İkinci el araç piyasası, günlük hayatta birçok insan tarafından takip edilen ve kullanılan bir alan olup ne yazık ki hayatın olağan akışında bu piyasalarda bazı sorunlar ortaya çıkabilmekte ve bu sorunlara bağlı olarak sorumluluklar gündeme gelebilmektedir. Konuyla ilgili hukuki düzenlemeler Türk Borçlar Kanunu ve İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte yer almaktadır. Bu yazımızda ikinci el ayıplı araç satışında satıcının sorumluluğu hakkında bilgi verilmesi amaçlanmaktadır.
Borçlar Kanunu Çerçevesinde Ayıp Nedir?
Borçlar Kanununa göre ayıp, satılan üründe bulunmaması gereken özelliklerin varlığı ve sözleşme veya kalite bakımından bulunması gereken özelliklerin bulunmaması olarak tanımlanır. Türk Borçlar Kanununda satıcının ayıptan sorumluluğu, 219 – 231 maddeleri arasında yer almaktadır.
İkinci El Araçta Ayıp ve Gizli Ayıp
Ayıp kavramı açık ayıp ve gizli ayıp olarak ayrılır. Açık ayıp, kişinin (alıcının) ürüne baktığında duyu organları ile farkına varabileceği kusurlardır. Gizli ayıp ise satışa konu olan ürün üzerindeki ayıbın duyu organları ile anlaşılamadığı ayıplardır. Örneğin somut olaya konu aracın boyalı olması açık ayıp olarak nitelendirilebilir. Bununla beraber araçta değişen parçaların alıcıya bildirilmemesi veya aracın kilometresinin olduğundan daha az beyan edilmesi gizli ayıptır.
İkinci El Araçta Ayıptan Sorumluluğun Koşulları
Elbette sıfır araç satışında olduğu kadar olmasa da ikinci el araç satışında da satıcının sorumlulukları bulunmaktadır. Satıcı ve alıcı arasında kurulan sözleşmede satıcı, satılan malı beyan edildiği şekilde ayıpsız olarak teslim etme borcu altındadır. Bu nedenle satılanda ayıbın var olması halinde satıcının sorumluluğu gündeme gelecektir. Satıcının, satışa konu olan araçtaki ayıptan sorumlu olmasının birtakım şartları bulunmaktadır.
- Yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda ayıbın var olması gerekmektedir.
- Satış anında alıcının ayıbı bilmemesi ve ayıbın önemli olması gerekmektedir.
- Ayıptan doğan sorumluluğun sözleşme ile kaldırılmamış olması gerekmektedir.
- Alıcının, kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş ve ayıbı kabul etmemiş olması gerekmektedir.
Bu şartların tamamının somut olayda bulunması halinde ikinci el ayıplı araç satışında satıcının sorumluluğundan bahsedilebilecektir.
Noterde İmzalanan Sözleşmenin Ayıba Etkisi
Günlük hayatta noterde araç satışı yapılırken alıcının aracı kontrol ettiği, aracın güncel durumundan haberdar olduğu düşünülür. Ancak satışın noterde yapılması/ satış sözleşmesinin noterde imzalanması, araçta var olan ayıp hususunda satıcının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Hatta alıcının “aracı olduğu gibi kabul etmesi” halinde dahi satıcının ayıptan sorumluluğu devam edecektir.
Ancak, noterde yapılan sözleşmelerde açıkça hüküm koyulması halinde satıcının sorumsuz olabileceği durumlar da oluşabilir. Bu nedenle sözleşmenin oluşturulması aşamasında da belgeye eklenecek hükümlere dikkat edilmesi gerekmektedir.
Ekspertiz Raporunun veya Araçtaki Hasar Kaydının Ayıba Etkisi
Araç satışı yapılırken aracın mevcut durumunu en iyi şekilde anlayabilmek amacıyla taraflar ekspertiz raporlarına sıklıkla başvurmaktadır. Alınan uzman incelemesi raporunda araçta belli kusur ve ayıplar olduğunun belirtilmesi halinde alıcının, bu ayıplardan haberdar olduğu kabul edilir.
Dolayısıyla eksper / uzman raporunda yer alan ve alıcının haberinin olduğu kabul edilen ayıplar hususunda satıcının bir sorumluluğu olmayacaktır. Çünkü alıcı, söz konusu ayıpların varlığını görmüş, kabul etmiş ve her halükarda aracı satın almıştır.
Ancak, ekspertiz raporunda yer almayan ama araçta var olan ayıplardan satıcının sorumluluğu devam edecektir. Bununla beraber ekspertiz raporunda kendisine yer verilmeyen kusur ve ayıplardan doğan sorumluluklar da satıcıya yöneltilebilecektir.
Satıcının İkinci El Araçtaki Ayıbı Bilmemesi veya Bilmesine Rağmen Gizlemesi ve Sorumsuzluk Anlaşması
Satıcının araçtaki ayıbı bilmemesi onu sorumluluktan kurtarmaz. Araç satışı sırasında satıcının, araçtaki ayıbı bilmemesi mümkün olduğu gibi satıcının ayıbı bilmesi ancak alıcıdan bu durumu saklaması da mümkündür. Satıcının, ayıbı gizlemek ile amaçladığı durum bildirim sürelerinin geçmesi ve herhangi bir sorumluluğunun kalmamasıdır. Ancak her ne kadar zamanaşımı süresi 2 yıl olsa da satıcının, ayıbı bildiği halde gizlemesi ağır kusur ve kötü niyet olarak nitelendirilip bu durumun bildirimi herhangi bir zamanaşımına veya hak düşürücü süreye bağlı değildir.
Sorumsuzluk anlaşması doktrinde, taraflar arasındaki bir sözleşmenin ihlâli durumunda doğması muhtemel olan bir zarara ilişkin olarak, zarar doğmadan önce yapılan ve bu muhtemel zarar nedeniyle oluşacak olan tazminat talebinin doğmasını tamamen ya da kısmen engelleyen anlaşmalar olarak tanımlanmaktadır. Sorumsuzluk anlaşması, her iki tarafın irade beyanını içeren bir sözleşmedir.
Türk Borçlar Kanunu 221 maddesine göre; satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Bu durumda her ne kadar taraflar arasında yapılan bir sözleşme ile satıcının olası zarar ve ayıplardan sorumsuz olacağı belirtilmişse de satıcının ağır kusurunun bulunması halinde kanunun emredici hükümlerine göre bu sözleşmenin hiçbir geçerliliği olmayacaktır. Bunun dışında her bir sorumsuzluk anlaşması ve sonuçları, somut olaya göre değerlendirilmelidir.
Ayıplı Aracın Fiyatının Piyasa Değerinin Altında Olması
Satış sonrasında aracın ayıplı çıkması halinde “aracın piyasa değerinin altında alındığı ve buna bağlı olarak bu durumun mevcut ayıbın karşılığı olarak görülmesi” doğru bir yaklaşım değildir. Ayıplı araç satışında önemli olan ve telafi edilmesi gereken husus, alıcının satış öncesinde veya anından gerektiği gibi bilgilendirilmemesi ya da kandırılmasıdır.
Aracın, piyasa değerinden daha düşük bir fiyata alınmış olması halinde alıcının ayıptan haberdar olduğu varsayılamaz. Bu durumda aracın, olması gerekenden daha düşük bir fiyata satılmış olması, satıcıyı sorumluluktan kurtarmayacaktır.
Alıcının İkinci El Aracı Gözden Geçirme Yükümlülüğü ve Kapsamı
Alıcının, ikinci el araç alış- satışı sırasında aracı gözden geçirme yükümlülüğü olduğu söylenebilir. Ancak bu gözden geçirme yükümlülüğünün kapsamı, aracın ayıplı olması halinde taraflara ne denli sorumluluk yüklenmesi gerektiği açısından önemlidir. Alıcının özen yükümlülüğü, olağan gözden geçirme ile sınırlıdır.
Kurala göre alıcının aracın tramer kaydını, trafik kayıtlarını, uzman görüşü raporlarını araştırma, elde etme veya inceleme yükümlülüğü yoktur. Alıcı, ikinci el aracı satıcıya güvenerek aldığından satıcının bildirim ve özen yükümlülüğü daha fazladır. Bu açıdan alıcının, ikinci el araç satışında sorumluluğunun sınırlı tutulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Alıcının Ayıplı İkinci El Araca Karşı Seçimlik Hakları
İkinci el araç satışının ardından aracın ayıplı olduğunun fark edilmesi halinde alıcının, genel kanun hükümlerine göre tazminat talep etme bulunmaktadır. Bunun dışında alıcının kanundan doğan birtakım hakları da gündeme gelecektir. İşbu seçimlik haklar Türk Borçlar Kanunu 227. maddesinde yer almaktadır.
- Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
- Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
- Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının satın aldığı araçta ayıplı bir durum ile karşılaşması halinde bunun gibi seçimlik hakları olabilecektir. Bu hakların nasıl kullanılması gerektiği ve ayrıntıları ile ilgili kapsamlı bilgiler için bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olabilir.
Araçtaki Ayıbın Çok Sonradan Fark Edilmesi
Satışa konu olan araçtaki ayıbın çok sonradan fark edilmesi konusunda fark edilme süresine göre farklı değerlendirmeler yapılmalıdır. Bu değerlendirmeler ayıptan doğan sorumlulukta zamanaşımı ile ilgilidir. Alıcı, araçtaki ayıbı aracı satın aldıktan sonraki 2 yıl içinde fark etmiş ise zaman kaybetmeden satıcıya başvurmalıdır.
Alıcı, araçtaki ayıbı satış işleminden sonra 2 yıldan daha uzun bir sürede fark etmiş ise ve söz konusu ayıbın kendisinden gizlenmesinde hile veya ağır kusur olduğunu düşüyorsa yine derhal satıcıya başvurmalıdır. Araçta mevcut olan ayıp, satıcının hilesi veya ağır kusuru ile gizlenmemiş ise ve alıcı, ayıbı 2 yıldan daha uzun bir süre sonra fark etmiş ise bu durumda satıcıya başvurulması mümkün değildir.
Ayıptan Doğan Sorumlulukta Zamanaşımı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 12. maddede yer aldığı üzere ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Alıcının, satın almış olduğu ayıplı mal hususunda hukuki işlemlere başlaması için 2 yıl süresi olacaktır. Söz konusu ayıbın, hile veya ağır kusur ile gizlendiği hallerde zamanaşımı hükümleri dikkate alınmaz.
Ayıplı Araç Alıcısı Nasıl Bir Yol İzlemelidir?
Kişi, ikinci el olarak aldığı araçta ayıp olduğunun farkına vardıktan sonra zararını gidermek için yasal haklarını kullanabilir. Satın alınan araçta ayıpla karşılaşan alıcılar, işbu yazımızda belirtilen yollara başvurabilirler. Ancak her somut olayda yapılması gereken işlemler ve izlenmesi gereken prosedürler farklılık gösterebilir. Bu durumda hukuki sürelerde sıkıntılar yaşanmaması ve doğru işlemlerin doğru zamanlarda yapılabilmesi amacıyla sürecin en başından itibaren bir avukata başvurulması daha yararlı olabilir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
İkinci el ayıplı araç satışı konulu hukuki uyuşmazlıklarda dava, malvarlığına ilişkin olacağından görevli mahkeme de ona göre belirlenecektir. Buna bağlı olarak bu dava konusunda görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemeleri olacaktır.
İkinci el ayıplı araç satışı hususunda açılan davalarda genel yetki kuralları kabul görmektedir. Bu da yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinde bulunan mahkeme olduğu anlamına gelmektedir.
Dava Esnasında Aracın Başkasına Satılması Mümkün müdür?
İkinci el ayıplı araç satışı neticesinde hukuki yollara başvurulması ve dava açılması sürecinde aracın satılması mümkündür. Aracı ayıplı olarak olsa da satın alan kişi, resmiyette malik olarak yer alıyorsa aracın üçüncü bir kişiye satışının yapılmasının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Tazminat Talebi
İkinci el ayıplı araç satışı ile zarara uğratılan kişi, zararları doğrultusunda tazminat talebinde bulunabilir. Tazminat talebi gereğince genel hükümler ışığında süreç başlatılabilir. Sürecin en doğru şekilde başlatılması ve takip edilmesi amacıyla mutlaka bir avukattan yardım alınması tavsiye olunur. Aksi halde gerekli işlemlerin belirli sürelerde yapılmaması telafisi mümkün olmayan hak kayıplarına yol yol açabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Galeriden Alınan Ayıplı Araçlarda Kim Sorumlu?
Bilindiği üzere galeriler yalnızca kendi araçlarını satmamakta olup zaman zaman komisyon karşılığı satış da yapmaktadırlar. Galeriden alınan ikinci el araçlarda bu yazımızda bahsettiğimiz tüm içerik geçerlidir. Galeriden alınan ikinci el araç için de satıcının sorumluluğu bulunmaktadır ve alıcı, derhal satıcıya başvurabilir. Komisyon üzerine yapılan satışlar da dâhil olmak üzere (galeri, satıcı yerine geçtiğinden) ikinci el ayıplı araç satışlarında galeriler, tam sorumluluk sahibidir.
Aldığım 2. El Araç Kusurlu Çıktı Ne Yapmalıyım?
Alıcının satın aldığı ikinci el araçtaki kusurları fark etmesi neticesinde tazminat ve diğer seçimlik hakları doğacaktır. Bu durumda satın alınan araçtaki ayıp fark edildikten sonra derhal hukuki işlemlere başlanmalıdır. Alıcı, araçta bulunan ayıplar için satıcıya başvurabilir ve satıcının cezai sorumluluğunun doğması sonucunda suç durusunda bulunabilir. Yargılama boyunca herhangi bir hak kaybı yaşanmaması ve sürecin gerektiği gibi takip edilmesi için bir avukattan yardım alınması faydalı olacaktır.
Ayıplı Araç Satmanın Cezası Nedir?
Satıcının araçtaki kusurları bilmesi ancak söz konusu kusurları gizlemesi ve alıcıyı hem maddi hem de manevi zarara uğratması, alıcının güvenini kötüye kullanması durumunda Türk Ceza Kanununda yer alan dolandırıcılık suçu gündeme gelecektir. Satıcı, ikinci el aracı ayıplı olarak alıcıya satarken alıcıyı hileli davranışlarla aldatmak ve kendisine menfaat sağlamak suretiyle dolandırıcılık suçu yönünden sorumluluğu da doğabilir. Yani böyle bir durumda satıcı, hem hukuken ayıptan sorumlu olacak; hem de cezai sorumluluğu doğacaktır.
İlgili kanun hükmüne göre hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir. Somut olaya göre verilecek olan ceza değişiklik gösterebilir.
Ayıplı Aracın İadesi Mümkün mü?
Yukarıda belirtildiği üzere satılanın geri verilmesi ile sözleşmeden dönme alıcının sahip olduğu haklardan biridir. Alıcı, satın alınan aracın ayıplı çıkması üzerine sözleşmeden dönmek ve aracı iade etmek istediğini satıcıya ihtarname yolu ile bildirebilir. Satıcı, ihtarnameye olumlu veya olumsuz dönüş yapabilecek olup duruma göre aracın iadesi için dava yoluna gidilmesi de gündeme gelebilir.
Noter Satışı Yapılan Araç Geri Alınır mı?
Araç satışının noterde yapılmış olması satıcının sorumluluğunu kaldırmamaktadır. Buna bağlı olarak aracın satışı noterde yapılmış olsa dahi Türk Borçlar Kanunundan doğan alıcının seçimlik hakları ve aracın iadesi gibi hususlar ortaya çıkacaktır.
Noterde imzalanan sözleşmelerde satıcının sorumlu olacağı hususların ayrıntılı olarak belirtilmesi, ayıbın gerçekleşmesi halinde alıcının haklarını korumaya yardımcı olacaktır. Bu nedenle her ne kadar ayıplı satışın gerçekleşmesi halinde bir avukata başvurulması gerekse de işlemlerin en başında bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır.