Görevi kötüye kullanma suçu şartları ve cezası Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitabının dördüncü kısmının birinci bölümü olan Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir. Görevi Kötüye Kullanma suçunu düzenleyen 257. maddenin ilk iki fıkrası tamamlayıcı, genel mahiyette bir hükümdür.
Kanunun özel olarak yaptırıma bağladığı eylemlerden (irtikâp, zimmet, rüşvet, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, haksız arama vb. suçlar) olmayan davranışlar, gerekli unsurları ve özellikleri taşımaları halinde bu madde hükmüne göre değerlendirilecektir. Görevi kötüye kullanma suçu kamu idaresinin işleyiş ve güvenilirliğine karşı işlenen bir suçtur. Bu suç ile korunan hukuki yarar, kamu görevinin, kurallar ve uygulamalarla belirlenen disiplin ve düzen içinde yürütülmesinin sağlanması ve devlet idaresinin olumsuz davranışlarla zarara uğramasının önlenmesidir.
“TCK md.257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Unsurları
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Maddi Unsurları Nelerdir?
Görevi kötüye kullanma suçunun maddi unsurları; fail, mağdur ve hareket olmak üzere üç ana başlıkta incelenebilir.
Fail : Görevi kötüye kullanma suçunun faili, kamu görevlisi yahut özel kanunlarda kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı öngörülen kişiler olup suçun oluşması açısından önemli olan husus, failin, fiili gerçekleştirdiği esnada kamu görevlisi olması veyahut kamu görevlisi olarak cezalandırılacağının öngörülmüş olmasıdır. Failin, fiili gerçekleştirdiği esnada bu sıfatlara haiz olması yeterli olup daha sonradan emekli olması, istifa etmesi, kamu görevinden çıkarılması gibi sebeplerle bu sıfatın kaybedilmesi hallerinin sorumluluğa etkisi bulunmamaktadır.
Mağdur : Görevi kötüye kullanma suçunun mağduru açısından farklı görüşler bulunmaktadır. Bir görüşe göre, suçun mağduru kamu idaresi olup; özel kişiler mağdur değil suçtan zarar görendir. Bir diğer görüşe göre ise başta görevi kötüye kullanma olmak üzere kamu idaresine karşı işlenen tüm suçlarda devletin bu suçların mağduru değil, suçtan zarar göreni konumunda olduğu; mağdurunun ise toplumu oluşturan herkes olduğu kabul edilmelidir. Karma nitelikteki bir görüşe göre ise suçun mağduru hem kamu idaresi hem de bireylerdir.
Hareket : Görevi kötüye kullanma suçu, hem icrai hem ihmali hareketle işlenebilen serbest hareketli bir suçtur. Kamu görevlisinin, görevi gereği yapması gerekeni, diğer bir ifade ile belli bir yönde icrai davranışta bulunma yükümlülüğünün söz konusu olduğu hallerde kendisinden bekleneni hiç yerine getirmemesi ya da gecikmeli olarak yerine getirmesi, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Manevi Unsuru Nedir?
Görevi kötüye kullanma suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Fail ancak, bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiş olduğu icrai ya da ihmali hareketlerle sebebiyet verdiği neticelerden sorumlu tutulabilecektir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru Nedir?
Görevi kötüye kullanma suçu bakımından; meşru savunma, zorunluluk hali, ilgilinin rızası, cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit gibi hukuka uygunluk nedenleri gündeme gelebilir. Hâkim, önüne gelen somut olayda, her hukuka uygunluk nedeni için ayrı ayrı inceleme yapacaktır. Hukuka uygunluk nedeninin bulunması halinde faile ceza verilmeyecektir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Özel Görünüş Biçimleri Nelerdir?
- Teşebbüs : Yargıtay uygulaması, bu suçun objektif cezalandırılabilirlik koşulları içermesi sebebiyle teşebbüse mümkün olmadığı, sanıkların beraat etmesi gerektiği yönündedir.
- İçtima : Görevi kötüye kullanma suçu tamamlayıcı nitelikte olması nedeniyle, özel hükümlerin varlığı halinde geri çekilir. Madde metnindeki “kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında” ibaresi bunu gayet net bir şekilde ortaya koymaktadır. Aynı suç işleme kararı altında kamu görevlisi, görevini kısa aralıklarla, birden fazla defa kötüye kullanmış ise bu durumda zincirleme suçtan söz edilecektir.
- İştirak : Failinin kamu görevlisi olması şart olduğundan görevi kötüye kullanma suçu özgü suç niteliği taşımaktadır. Bu nedenle kamu görevlisi dışındaki bir kimsenin bu suçta müşterek fail olması mümkün değildir. Kamu görevlisi olmayan kimse; görevi kötüye kullanma suçunda asıl fiili işleyenin özgü suçta aranan niteliğe sahip olduğunu bilmesi halinde, azmettiren veya yardım eden olarak iştirak edebilir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Soruşturma Aşaması Nasıl İşler?
Görevi kötüye kullanma suçu, şikâyete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle soruşturma ve kovuşturma re’sen yürütülür. Ancak, Anayasa’nın 129. maddesine göre; memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır. Görevi kötüye kullanma suçu da izne tabi olan suçlar kapsamındadır. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri hakkında izin vermeye yetkili makamları ve yürütülecek idari soruşturma usulünü belirleyen kanun; 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’dur.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Uzlaşmaya Tabi Midir?
Uzlaşma kapsamında olan suçlar, Ceza Muhakemesi Kanunu md. 253 vd. sayılmıştır. CMK md.253’e göre, soruşturması ve kovuşturması şikâyete bağlı olan suçlar uzlaşmaya tabidir. Görevi kötüye kullanma suçu şikâyete tabi bir suç olmadığı gibi şikâyete tabi olmadığı için ve CMK m. 253’te sayılan suçlardan olmadığı için uzlaştırmaya tabi değildir.