Kamu davası nedir sorusunun yanıtı merak konusudur. Kamu davası nedir? başlığı altında kaleme alınan içeriğimizde kamu davasına ve ilgili hususlara dair merak konusu hususlar incelenmiştir. Ceza davaları kamu davası niteliği taşır.
Kamu davası savcılık makamı tarafından kamu adına açılan bir dava türüdür. Bir suç işlendiğinde doğrudan ya da dolaylı olarak toplum suçun sonuçlarından zarar görür. Toplumun istikrarının bozulması devletin istemediği bir durumdur.
Toplumda oluşacak kargaşa devletin varlığı için tehdit teşkil edeceğinden kamunun düzen içinde yaşaması istenir. Bu sebeple de devlet kamunun haklarını korumak için savcılık makamını görevlendirir. Bir suç işlendiğinde Cumhuriyet savcısı şikâyete bağlı suçlarda şikâyetin ardından şikâyete tabi olmayan suçlarda ise re ’sen soruşturma başlatır.
Savcılık delillerin suç işlendiği yönünde yeterli şüphe uyandırdığını düşündüğü takdirde bir iddianame hazırlar ve kamu davası açar. Kamu davası kamunun hukuki haklarını korumak amacı ile açılır. Şimdi, kamu davasının ne olduğunu ve neden açıldığını daha yakından inceleyeceğiz.
Kamu davaları, toplumun genel çıkarlarını korumak amacıyla açılan davalardır. Bu tür davalarda, bir bireyin değil, kamu yararının savunulması hedeflenir. Kamu davası, genellikle suç teşkil eden bir eylemin sonucunda ortaya çıkar ve bu tür durumlarda devlet, kamu otoritesi olarak davaya müdahil olur. Kamu davasının açılması, suç işleyen kişilerin cezalandırılması ve toplumda güvenliğin sağlanması açısından büyük önem taşır.
Günümüzde kamu davalarının önemi, toplumsal düzenin korunmasında ve bireylerin haklarının güvence altına alınmasında kendini göstermektedir. Kamu davası süreçleri, hukuk sisteminin temel taşlarından biri olup, toplumda adaletin sağlanmasına yardımcı olur. Bu davaların nasıl açıldığı, hangi koşullar altında yürütüldüğü ve sonuçlarının neler olduğu, hukuki sistemler açısından kritik bir yere sahiptir.
Kamu davasının içeriği, farklı ülkelerde ve hukuk sistemlerinde değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak, kamu davaları suçların önlenmesi, mağdurların haklarının korunması ve toplumun güvenliğinin sağlanması amacıyla yürütülen süreçlerdir. Bu makalede, kamu davasının ne olduğu, nasıl açılacağı ve sonuçları hakkında detaylı bilgiler sunarak, okuyucuların bu konudaki bilinçlenmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Şimdi, kamu davasının daha derinlikli bir incelemesine geçelim.
Kamu Davası Ne Demektir ve Neden Açılır?
Kamu davası kamunun hak ve menfaatlerinin zarar görmesine sebep olabilecek suçlar karşısında Cumhuriyet savcısı tarafından açılır. Türk hukuk sisteminde kişiler hukuk davası açma hakkına sahip olurken ceza davası açma koşulları farklıdır. Ceza yani kamu davası açılmasına ilişkin bilinmesi gereken başlıca hususlar şunlardır:
- Ceza davaları kamu davası olarak açılan dava türlerinden biridir.
- İşlenen suç doğrudan veya dolaylı olarak kamu düzenini etkilediği takdirde kamu davası açılır.
- Kamu davasında iddia makamı Cumhuriyet savcısı olurken bir iddianame hazırlamak sureti ile savcılık makamı davaya dahil olur.
- Bir suç işlendiğinde şüpheleri doğrulayacak yeterli delil varsa kamu davası açılır.
- Kamu davasına iddia makamı olarak dahil olan savcılık şikâyete bağlı olmayan suçlarda şikâyetten vazgeçilse dahi davaya sonuna kadar dahil olur.
- Şikâyetten vazgeçme kamu davasının düşmesi sonucunu doğurmaz.
Kamu Davası Nasıl Açılır?
Kamu davası açma süreci, bir suçun işlenmesi durumunda toplumun menfaatlerini korumak amacıyla devreye giren hukuki bir süreçtir. Bu süreç, belirli adımlar ve prosedürler içerir:
- Suçun Bildirilmesi
Kamu davası açmak için öncelikle bir suçun işlenmiş olması gerekir. Bu suç, devletin ceza yasaları kapsamında değerlendirilen ve toplumun düzenini tehdit eden bir eylem olmalıdır. Suçun öğrenilmesi durumunda, mağdur veya herhangi bir birey, durumu yetkili makamlara, genellikle polise veya savcılığa, bildirmelidir. Bu aşamada, suçun hangi koşullarda işlendiği, kimin tarafından gerçekleştirildiği gibi bilgiler de aktarılmalıdır.
- Savcılığın Soruşturma Süreci
Suç ihbarı yapıldıktan sonra, savcılık hemen bir soruşturma başlatır. Soruşturma, suçun niteliğine ve karmaşıklığına bağlı olarak farklılık gösterebilir. Savcı, olay yerinde inceleme yapabilir, delil toplama işlemleri gerçekleştirebilir ve tanıkları dinleyebilir. Bu süreçte elde edilen tüm bilgiler, suçun işlendiğine dair yeterli delilin olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Eğer savcı, yeterli delil bulursa kamu davası açma kararı verir.
- Kamu Davası Açma Kararı
Savcılık, soruşturma aşamasında yeterli bulgular elde ettiğinde, “iddianame” adı verilen bir belge hazırlayarak davayı açar. İddianame, sanığın işlediği suçun tanımı, suçun işlendiği tarih ve yer, deliller ve suçun cezai yaptırımı gibi bilgileri içerir. İddianamenin kabulü için ilgili mahkemeye sunulması gerekir.
- Mahkeme Süreci
İddianame mahkemeye sunulduktan sonra, mahkeme, davanın kabul edilip edilmeyeceğine karar verir. Davanın kabul edilmesi durumunda, duruşma tarihleri belirlenir. Taraflar, duruşmalara katılmak üzere mahkemede hazır bulunur. Mahkeme, sanığın suçlamalara karşı savunma yapmasına, tanıkların dinlenmesine ve delillerin incelenmesine olanak tanır.
- Duruşmalar ve Karar
Mahkeme, duruşmalar sırasında delilleri değerlendirir ve her iki tarafın argümanlarını dinler. Savcı, kamu adına sanığın suçlu bulunmasını talep ederken, sanığın avukatı ise savunma yapar. Tüm bu süreçlerin sonunda, mahkeme, sanık hakkında karar verir. Verilen karar; sanığın suçlu bulunması, beraat etmesi veya ceza indirimi gibi sonuçlar doğurabilir.
- İtiraz Süreci
Mahkeme kararının ardından, taraflar tarafından temyiz başvurusu yapılabilir. Temyiz, verilen kararın üst mahkemeye taşınması anlamına gelir. Üst mahkeme, dosyayı yeniden inceleyerek yerel mahkemenin kararını onaylayabilir, değiştirebilir ya da bozabilir. Bu süreç, adaletin sağlanmasında önemli bir denetim mekanizmasıdır.
Sürecin Hukuki Danışmanlıkla Yürütülmesi
Kamu davası açma süreci karmaşık ve hukuki bilgi gerektiren bir durumdur. Bu nedenle, mağdurlar veya suç mağdurları, hukuki haklarını ve süreçlerini daha iyi anlayabilmek için bir avukat veya hukuki danışmandan yardım almalıdır. Uzman bir avukat, sürecin daha etkili bir şekilde yürütülmesine katkı sağlarken, bireylerin haklarının korunmasına da yardımcı olur.
Sonuç olarak, kamu davası açma süreci, yalnızca bir suçun işlenmesiyle değil, aynı zamanda bu suçun topluma verdiği zararların giderilmesi amacıyla da önem taşır. Bu süreç, adaletin sağlanmasında ve toplumsal düzenin korunmasında kritik bir rol oynamaktadır.
Kamu Davasının Açılmasında Takdir Yetkisi
Kamu davasının açılması sürecinde takdir yetkisi, savcılığın en kritik kararlarından biridir. Bu yetki, savcının soruşturma sırasında elde ettiği delillere, olayın ciddiyetine ve kamu yararına göre davanın açılıp açılmayacağına karar verme yetkisini ifade eder. Takdir yetkisi, hukukun uygulanması açısından önemli bir mekanizma olup, birçok faktör tarafından etkilenir.
Takdir yetkisi, bir durumun nasıl değerlendirileceğine ilişkin karar verme özgürlüğüdür. Kamu davasının açılmasında savcı, soruşturma sonucunda elde edilen bulguları analiz ederken, hem hukuki normları hem de toplumun beklentilerini dikkate alır. Bu yetki, adaletin sağlanmasında önemli bir denge unsuru oluşturur; zira her olayın kendine özgü koşulları vardır ve savcı, bu koşulları göz önünde bulundurarak en uygun kararı vermekle yükümlüdür.
Takdir Yetkisini Etkileyen Faktörler
Savcının takdir yetkisini kullanırken göz önünde bulundurması gereken bazı temel faktörler şunlardır:
- Suçun Niteliği: İşlenen suçun ciddiyeti, takdir yetkisinin en önemli belirleyicisidir. Örneğin, ağır bir suç (cinayet, tecavüz gibi) durumunda savcı, davayı açma yönünde daha fazla baskı hissedebilirken, daha hafif suçlarda (hırsızlık gibi) bu karar daha titiz bir değerlendirme gerektirebilir.
- Delil Durumu: Savcı, elindeki delillerin yeterliliğini değerlendirir. Eğer suçun işlenmiş olduğuna dair güçlü deliller varsa, kamu davası açma kararı daha olası hale gelir.
- Kamu Menfaati: Kamu davasının amacı, toplumun güvenliğini ve düzenini korumaktır. Bu nedenle, olayın toplum üzerindeki etkileri, savcının takdir yetkisini şekillendirir. Örneğin, bir suçun kamu güvenliğini tehdit etmesi durumunda, savcı davayı açma yönünde daha istekli olabilir.
- Mağdurun Durumu: Mağdurun yaşadığı zarar ve mağdurun talepleri de savcının kararını etkileyebilir. Mağdurun, devletin müdahalesini istemesi, davanın açılması için bir neden olabilir.
Takdir Yetkisinin Sınırları
Her ne kadar savcının takdir yetkisi geniş olsa da, bu yetki mutlak değildir. Takdir yetkisi, yasalarla sınırlıdır ve savcı, kararlarını hukukun temel ilkeleri çerçevesinde vermek zorundadır. Ayrıca, yüksek mahkemeler veya üst düzey savcılar, savcının kararlarına itiraz edebilir ve gerektiğinde süreci denetleyebilir. Bu, adaletin sağlanmasında bir denetim mekanizması oluşturur.
Sonuç olarak, kamu davasının açılmasında takdir yetkisi, savcının hukuki yetkilerinin yanı sıra, adaletin sağlanmasında ve toplumun güvenliğinin korunmasında kritik bir rol oynamaktadır. Savcılar, bu yetkiyi kullanırken, sadece hukuki normları değil, aynı zamanda toplumun beklentilerini, mağdurun durumunu ve suçun niteliğini de göz önünde bulundurmalıdır. Bu dengeli yaklaşım, adaletin sağlanması ve kamu güvenliğinin korunması açısından büyük önem taşır.
Kamu Davası Hangi Durumlarda Açılır, Ne Kadar Sürer?
Kamunun hakları korunacağı zaman devletin yetkili organı savcılık makamıdır. Ceza davaları kamu davası niteliğini haizdir. Bu davalar açılırken suçtan dolayı kamunun zarar görmüş olmasına istinaden hareket edilir. Kamunun haklarını korumak gerekli olduğunda kamu davası açılarak Cumhuriyet savcısı kamuyu temsil eder.
Cumhuriyet savcısı kamuyu devlet adına temsil ederken davada iddia makamı olarak görev alır. Şikâyete bağlı suçlarda şikayetin ardından kendiliğinden takip edilen suçlarda ise savcılık haber alır almaz kamu davasını açar. Şikâyete tabi suçlarda müşteki, mağdur ya da suçtan zarar gören şikâyeti gerçekleştirebilir.
Şikâyetin gerçekleşmesi ile savcılık delilleri toplamaya başlar ve soruşturma yapılır. İddianame hazırlandıktan sonra da kamu davası açılır. Kamu davaları mahkemenin iş yüküne, davanın kapsamına, ifadesi alınacak tanık, sanık ya da diğer kişilerin sayısına bağlı olarak farklı sürelerde tamamlanır.
Kamu Davasında Şikayet ve Şikayetten Vazgeçme
Kamu davaları, toplumun genel çıkarlarını korumak amacıyla açılan ve devletin ceza hukuku çerçevesinde yürüttüğü davalardır. Bu tür davalarda şikayet ve şikayetten vazgeçme, sürecin önemli aşamalarını oluşturur. İşte bu konunun detayları:
Şikayet Nedir?
Kamu davasında şikayet, bir bireyin veya mağdurun, bir suçun işlendiğini yetkili makamlara (genellikle savcılık veya polis) bildirmesi anlamına gelir. Şikayet, suçun soruşturulması ve gerektiğinde kamu davasının açılması için bir başlangıç noktasıdır. Bu aşamada, mağdurun suçun işlenmesiyle ilgili bilgileri, delilleri ve tanıkları sunması beklenir.
Şikayet, bazı suçlar için zorunlu bir ön koşul olabilir. Örneğin, bazı suçlar (hakaret, yaralama gibi) sadece mağdurun şikayetiyle kovuşturulabilir. Bu durumda, şikayet olmadan dava açılması mümkün değildir.
Şikayetten Vazgeçme
Mağdur, şikayetini geri çekme veya vazgeçme hakkına sahiptir. Şikayetten vazgeçmenin çeşitli nedenleri olabilir:
- Uzlaşma: Mağdur ve sanık arasında bir uzlaşma sağlanmış olabilir. Bu durumda, mağdur, olayın tekrar gündeme gelmemesi için şikayetini geri çekebilir.
- Duygusal ve Psikolojik Etkiler: Bazı mağdurlar, yaşadıkları olayın getirdiği psikolojik baskı nedeniyle davadan vazgeçmek isteyebilir.
- Etkileşim: Mağdur, sanıkla olan ilişkisi veya sanığın pişmanlığı gibi durumlar sonucunda şikayetini geri çekmeye karar verebilir.
Şikayetten Vazgeçmenin Sonuçları
Şikayetten vazgeçme, dava süreci üzerinde önemli etkilere sahip olabilir:
- Davanın Düşmesi: Mağdurun şikayetini geri çekmesi durumunda, eğer suçun kovuşturulması şikayete bağlıysa, dava düşebilir. Bu, sanığın beraatine yol açar.
- Kamu Davasının Devamı: Ancak bazı suçlar, kamu yararı gereği şikayetten bağımsız olarak kovuşturulabilir. Bu tür suçlar arasında cinayet, tecavüz gibi ağır suçlar yer alır. Bu durumda, savcı, mağdurun şikayetini geri çekmiş olsa bile davayı devam ettirebilir.
Şikayet ve Şikayetten Vazgeçme Süreci
Şikayetten vazgeçmek isteyen mağdur, bu isteğini yazılı bir şekilde savcılığa iletmelidir. Savcılık, bu talebi değerlendirerek süreci yönlendirecektir. Ancak, şikayetten vazgeçmenin hukuki sonuçları konusunda dikkatli olunmalıdır; zira bu, mağdurun gelecekteki haklarını etkileyebilir.
Kamu davalarında şikayet ve şikayetten vazgeçme, hem mağdur hem de sanık açısından önemli hukuki süreçlerdir. Mağdurun şikayeti, davanın açılmasında kritik bir rol oynarken, şikayetten vazgeçme durumu ise sürecin yönünü değiştirebilir. Ancak, her iki durumda da hukuki danışmanlık almak, mağdurların haklarını korumaları açısından faydalı olacaktır. Bu süreçlerin doğru bir şekilde yönetilmesi, adaletin sağlanması ve toplumsal güvenliğin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Kamu Davasının Düşmesi
Kamu davalarının düşmesi, bir ceza davasının yasal süreçler sonucunda herhangi bir ceza veya yaptırım uygulanmadan sona ermesi anlamına gelir. Bu durum, hem sanık hem de mağdur açısından önemli sonuçlar doğurur. Kamu davasının düşme sebepleri, süreci ve sonuçları üzerine detaylı bir inceleme yapalım.
Kamu Davasının Düşme Nedenleri
Kamu davasının düşmesine yol açabilecek birçok neden bulunmaktadır. Bu nedenler, genel olarak aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Şikayetin Geri Çekilmesi
Bazı suçlar, mağdurun şikayetiyle kovuşturulur. Mağdur, şikayetini geri çektiğinde ve bu suçun kovuşturulması şikayete bağlıysa, dava düşer. Örneğin, hakaret, yaralama veya tehdit gibi suçlar bu kapsamda değerlendirilebilir. Mağdurun şikayetini geri çekmesi, yalnızca ilgili suçun kovuşturulması açısından değil, aynı zamanda toplumdaki uzlaşma ve barış ortamının sağlanması açısından da önemlidir.
Zaman Aşımı
Ceza davalarında, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılmadığında zaman aşımı devreye girer. Zaman aşımı süresi, işlenen suçun türüne göre değişiklik gösterir. Örneğin, daha ağır suçlar için zaman aşımı süresi genellikle daha uzundur. Zaman aşımı süresi dolduğunda, ilgili dava düşer ve sanık hakkında herhangi bir ceza davası açılması mümkün olmaz. Bu durum, adaletin gecikmesine yol açabileceği gibi, suçlunun ceza almaktan kurtulmasına da neden olabilir.
Delil Yetersizliği
Savcılık, soruşturma aşamasında yeterli delil bulamazsa, dava açma kararı vermeyebilir. Aynı şekilde, mahkeme, duruşma sırasında delillerin yetersiz olduğuna karar verirse, bu da davanın düşmesine yol açabilir. Delil yetersizliği, bir davanın nasıl sonuçlanacağını belirleyen kritik bir unsurdur; zira mahkeme, suçun sabit olduğu yönünde bir kanaate ulaşamazsa, sanığı beraat ettirme kararı verebilir.
Sanığın Beraati
Mahkeme, sanığın suçsuz olduğuna karar verirse, bu da davanın düşmesine yol açar. Beraat kararı, mahkemenin sanık aleyhindeki tüm iddiaları reddetmesi anlamına gelir. Beraat, sanığın ceza almayacağı ve suçlamalardan aklanacağı anlamına gelir.
Diğer Hukuki Sebepler
Mahkemece verilen kararlar, yargı yetkisi eksikliği, duruşma için gereken koşulların sağlanmaması gibi durumlar da davanın düşmesine neden olabilir. Örneğin, mahkemenin yetkisiz olduğuna karar verilirse, dava düşer.
Düşme Süreci
Davanın düşmesi, çeşitli aşamalardan geçerek gerçekleşir:
Soruşturma Aşamasında Düşme
Savcılık, suçun soruşturulması sırasında yeterli delil bulamazsa, kamu davası açmadan önce davanın düşmesine karar verebilir. Bu aşamada, mağdurun şikayeti veya tanıkların ifadeleri önemli rol oynar. Eğer savcı, elde edilen delillerin yetersiz olduğunu düşünüyorsa, davayı ilerletmez.
Kovuşturma Aşamasında Düşme
Davanın mahkemede görülmesi sırasında, mahkeme tarafından verilen bir karar neticesinde dava düşebilir. Örneğin, mahkeme, duruşmalarda sunulan delillerin yetersiz olduğu sonucuna varırsa veya zaman aşımı süresi dolmuşsa, dava düşebilir. Bu durumda, mahkeme sürecinin sonunda sanık hakkında ceza verilmesi mümkün olmaz.
Düşme Kararının Etkileri
Kamu davasının düşmesi, hem sanık hem de mağdur için çeşitli sonuçlar doğurur:
Sanık Açısından
Dava düştüğünde, sanık hakkında herhangi bir ceza veya yaptırım uygulanamaz. Bu, sanığın beraati olarak da değerlendirilebilir. Dava düşmesi, sanığın suçlamalardan tamamen aklandığı anlamına gelir ve bu durum, sanığın psikolojik durumunu olumlu yönde etkileyebilir.
Mağdur Açısından
Dava düştüğünde, mağdurun gelecekte benzer suçlar için tekrar şikayet etme hakkı devam eder. Ancak, şikayetin geri çekilmesi durumunda, mağdur, mahkemeye başvurarak daha fazla hak talep etme şansını kaybedebilir. Bu nedenle, mağdurların şikayet geri çekme kararı almadan önce dikkatli düşünmeleri önemlidir.
İtiraz ve Temyiz Süreci
Davanın düşmesi kararı, taraflarca temyiz edilebilir. Özellikle mağdur, mahkemenin bu kararına itiraz edebilir ve durumu üst mahkemeye taşıyabilir. Temyiz süreci, davanın yeniden değerlendirilebilmesi için bir fırsat sunar. Temyiz başvurusu, genellikle bir avukat aracılığıyla yapılır ve mahkemeye dosya üzerinden sunulmalıdır.
Kamu davalarının düşmesi, hukuki süreçler açısından kritik bir konudur. Bu durum, suçun niteliği, delil durumu, mağdurun şikayeti ve diğer hukuki unsurlara bağlı olarak gelişir. Kamu davasının düşmesi, adaletin sağlanmasında önemli etkiler yaratırken, tarafların haklarını ve durumlarını dikkatli bir şekilde değerlendirmeleri gerekmektedir. Bu noktada, hukuki danışmanlık almak, sürecin daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesine yardımcı olacaktır. Dava sürecinin karmaşıklığı göz önüne alındığında, profesyonel destek almak, bireylerin haklarını korumaları açısından büyük önem taşır.
Davacı KH Nedir?
Kamu davalarını savcılık makamı açar. Bu dava açılırken bir iddianame hazırlanır. İddianameyi savcılık hazırlar. İddianamede yer alan davacı KH ibaresi kamu hukuku anlamına gelir. Kamu davası kamu hukuku kapsamında açılırken kamunun işlenen bir suçtan zarar görmesi engellenmek istenir. Ceza davaları kamu davası olma özelliğine sahiptir. Bu sebeple de ceza davası açılırken kamu davası niteliği taşımaktadır.
Kamu Davasına Katılma Ne Zamana Kadar Mümkündür?
Kamu davasına katılma olarak adlandırılan durum, suçtan zarar görenin Cumhuriyet savcısının yanında yer alarak kendisine tanınan yasal haklar çerçevesinde kamu davasına müdahil olmasını ifade eder. Katılan bağımsız bir süje olmasına rağmen Cumhuriyet savcısından ayrı kendi başına bir kamu davası açma hakkı bulunmamaktadır.
Kamu davası açma hak ve yetkisi Cumhuriyet savcısına tanınmıştır. 5271 sayılı yürürlükteki Ceza Muhakemesi Kanunu 237/1. madde kapsamında kamu davasına katılma kovuşturma evresinde söz konusu olabilmektedir. Kovuşturma evresindeyken ilk derece mahkemesinin hüküm verme aşamasına kadar kamu davasına katılma gerçekleştirilebilir. Kamu davasına katılma istekle mümkündür.
Katılma gerçekleşeceği zaman kamu davası açıldıktan sonra mahkemeye dilekçe verilmesi gerekir. Bunun yanı sıra katılma istemi sözlü olarak da duruşma tutanağına kaydedilerek oluşturulabilir. Katılma istemini mağdur, suçtan zarar görenler yapabilir. Bu kişiler gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişiler de olabilir. Tüzel kişilerin yetkili organları bu talebi oluşturur.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi Cumhuriyet savcısının karar vermesi ile mümkündür. Savcılık makamı şüpheli hakkındaki soruşturmayı askıya aldığında erteleme süresi boyunca şüphelinin davranışları gözlemlenir.
Savcılık 5 yıl boyunca şüpheliye yönelik olarak dava açmayabilir. Bu durum kamu davasının açılmasının ertelenmesi olarak adlandırılır. Ertelemenin gerçekleşebilmesi sanığa ve suça dair şartların bir arada gerçekleşmesi ile mümkün olur. CMK 171/2-3 şartların yer aldığı kanun maddesidir.
Kamu Davasında Hüküm Verilmesi
Kamu davalarında hüküm verilmesi, mahkemenin bir ceza davası sonucunda sanık hakkında karar vermesi anlamına gelir. Bu aşama, ceza yargılamasının en kritik ve sonuç doğuran kısmıdır. Hüküm, mahkemenin sanığın işlediği iddia edilen suçlar hakkındaki kararını, gerekçelerini ve sonuçlarını içerir. Bu bölümde, kamu davasında hüküm verilmesi sürecini, türlerini ve sonuçlarını inceleyeceğiz.
Mahkeme, tarafların ve tanıkların ifadelerini dinledikten sonra, delilleri değerlendirir. Duruşmalar sırasında savcı, kamu adına sanığın cezalandırılmasını talep ederken, sanığın avukatı da müvekkilinin savunmasını yapar. Duruşmalar, davanın en önemli aşamasıdır ve her iki tarafın da argümanlarını sunabilmesi için önemlidir.
Mahkeme, duruşmalar sırasında sunulan delilleri dikkatle inceler. Deliller, tanık ifadeleri, belgeler, raporlar ve diğer kanıtlar olabilir. Mahkeme, bu delillerin ne kadar güvenilir ve geçerli olduğuna karar vererek, hüküm vermede temel oluşturacak bilgileri toplar.
Duruşmalar tamamlandıktan sonra, mahkeme heyeti, hüküm vermek için bir araya gelir. Burada, duruşmalar sırasında toplanan deliller ve yapılan savunmalar doğrultusunda oy kullanılır. Mahkeme üyeleri arasında yapılan oylama sonucunda, sanık hakkında bir karar verilir.
Hüküm Türleri
Kamu davalarında verilebilecek hüküm türleri genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Suçlu Bulma Hükmü:
Mahkeme, sanığın işlediği suçları kabul ederek onu suçlu bulursa, bu durumda sanık hakkında ceza verilir. Ceza, hapis, adli para cezası veya başka bir yaptırım şeklinde olabilir. Mahkeme, sanığın suçun işlenme şekli, geçmişi ve suçun ağırlığı gibi faktörleri dikkate alarak ceza belirler.
- Beraat Hükmü:
Eğer mahkeme, sanığın suçsuz olduğuna kanaat getirirse, beraat kararı verir. Bu durumda, sanık, suçlamalardan tamamen aklanmış olur. Beraat, sanığın ceza almayacağı anlamına gelir ve mahkeme, suçlamanın dayanağını yetersiz bulmuş demektir.
- Düşme Hükmü:
Kamu davasının düşmesi, mahkemenin, davanın çeşitli nedenlerle (şikayetin geri çekilmesi, zaman aşımı, delil yetersizliği vb.) sonuçsuz kalmasına karar vermesidir. Düşme kararı, sanığın suçsuz olduğu anlamına gelmez; daha çok dava açılmasını engelleyen hukuki bir durumdur.
- Ceza İndirimi veya Erteleme:
Mahkeme, sanığın suçlu olduğuna karar verse bile, ceza indirimi veya erteleme gibi alternatif yaptırımlar uygulayabilir. Bu, sanığın pişmanlığı, sabıkasız oluşu veya suçun işlenme şekli gibi faktörlere bağlı olarak gerçekleşir.
Hükmün Yazılması
Mahkeme, hükmü verdikten sonra, karar metnini yazar. Bu metinde, sanığın kimliği, suçun tanımı, delillerin değerlendirilmesi, mahkemenin gerekçeleri ve sonuç yer alır. Hüküm, taraflara tebliğ edilir ve bu aşamada her iki tarafın da karar hakkında bilgi sahibi olması sağlanır.
İtiraz ve Temyiz Süreci
Mahkeme kararı, taraflar tarafından itiraz edilebilir. Sanık veya mağdur, hükmün gerekçelerine ve sonuçlarına karşı itiraz etme hakkına sahiptir. İtiraz, genellikle üst mahkemeye (temyiz) yapılır ve bu süreçte, üst mahkeme, yerel mahkemenin kararını inceleyerek, onaylayabilir, değiştirebilir veya bozabilir. Bu, adaletin sağlanması ve hukukun üstünlüğünün korunması açısından önemli bir adımdır.
Kamu davasında hüküm verilmesi, adaletin sağlanması sürecinde en önemli aşamalardan biridir. Hüküm, yalnızca sanık için değil, aynı zamanda mağdur ve toplum için de sonuçlar doğurur. Verilen kararlar, bireylerin hayatını etkileyebileceği gibi, toplumsal güvenin sağlanmasında da kritik bir rol oynar. Bu nedenle, bu süreçte hukuki danışmanlık almak, tarafların haklarını korumaları ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Hüküm aşaması, hem hukukun hem de adaletin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serer.
Kamu Davasının Sonuçları
Kamu davasının mecburiliği ilkesi kapsamında savcılık makamı ceza davasını ilgilendiren suçlarda şikayete tabilik söz konusu ise şikayetin ardından şikayete bağlı olmayan suçlarda ise re ’sen hareket eder. Kamu davası açıldığında sanığın suçu işlemiş olması durumunda hapis cezası verilebilir.
Verilecek ceza suçun niteliğine bağlı olarak değişir. Sanığın hakkında toplanan deliller yetersiz olduğunda ve mevcut suçun işlenmediği yönünde bir kanaat oluştuğunda sanık beraat eder. Kamu davalarında hapis cezası, para cezası ya da hem hapis hem de para cezası birlikte verilebilmektedir.
Kamu davası açıldığında bazı suçlar uzlaştırma hükümleri kapsamında yer aldığında bu hükümler şartlar sağlandığı takdirde uygulanabilmektedir. Savcılık tarafından hazırlanan iddianame davanın sınırlarını belirleme özelliğine sahiptir. Bu davalarda maddi ve manevi tazminat talebi oluşturulamaz. İstinaf kanun yolu bu davalarda başvurulabilen bir yoldur.
Kamu davaları, adalet sisteminin temel yapı taşlarından biridir ve sonuçları, hem sanıklar hem de toplum açısından önemli etkilere sahiptir. Bu bölümde, kamu davalarının olası sonuçlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Suçlu Bulunma ve Ceza
- Suçlu Bulunma:
Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda sanığın suçlu olduğuna karar verirse, bu durumda çeşitli cezalar uygulanabilir. Suçlu bulunmanın sonuçları arasında:
Hapis Cezası: Suçun niteliğine göre belirli bir süreyle hapis cezası verilebilir. Hapis cezası, sanığın topluma geri dönme sürecini etkileyebilir.
Para Cezası: Bazı durumlarda, sanıklara adli para cezası verilebilir. Bu, sanığın mali yükümlülük altına girmesine neden olur.
Diğer Yaptırımlar: Mahkeme, sanığa denetimli serbestlik, sosyal hizmet veya rehabilitasyon programlarına katılma gibi alternatif yaptırımlar da verebilir.
- Cezanın İnfazı:
Suçlu bulunan sanığın cezası, belirlenen süre ve şartlar altında infaz edilir. Cezanın infazı, sanığın topluma kazandırılması ve rehabilitasyonu açısından önemli bir aşamadır.
Beraat Kararı
- Beraat:
Eğer mahkeme, sanığın suçsuz olduğuna karar verirse, bu durumda beraat kararı verilir. Beraat, sanığın herhangi bir ceza almayacağı anlamına gelir. Bu sonuç, sanığın kişisel ve sosyal yaşamını olumlu yönde etkileyebilir.
- Yargılamanın Etkisi:
Beraat kararı, sanığın psikolojik durumunu ve toplum içindeki itibarını yeniden inşa etmesine yardımcı olabilir. Ancak, yargı sürecinin getirdiği stres ve olumsuzluklar, sanığın hayatında kalıcı izler bırakabilir.
Dava Düşmesi
- Düşme Kararı:
Kamu davası, çeşitli nedenlerle düşebilir. Düşme, mahkemenin davayı sonuçsuz bırakması anlamına gelir ve bu durum, sanığın suçlu veya suçsuz olduğuna dair bir karar verilmediği anlamına gelir.
- Gelecekteki Haklar:
Davanın düşmesi, mağdurun veya sanığın gelecekte benzer bir suç için tekrar dava açma haklarını etkilemez. Ancak, düşme kararı, bazen sanığın veya mağdurun psikolojik durumunu olumsuz etkileyebilir.
Toplumsal Etkiler
Kamu davalarının sonuçları yalnızca tarafları değil, aynı zamanda toplumu da etkiler. Mahkeme kararları, toplumun adalet algısını şekillendirir:
- Kamu Güvenliği: Cezaların verilmesi, toplumda bir caydırıcılık etkisi yaratabilir. İnsanlar, cezaların varlığını bilerek daha dikkatli davranabilirler.
- Toplumsal Adalet: Mahkeme kararları, toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunur. Bir davanın kamuoyunda yankı bulması, toplumun adalet sistemine olan güvenini artırabilir veya azaltabilir.
İtiraz ve Temyiz Süreci
Kamu davası sonuçlandığında, taraflar karar hakkında itirazda bulunabilir. İtiraz ve temyiz süreci, hukukun uygulanması ve adaletin sağlanması açısından önemli bir mekanizmadır.
- Üst Mahkeme İncelemesi: Temyiz başvurusu, yerel mahkemenin kararının üst mahkeme tarafından yeniden incelenmesi anlamına gelir. Üst mahkeme, önceki kararın hukuka uygunluğunu değerlendirerek kararı onaylayabilir veya bozabilir.
- Adaletin Yeniden Sağlanması: Temyiz süreci, hatalı verilen kararların düzeltilmesine olanak tanır. Bu, hukukun üstünlüğünün korunması açısından kritik öneme sahiptir.
Kamu davalarının sonuçları, hem bireyler hem de toplum için derin ve kalıcı etkiler doğurur. Suçlu bulunma, beraat, dava düşmesi gibi sonuçlar, her biri kendi içinde önemli sonuçlar doğururken, toplumsal adaletin sağlanması ve kamu güvenliğinin korunması açısından da hayati rol oynar. Bu nedenle, hukuki süreçlerin doğru bir şekilde yürütülmesi, adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Tarafların haklarını korumaları ve adaletin sağlanması için profesyonel hukuki danışmanlık almak, bu süreçte kritik bir adımdır.
Kamu Davası Cezaları Nelerdir?
Ceza davaları kamu davası niteliği taşır. Ceza davalarının yargılaması ceza mahkemelerinde yapılırken bazı suçlar söz konusu olduğunda Ağır Ceza Mahkemeleri devreye girer. Ceza davalarının önemli bir özelliği de kamu davası niteliğine haiz olmalarıdır.
Ceza davalarını ilgilendiren çok sayıda suç bulunur. Bu suçlar için açılan kamu davaları sebebi ile de suçlu olan kişiye adli para cezası ya da hapis cezası verilebilir. Bazı suçlarda her iki ceza birlikte de uygulanabilmektedir.
Kamu Davasında Para Cezası
Kamunun zarar görmesine sebep olabilecek suçlar için çeşitli cezalar öngörülür. Bu cezalar hapis ya da para cezası olarak uygulanabilmektedir. Kamu davası için öngörülen para cezaları devlet hazinesine ödenir.
4721 sayılı yürürlükteki Türk Ceza Kanunu 52. madde uyarınca adli para cezası ile ilgili koşulların neler olduğu açıklanır. Türk Ceza Kanunu uyarınca bir suç işlendiğinde hapis cezası ya da adli para cezasının hangi koşullarda uygulanacağı da açıklanmaktadır.
Kamu Davası Nasıl Kapanır?
Kamu davaları şikâyete bağlı suçlarda şikâyetten vaz geçme ile uzlaşma kapsamındaki suçların arasında şikâyet şartı olan bir suç yoksa uzlaşma ile kapanabilir. Bunun yanında KYOK alınması da davanın kapanmasına neden olur.
KYOK, kovuşturmaya yer olmadığına dair karardır. Dava zamanaşımı söz konusu ise dava düşer. Bunun yanı sıra genel af çıkması halinde ya da sanığın ölümü durumunda da dava kapanır.
Cinsel İstismarda Kamu Davası Nasıl Düşer?
Cinsel istismar suçu işlendiğinde suç şikâyete tabi olmadığından savcılık olayı haber alır almaz soruşturma başlatır. Bu tür davalar kamu davası olma niteliğine haizdir. Kamu davalarında şikâyete tabi olmayan suçlarda şikâyetten vaz geçilmesi davanın düşme sebebi değildir.
Savcılık iddia makamı olarak davayı sonuna kadar takip etmek zorundadır. Cinsel istismar suçu kapsamı bakımından sarkıntılık düzeyinde kaldığında davanın düşmesi mümkün olur.
Kamu Davasında Şikâyetten Vazgeçme
Kamu davası şikâyete tabi suçlarda şikâyetin gerçekleşmesi ile açılır. Şikâyete tabi olmayan suçlarda ise savcılık suç işlendiğini haber aldığında kendiliğinden harekete geçer. Bir iddianame hazırlayarak kamu davası açan savcılık makamı şikâyete tabi suçlarda şikâyetten vaz geçilmiş olması durumunda soruşturmayı sonlandırır.
Şikâyet kapsamında kalan suçlar için şikâyetten vaz geçilmesi davanın düşmesine neden olur. Bunun yanı sıra suç şikâyete tabi değilse ve savcılığın kendiliğinden araştırdığı bir suç kapsamında ise şikâyetten vaz geçilmesi sonucu değiştirmez. Savcılık kamu davası sonlanana dek davaya iddia makamı olarak dahil olur.
Hakkımda Kamu Davası Açılmış, Ne Yapmam Gerek?
Kişi hakkında kamu davası açılması durumunda sanık sıfatı ile davaya dahil olması söz konusudur. Şikâyete bağlı bir suç sebebi ile dava açılmış ise şikâyetin ortadan kalkması dava dosyasının kapanmasına sebep olur. Bunun yanı sıra şikâyete tabi olmayan suçlarda şikâyet ortadan kalkmış olsa bile savcılık davaya dahil olmaya ve davayı sonuna kadar takip etmeye devam eder.
Hakkımda Hakaret Davası Açılmış, Ne Yapmalıyım?
Kişiye bir dava açıldığında kendisine tebligat yapılır. Dava dilekçesi ve eklerinin hakkında dava açılan kişiye tebliğinin ardından hukuki destek alınması öneme haizdir. Hukuk davalarında sürelere bağlı olarak hareket edileceğinden bu sürelerin kaçırılması durumunda hak kaybı yaşanması söz konusu olur.
Hakaret suçu şikâyete bağlı olarak açılan bir suç türüdür. Bununla birlikte kamu görevlisine karşı işlenen hakaret suçlarında savcılık kendiliğinden harekete geçer. Dava görüleceği zaman suçun işlendiği yer mahkemesi devreye girmektedir. Suçun kapsamına bağlı olarak davanın süreci değişiklik gösterebilir.
Hakaret davası açıldığında soruşturma evresinin ardından kovuşturma aşamasına geçilir. Yargılama kovuşturma evresinde gerçekleşir. Kişinin bu tür bir suç işlediği yargılama sonucunda karara bağlanırsa ceza verilir. İşlenen suçun ağırlığı verilecek cezanın belirlenmesinde etkilidir. Hak kaybı yaşanmaması adına hakkında hakaret davası açılan kişilerin bir avukattan yardım alması uygun olur.
Ceza Dava Dosyası Nedir?
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile diğer özel yasalarda suç olarak tanımlanmış eylemler nedeniyle yapılan yargılamalar Ceza dava dosyası olarak anılmaktadır. Suçun ağırlığına göre ceza dava dosyası Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmektedirler.
Kamu davası nedir? ve Ceza Dava dosyası nedir sorularına verilen cevaplar kısman benzerlik göstermektedir. Ayrıca ceza mahkemesi niteliğinde olan özel yargılama usullerine tabi olan; Çocuk Mahkemesi, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi veya Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri de Ceza dava dosyalarının görüldüğü mahkemeler arasındadır.
İlk Mahkeme Kaç Ay Sonra Olur?
Ceza dava dosyası nedir? Kamu davası Nedir? veya ilk mahkeme kaç ay sonra olur? soruları ile sıklıkla karşılaşmaktayız. Öncelikle belirtmekte fayda vardır ki özellikle ceza davalarında ilk mahkeme kaç ay sonra olur? sorusuna genel bir cevap vermemiz oldukça zordur.
Sanığın üzerine atılı suçun niteliği, tutukluluk durumu hatta ceza mahkemesinin iş yoğunluğuna göre bu süreler değişmektedir. Yine de ortalama bir süre belirtmek gerekirse iddianamenin mahkemece kabulünden sonra ortalama 2-3 ay içerisinde ilk duruşma yapılmaktadır.
Asliye Ceza Mahkemesinde İlk Duruşma Ne Zaman Olur?
Ceza dava dosyasının niteliğine göre Asliye Ceza Mahkemelerinde; Ağır Ceza Mahkemelerine nazaran daha hafif suçlar görülmektedir. Sanığın üzerine atılı suçun ceza üst sınırı on yıldan az olması halinde yargılanması Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılmaktadır.
Kısmen suçun niteliğine göre değişiklik gösterse de Asliye Ceza Mahkemesinde ilk duruşma ne zaman olur sorusuna ortalama olarak 1-3 ay şeklinde cevap vermek mümkündür.
Davanın Düşmesi Ne Demek?
Davanın düşmesi ne demek? Beraat kararı veya mahkumiyet kararı gibi yargılamayı son erdiren durumlardandır. Birçok nedene bağlı şekilde davanın düşmesine karar verilmesi mümkündür. Uygulamada sıkça karşılaştığımız davanın düşmesi nedenleri;
- Sanığın Ölümü,
- Zamanaşımı Süresinin Dolması,
- Ön Ödemenin Gerçekleşmesi,
- Şikayetten Vazgeçme,
- Uzlaşma,
- Genel Af.
Kavga Davaları Nasıl Sonuçlanır?
Ceza mahkemelerinde sık karşılaşılan dava türlerinden birisi de “kasten yaralama” suçları nedeniyle açılan kamu davalarıdır. Bu nedenle de kamu davası nedir? ve kavga davaları nasıl sonuçlanır? sorusu oldukça merak konusu olmaktadır. Ceza Kanunumuzda kasten yaralama “basit yaralama (TCK 86)” ve “Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama TCK 87)” olarak iki ayrı başlık altında düzenlenmiştir.
Basit yaralama; Mağdurun “basit bir tıbbi müdahale ile iyileşebilecek ölçüde yaralanmasını” ifade etmektedir. Genel olarak TCK 86/3 maddesindeki durumlar haricinde takibi şikayete bağlıdır. Basit yaralama diğer bir ifade ile kavga davaları suçun işleniş biçimi veya mağdurda bırakmış olduğu etkiye göre 4 ay ile 1 yıl arasında hapis cezası veya adli para cezası ile sonuçlanmaktadır.
Ceza Mahkemelerinde görülmekte olan diğer kavga davaları yani yaralama davaları ise TCK 87 maddesinde düzenlenmiş “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” davalarıdır. Basit yaralamaya nazaran mağdur üzerinde bırakmış olduğu etkileri daha ağırdır.
Şöyle ki mağdurun vücudunda kemik kırılması, yüzde sabit ize neden olması, engelli hale gelmesi, hatta bu yaralama nedeni ile ölümün gerçekleşmesi mümkün olabilmektedir. Bu durumda fiilin ağırlığına göre failin 3 yıl ile 12 yıla kadar, hatta ölümün gerçekleşmesi durumunda 18 yıla kadar cezalandırılması mümkündür.
Takibi Şikayete Bağlı Olmayan Suçlar
Takibi şikayete bağlı olmayan suçlar, mağdurun, müştekinin veya suçtan zarar görenin şikayetinden vazgeçmiş olmasına rağmen devam eden davalar olarak adlandırılmaktadır. Uygulamada sıklıkla kamu davası olarak da bilinmektedir.
Eşe karşı kasten yaralama, nitelikli dolandırıcılık, kasten öldürme, taksirle öldürme, rüşvet veya irtikap gibi suçlar takibi şikayete bağlı olmayan suçlara örnek olarak gösterilebilmektedir.
Hukuk Davası Dosyası Nedir?
6100 sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanununa” tabi olarak yürütülen dava dosyaları genellikle hukuk dava dosyası olarak bilinmektedir. Ceza dava dosyalarına nazaran daha geniş bir alanda faaliyet yürüttüklerini söylemek mümkündür. Uyuşmazlıkların niteliğine göre Sulh Hukuk Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak iki ayrı hukuk mahkemesi bulunmaktadır.
Ancak özellikle nüfus yoğunluğunun fazla olduğu şehirlerde bulunan adliyelerde özel mahkeme statüsü ile; Aile mahkemesi, İş Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi hatta Kadastro Mahkemesi de bulunmaktadır. Bu mahkemelerde hukuk dava dosyasına bakmakla görevli mahkemeler arasındadır. Sık karşılaşılan ve hukuk mahkemelerinde görülen dava dosyalarını özetlemek gerekirse;
- Boşanma davaları,
- Nafaka davaları,
- Velayet davaları,
- İş hukukundan kaynaklanan davalar,
- Tazminat davaları,
- Tapu iptal davaları,
- Vasiyetnamenin iptali davaları,
- Alacak davaları.
Eşimi Dövdüm Kamu Davası Açıldı
Kasten yaralama suçları arasında “eşe karşı kasten yaralama suçu” TCK 86/3-b maddesinde düzenlenmiştir. Kamu davası örnekleri başlığında da belirttiğimiz gibi eşe karşı kasten yaralama suçu şikayete bağlı olmayıp kamu davası niteliğindedir. Bu nedenle şikayetten vazgeçme gerçekleşmiş olsa dahi sanığın yargılanmasına devam edilmektedir.
Savcılıktan Şikayeti Geri Alma
Şikayetten vazgeçme yargılama aşamasında yapılabileceği gibi soruşturma aşamasında da yapılabilmektedir. Soruşturma aşamasında yapılan şikayetten vazgeçme genellikle savcılıktan şikayeti geri alma olarak bilinmektedir.
Şikayetten vazgeçme savcılık aşamasında yapılması durumunda şüphelinin üzerine atılı suçun takibi şikayete bağlı suçlardan olması halinde hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” (Takipsizlik Kararı) verilmektedir.
Ancak şüphelinin üzerine atılı suçun takibi şikayete bağlı olmayan suçlar arasında olması halinde soruşturmaya devam edilmektedir. Yapılan soruşturmada yeterli delilin elde edilmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılmaktadır.
Asliye Ceza Mahkemesi Ne Kadar Sürer?
Genel olarak ceza davalarında sanığın üzerine atılı suçun niteliğine göre veya mahkeme iş yoğunluğuna göre yargılama süreleri değişmektedir. Bu nedenle Asliye Ceza Mahkemesi Ne Kadar Sürer sorusuna da tam olarak cevap vermemiz mümkün değildir. Ancak ülkemizde ortalama Asliye Ceza Mahkemelerinde yargılamalar genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında sürdüğünü söylemek mümkündür.
Kamu Davası Örnekleri
Ceza davaları genellikle kamu davası olarak da adlandırılmaktadır. Ancak genel olarak şikayete bağlı olmayan suçlar kamu davası örnekleri arasında gösterilmektedir. Kamu davası nedir? mağdur ya da suçtan zarar gören şikayetten vazgeçmiş olsa dahi yargılamanın devam ettiği davalardır. Ve yargılama sonunda mağdur şikayetten vazgeçmiş olsa ile sanık hakkında yargılama devam olunmaktadır.
- Kasten Öldürme (TCK 81),
- Taksirle Öldürme (TCK 85),
- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama (TCK 87),
- Eşe Karşı Kasten Yaralama,
- İşkence ve Eziyet (TCK 94, TCK 95, TCK 96),
- Rüşvet (TCK 252),
- İrtikâp (TCK 250),
- Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257),
- Reşit Olmayanla Cinsel İlişki (TCK 104),
- Çocukların Cinsel İstismarı (TCK 103).
CMK 170
CMK m.170:
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır; yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilmez.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
CMK 171
CMK m.171:
(1) Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.
(2) (Değişik:17/10/2019-7188/19 md.) Uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.
(3) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için;
a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması,
b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,
c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı ve Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
(4) Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.
(5) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
6) (Ek:17/10/2019-7188/19 md.) Bu madde hükümleri;
a) Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar,
b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar,
c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, hakkında uygulanmaz.
CMK 173
CMK m.173:
(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/11 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/10 md.) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.
Kamu Davası Hukuki Danışmanlık
Soruşturma dosyalarında savcılık tarafından verilen kamu davası açılması kararı (iddianame) veya kovuşturmaya yer olmadığı (kyok) kararı hem şüpheli hem de müşteki için önemli olduğundan dolayı, Alkan Hukuk Bürosu olarak ceza hukuku anlamında soruşturma dosyası inceleme, kamu davası açılması kararı inceleme, kyok kararı inceleme gibi hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri veriyoruz.
Sıkça Sorulan Sorular
Kamu Davası Olunca Ne Olur?
Kamu davası açıldığında, devlet, sanığın suç işlediği iddiasıyla mahkeme sürecini başlatır. Bu süreç, savcının iddianamesi ile başlar ve mahkeme, sanığın suçlamalara karşı savunmasını dinleyerek delilleri değerlendirir. Duruşmalar sırasında tanıklar dinlenir, deliller sunulur ve her iki tarafın argümanları ortaya konur. Sonunda mahkeme, sanığın suçlu olup olmadığına karar verir. Eğer sanık suçlu bulunursa, ceza verilir; aksi takdirde beraat kararı verilir. Bu süreç, hem sanık hem de mağdur açısından önemli psikolojik ve sosyal sonuçlar doğurabilir.
Kamu Davası Hangi Suçlarda Açılır?
Kamu davası, toplumun güvenliği ve düzeni için tehdit oluşturan suçlar için açılır. Bu tür suçlar arasında:
- Cinsel suçlar: Tecavüz, cinsel saldırı gibi suçlar.
- Şiddet suçları: Cinayet, yaralama, tehdit gibi suçlar.
- Mala karşı suçlar: Hırsızlık, dolandırıcılık, yangın çıkarmak gibi eylemler.
- Kamu düzenini ihlal eden suçlar: Kamu görevlisine hakaret, haksız yere kamu malına zarar verme gibi suçlar.
Bu suçların işlendiği iddiasıyla kamu davası açılabilir; bu da toplumsal düzenin korunmasını sağlar.
Kamu Davası Para Cezası Nedir?
Kamu davasında verilen para cezası, sanığın işlediği suçun ciddiyetine göre mahkeme tarafından belirlenen bir mali yükümlülüktür. Para cezası, bazı durumlarda hapis cezasının alternatifidir ve mahkeme, sanığın mali durumunu da göz önünde bulundurarak uygun bir miktar belirler. Para cezası, belirli bir süre içinde ödenmesi gereken bir miktar olabilir; ödenmemesi durumunda, cezanın hapse dönüştürülmesi gibi sonuçlar doğurabilir.
Kamu Davasında Müşteki Ceza Alır Mı?
Müşteki, yani mağdur, kamu davasında kendi eylemleri dışında ceza almaz. Ancak, eğer müşteki kendi eylemleriyle suç işlediği iddia ediliyorsa (örneğin, iftira atma veya suç delillerini karartma), bu durumda ayrı bir dava açılabilir. Müşteki, davanın seyrinde önemli bir rol oynar; şikayetçi olması, dava sürecini başlatan unsurlardan biridir.
Kamu Davasından Nasıl Kurtulurum?
Kamu davasından kurtulmanın çeşitli yolları vardır. Öncelikle, delil yetersizliği nedeniyle beraat sağlanabilir. Ayrıca, sanığın suçsuz olduğunu kanıtlayacak güçlü bir savunma stratejisi geliştirilmesi önemlidir. Uzlaşma da bir diğer alternatif olup, mağdur ve sanık arasında anlaşma sağlanması durumunda dava sonlanabilir. Profesyonel hukuki danışmanlık almak, sürecin yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Kamu Davasında Uzlaşma Olur Mu?
Evet, bazı suçlar için uzlaşma mümkündür. Uzlaşma, mağdur ve sanık arasında karşılıklı anlaşma sağlanmasıdır. Eğer her iki taraf da bu süreçte mutabık kalırsa, dava sonuçlanabilir. Ancak, bu yöntem, her suç için geçerli değildir; genellikle daha hafif suçlar için uygulanır. Uzlaşma sürecinde, tarafların avukatları aracılığıyla müzakereler yürütülür.
Savcı Neden Kamu Davası Açar?
Savcı, kamu yararını gözeterek, suçun işlendiğine dair yeterli delil bulduğunda kamu davası açar. Kamu davası, toplumun güvenliğini ve düzenini sağlamak amacı taşır. Savcı, suçun ciddiyetine göre, davanın açılmasına karar verir ve kamu adına yargılama sürecini yürütür. Bu süreç, adaletin sağlanması ve suçluların cezalandırılması açısından kritik bir rol oynar.
Kamu Davasında Mahkeme Masraflarını Kim Öder?
Kamu davasında mahkeme masrafları, genellikle davanın sonucuna göre belirlenir. Eğer sanık suçlu bulunursa, mahkeme masraflarını sanığın ödemesine karar verebilir. Ancak beraat durumunda, masrafların devlete ait olması söz konusu olabilir. Bazı durumlarda, mahkeme, masrafların kimin tarafından ödeneceğine özel karar verebilir. Bu süreç, adaletin sağlanması açısından önemli bir unsurdur.
İlk Suçta Ceza Verilir Mi?
İlk suçta ceza verilmesi, suçun niteliğine ve yasal düzenlemelere bağlıdır. Bazı durumlarda, özellikle hafif suçlarda, mahkeme, ceza yerine uyarı veya eğitim programlarına katılma gibi alternatif tedbirler uygulayabilir. Ancak daha ağır suçlarda, sanık mutlaka ceza alabilir. İlk suçta verilen ceza, sanığın ceza geçmişine göre değişiklik gösterebilir.
Kamu Davasına Gitmek Zorunlu Mu?
Kamu davası sürecine katılmak, sanık açısından zorunludur. Mahkeme, sanığı duruşmaya çağırır ve sanığın katılması beklenir. Ancak, müşteki (mağdur) veya tanıkların katılımı isteğe bağlıdır. Mahkeme, sanığın yokluğunda da duruşma yapabilir, ancak bu durumda sanığın hakları tehlikeye girebilir.
Hakaret Suçu Kamu Davasına Döner Mi?
Evet, hakaret suçu, mağdurun şikayeti üzerine kamu davasına dönüşebilir. Mağdur, hakaret eden kişi hakkında savcılığa başvurarak suç duyurusunda bulunabilir. Bu tür suçlar, genellikle şikayete bağlıdır; yani mağdurun şikayet etmesi durumunda yargı süreci başlatılır.
Sanık Ceza Alır Mı?
Sanık, mahkeme tarafından suçlu bulunursa ceza alır. Ceza, hapis, para cezası veya diğer yaptırımlar şeklinde olabilir. Sanığın suçsuz bulunması durumunda, beraat kararı verilir. Ceza, sanığın suçun işlenme şekline, geçmişine ve mahkemenin takdirine bağlı olarak belirlenir.
Kamu Davası Açılan Kişiye Ne Denir?
Kamu davası açılan kişiye “sanık” denir. Sanık, iddialara karşı savunma yapma hakkına sahiptir. Kamu davasında sanığın hakları korunur ve yargılama sürecinde adil bir şekilde savunma yapması sağlanır.
Kamu Davasına İtiraz Edilir Mi?
Evet, kamu davası sonucuna itiraz edilebilir. Taraflar, mahkeme kararına karşı üst mahkemeye temyiz başvurusu yapabilir. Temyiz süreci, önceki kararın yeniden incelenmesini sağlar ve bu, hatalı kararların düzeltilmesine olanak tanır.
Kamu Davasında Para Cezası Ne Kadar?
Kamu davasında verilen para cezası, suçun türüne ve mahkemenin takdirine bağlı olarak değişir. Her suçun kendine özgü bir ceza aralığı vardır ve bu aralık, yasal düzenlemelerle belirlenmiştir. Para cezası, belirli bir süre içinde ödenmesi gereken bir miktar olabilir.
Kamu Davası Paraya Çevrilebilir Mi?
Evet, bazı durumlarda mahkeme, verilen hapis cezasını para cezasına çevirebilir. Bu, sanığın durumu ve suçun niteliğine bağlıdır. Örneğin, hapis cezasının infazının zorluğu veya sanığın mali durumu göz önünde bulundurularak böyle bir karar alınabilir.
Uzlaşma Olmazsa Kamu Davası Açılır Mı?
Evet, uzlaşma sağlanamadığında, suçun niteliğine bağlı olarak kamu davası açılabilir. Eğer taraflar arasında bir anlaşma sağlanamazsa, davanın seyrine göre, savcı kamu davası açma kararı verebilir. Uzlaşma imkanı, daha hafif suçlar için önemlidir; ağır suçlar için genellikle dava açılır.