalarla verilen doğal bir hak olması nedeni ile de ayrıca bir evlilik sözleşmesi yapılmasına gerek kalmamaktadır. Eşlerin kendi aralarında evlilik öncesi veya sonrası sözleşme yapmaları durumunda ise mal paylaşımına yönelik olarak belirli bir oranda paylaşım hakkına sahip olmaları mümkündür. Bu durumda da taraflar yarı yarıya dışında herhangi bir oran belirleme hakkına sahiptir.