Ecri misil davası, bir kimsenin mülkiyetinin kendisine ait olan taşınmazının, bir başkası tarafından bedeli ödenmeden haksız yere kullanılması durumunda tazminat istemine ilişkindir. Bu istenilen tazminat aslında bir nevi geçmişe dönük kira bedelinin istenmesi gibidir.
Taşınmazın sahibinin, izni ve rızası olmaksızın veya başkaca hukuka uygun bir sebep olmaksızın taşınmazı bedelinin ödemeden kullanan kişilere karşı açılacak ecrimisil davası ile haksız işgal tazminatı isteminde bulunulur.
Bazı durumlarda taşınmazın maliki tek olmayıp hisseli tapu şeklinde olabilir. Tapu ortaklarından birinin diğer maliklere bedelini ödemeden taşınmazı yalnızca kendisinin kullanması durumunda diğer ortaklar taşınmazı bedel ödemeden kullanan ortak malike karşı ecrimisil davası açabilecektir.
Ecrimisil Davası Açabilmenin Şartları Nelerdir?
Ecrimisil davasının şartları özel hukuk kanunlarınca düzenlenmemiştir. Ancak günümüzde hala geçerliliğini koruyan 08.03.1950 Yargıtay içtihadı birleştirme kararınca ecrimisil davasının niteliği ve şartları belirlenmiştir. Ecrimisil davası açabilmenin şartları şunlardır:
- Taşınmazı işgal eden kişinin kötüniyetinin varlığı,
- Taşınmazın malikin rızası olmaksızın haksız şekilde işgal ediliyor olması,
- Haksız işgal sonucu taşınmaz sahibinin zarara uğraması,
- Haksız işgal ile zarar arasında illiyet bağının olması,
Ecrimisil Davasında Kötüniyet
Ecrimisil davasında tazminata hükmedilebilmesi için gereken şartlardan biri işgalcinin kötü niyetli olmasıdır. Yani burada kötüniyetli olmaması gerektiğinden anlaşılması gereken taşınmazı kullanan kişinin iyiniyetli olması ve haksız işgalde bulunduğunu bilmemesi veya bilebilecek durumda olmamasıdır.
Kötüniyet, kişinin haksız olduğunu bilmesine rağmen taşınmazı kullanması yahut gerekli özeni gösterirse bilebilecek durumda olmasına rağmen bunu yapmaması halidir.
Haksız İşgal Ne Demektir?
Hukuken geçerli olmayan zilyetlik ile bir malın tamamen ele geçirilmesi ve malı haksız şekilde elde tutarak ondan faydalanma durumuna haksız işgal denir. Haksız işgalde malın sahibinin zilyetliğin devri için rızası yoktur. Taşınmaz malikinin öncesinde rızasının bulunup daha sonrasında bu rızasını kaldırmasına rağmen zilyetliği devam ettiren kişinin bu eylemi haksız işgal olarak nitelendirilir.
Taşınmaz Sahibinin Haksız İşgal Nedeniyle Zarara Uğraması
Ecrimisil davası açabilmenin şartlarından biri de taşınmaz malikinin yapılan bu haksız işgal sonucu zarara uğramasıdır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarınca yalnızca işgale konu taşınmazdan yararlanamamış olmak bile zarar oluşumuna yeterlidir. Fakat Yargıtay bazı kararlarında haksız işgale konu olan taşınmazın, haksız olarak kullanan kişi tarafınca ekonomik amaç için kullanma niyeti aramıştır. Haksız işgalci ekonomik çıkar için bu kullanımı yapmıyorsa mahkemece ecrimisil talebi reddedilmelidir.
Ecrimisil Davasında Zamanaşımı Var Mıdır?
Ecrimisilin hukuki niteliği hakkında doktrinde tartışmalar bulunsa da Yargıtay’ın 1950 tarihli içtihadı birleştirme kararınca haksız fiil olarak nitelendirilmektedir. Haksız fiilden kaynaklı tazminat taleplerine uygulanacak zamanaşımı sürelerine ilişkin olarak Türk Borçlar Kanunu’nda ayrıksı düzenleme bulunsa da Yargıtay’ın 25.05.1938 T. 1938/29 E. 1938/10 K. Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında hükmettiği 5 yıllık zamanaşımı süresi ecrimisil davaları için de geçerlidir.
Ecrimisil Davası Açılmadan Önce Karşı Tarafa İhtarname Çekilmesi Zorunlu Mu?
Birlikte mülkiyete konu olmayan üçüncü kişilerin yapmış olduğu haksız işgal durumlarında ecri misil talep edebilmek için ihtar çekme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak birlikte mülkiyet söz konusu olduğunda ortaklardan birinin haksız işgali üzerine ecrimisil talebinde bulunulmak isteniyorsa ”intifadan men” şartı aranır.
Birlikte mülkiyette paydaşlardan birinin kendi payının dışına çıkarak diğer paydaşların hakkını haksız işgal ettiğinde, payı ihlal edilen paydaşlar, ihlal eden paydaşa haksız işgalini durdurması için bildirimde bulunur. Bu bildirime intifaden men denmektedir.
İntifaden men için herhangi yazılı geçerlilik şartı yoktur ancak dava sırasında ispatın kolay olması açısından noter aracılığıyla bildirim yapılarak işlemin güvenirliliğini artırmakta yarar vardır.
Ecrimisil Davasında Görevli Mahkeme Hangisidir?
Ecrimisil davası mal varlığına ilişkin bir davadır. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. Maddesince mal varlığına ilişkin davalarda “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” Denmekle, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli mahkeme olarak seçilmiştir.
İlgili Yargıtay Kararı
- Hukuk Dairesi 2021/6381 E. , 2021/11577 K.
İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava dilekçesinde, davacının ana taşınmazda 17 nolu işyeri niteliğindeki taşınmazı 1994 yılında satın aldığını, davacının yurt dışında yaşadığını, davacıya ait işyerinin yıkılarak giriş yeri haline getirildiğini yurt dışından dönünce öğrendiğini, davalı tarafın vaki müdahalesinin menine taşınmazın eski haline getirilmesine, bu güne kadar haksız kullanım nedeniyle aylık ecri misil kira bedelinin şimdilik 1.000,00 TL lik kısmının hüküm altına alınması ve işyerinin eski haline getirilmesi için şimdilik 1.000,00 TL eski hale getirme bedelinin tahsili istenilmiştir.
Mahkemece davanın, taraf teşkili sağlanamadığından USULDEN REDDİNE, karar verilmiş,hükmün davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1223 Esas – 2021/565 Karar sayı ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere ve HMK’nın 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bağımsız bölüme yapıldığı iddia edilen müdahalenin ortak alan giriş olması sebebiyle tüm kat maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiği gözetilerek karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün HMK’nın 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.