Dilencilik yapmak, bir kimsenin acınacak halde veya yaşaması için muhtaç durumda olduğunu karşı tarafa sözle, yazıyla, hareketle veya başka bir şekilde bildirerek karşıdaki kişinin vicdani duygularını istismar ederek kendisine karşılıksız yardımda bulunmasını istemektir. Mendil satanlar veya araba camı silerek para isteyenler dilenci sayılmazlar, çünkü bir karşılıkla para istemektedirler.
Dilencilik yaptırma ise rızası olsun veya olmasın bir kimsenin dilencilik yapmasına aracı olmaktır. Ancak dilencilik yaptırmanın TCK’ya göre suç sayılması için dilencilik yaptırılan mağdurun çocuk veya kendini idare edemeyecek durumda olan bir kimse olması gerekir.
Dilencilik yaptırma, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 229. Maddesi gereği suç sayılırken dilencilik yapmak ise TCK’ya göre suç değildir. Dilencilik yapmak, 5326 sayılı Kabahatlar Kanunu m.33’te kabahat olarak düzenlenmiştir.
Dilencilik Yaptırma Suçunun Cezası Nedir?
Dilencilik yaptırma suçu, TCK’nın “Genel Ahlaka Karşı Suçlar” bölümünde tanımlanmıştır, buna göre dilencilik yaptırma suçu:
Madde 229/1: Çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Dilencilik yaptırma suçunun cezalandırılmasının sebebi toplumun acıma ve yardım etme duygularının istismar edilmesinin ve toplumun bozulmasının önlenmesi suretiyle genel ahlakın korunmasıdır.
Dilencilik yaptırma suçu ancak kasten işlenebilir. Bu suçun taksirle işlenme olanağı bulunmamaktadır.
Dilencilik Yaptırma Suçunu Hukuka Uygun Hale Getiren Nedenler Var Mıdır?
Bu suçta mağdurun rızasının olması suçu hukuka uygun hale getirmez. Eylem suç olmaya devam eder.
Suçun işlenmesi için failin varlıklı veya yoksul olmasının da bir önemi yoktur, ancak koşulları varsa zorunluluk halinde bu suçun işlenmiş olması eylemi hukuka uygun hale getirebilecektir.
Dilencilik Yaptırma Suçununun Nitelikli Halleri Nelerdir?
Dilencilik yaptırma suçunun nitelikli halleri aynı maddenin( TCK m.229) ikinci ve üçüncü maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
(2) Bu suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımları ya da eş tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Dilencilik Yaptırma Suçunun Örgüt Faaliyeti Kapsamında Sayılması İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
- Üye sayısının en az üç kişi olması
- Üyeler arasında soyut bir birleşme değil, gevşek de olsa bir hiyerarşi ilişkisinin bulunması
- Suç işlenmese bile suç işlemek amacı çerçevesinde fiili bir birleşme olması
- Niteliği itibariyle örgütün devamlılık arz etmesi
- Örgütün yapısı amaçlanan suçları işlemeye elverişli olmalıdır.
Kovuşturma Usulü, Görevli Ve Yetkili Mahkeme Nedir?
Dilencilik yaptırma suçunun takibi şikayete bağlı değildir. Re’sen takibi yapılır. Dilencilik suçu uzlaştırma kapsamında da değildir.
Bu suçun tüm fıkralarındaki cezaların üst sınırı on yılı aşmadığından görevli mahkeme Asliye Ceza mahkemesidir.
Yetkili mahkeme ise çocukların ve beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda olan kimselerin dilencilikte araç olarak kullanıldıkları yer mahkemesidir.
Dilencilik Yaptırma Suçu İle İlgili Yargıtay Kararı
YARGITAY 2.Ceza Dairesi
Esas: 2011/13375
Karar: 2012/46101
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, sanıkların 1. derece kan hısımları olan çocukları K… ve K…’i dilencilikte araç olarak kullanmak sureti ile atılı suçu işledikleri bu sebeple, 5237 sayılı TCK.nun 229/2. maddesi uyarınca cezalarının yarı oranında artırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanıklara atılı dilencilik suçu bakımından, 5271 sayılı CMK.nın 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezaların tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde yasal zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/11/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.