Nişanlılığın sona ermesi birtakım hukuki sonuçları beraberinde getirir. Nişanın bozulması sebebiyle tazminat istemi, eşyaların ve takıların iadesi gibi hususlar, nişanlılığın son bulmasıyla birlikte gündeme gelebilecek hukuki sonuçlardan bazılarıdır. Nişanlılığın sona ermesiyle beraber söz konusu olabilecek hukuki sonuçlara ilişkin kaleme aldığımız içeriğimizin, ziyaretçilerimiz tarafından dikkatle incelenmesini tavsiye etmekteyiz.
Taraflardan birinin nişan yüzüğünü atması halinde nişanlılık sona erer. Nişanın bozulmasına kusurlu olarak sebebiyet veren tarafsa hukuki sonuçlara katlanmak durumundadır. Nişan hediyeliklerinin iadesi içinse tarafların kusuru aranmaz. Hemen belirtmekte fayda var ki nişan atılması sebebiyle açılacak davaların bir yıllık zamanaşımı süresi vardır ve bu davalar aile mahkemelerinde görülür.
Nişanlılığın sona ermesinin başlıca hukuki sonuçları aşağıda sıralanmış olup her biri ayrı ayrı incelenmiştir:
- Maddi tazminat,
- Manevi tazminat,
- Hediye eşyaların ve takıların iadesi.
Hukuken Nişan Ne Demek, Nişanlılık Nedir?
Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur (TMK m.118/1). Nişanlanma, yasal temsilcilerin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz (TMK m.118/2). Bir aile hukuku kurumu olan nişanlılık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 118 inci maddesinde düzenlenmiştir.
Türk Dil Kurumu sözlüklerine göre nişan, nişanlanma sırasında yapılan törendir. Evlenmek üzere birbirine söz veren yani evlenme vaadinde bulunan taraflar nişanlanır. Fakat her nişanlılık evlenmeyle sonuçlanmaz. Zira tarafların anlaşamaması, beraber yuva kuracaklarına olan inançlarını yitirmesi veya çeşitli sebeplerden ötürü nişanlılık sona erebilir.
Halk arasında “nişan atma”, “yüzük atma” veya “nişan bozma” gibi ifadelerle kastedilen, taraflar arasındaki nişanlılık durumunun son bulmasıdır. Bu durumun sona ermesi, nasıl sona erdiğiyle bağlantılı olarak, birtakım hukuki sonuçları da beraberinde getirir.
Nişanın Sona Ermesi ve Nişan Bozmada Haklı Sebepler
Nişanlanma, kadın ve erkeğin karşılıklı evlenme vaadinde bulunmalarıyla tesis edilen hukuki bir işlemdir. Söz konusu hukuki işlem yani nişan; evlilik, tarafların anlaşması, bozucu bir şartın mevcut olduğu hallerde bu koşulun gerçekleşmesi, ölüm gibi evliliğin imkansızlaşmasına neden olan durumlar, evliliğe kesin engel teşkil eden haller ve tek taraflı olarak yüzük atma gibi durumlarda son bulur.
Nişanlanmış ve fakat evlilikten vazgeçmiş kadın ve erkek, birbirine uygun irade beyanları ile aralarındaki nişan ilişkisini sona erdirebilir. Taraflar uzlaşarak nişanlılığı bitirdiği takdirde maddi ve/veya manevi tazminat isteminde bulunulması mümkün değildir. Fakat bu durumda hediyelerin iadesi talebi ileri sürülebilir.
Taraflardan biri, tek taraflı irade beyanı ile nişanlılık ilişkisine açık ya da örtülü bir şekilde son verirse nişan bozma ya da nişandan dönme durumu söz konusu olur. Nişan atmak isteyen tarafın haklı bir gerekçe sunması şart değildir. Haklı sebep öne sürmeksizin de nişandan cayabilir. Zira nişanlanma, evlenmeye zorlama hakkı tanımaz.
Ne var ki, taraflardan biri, haklı bir nedeni olmaksızın evlenmekten vazgeçer ve bu nedenle nişanı atarsa tazminat sorumluluğu doğar. Bu nedenle, nişanın bozulmasını incelerken “haklı sebep” halinde yüzük atma ve haklı sebep olmaksızın nişan yüzüğünü atma olmak üzere ikili bir ayrıma gitmek gerekir.
Nişanın haksız yere bozulması halinde tazminat sorumluğu doğacağından bahsetmiştik. Peki, nişanın haksız yere bozulması ne demektir? Taraflardan biri haklı bir nedene dayanmadan ya da kendisinden kaynaklanan bir sebeple nişanlılığa son verirse nişanın haksız yere bozulması ve bozan taraf aleyhine tazminat sorumluluğu gündeme gelir.
Haklı sebeple nişanın bozulması durumunda ise yüzük atan aleyhine tazminat talebinde bulunulamaz. Zira bu tür bir durumda tazminat sorumluluğu doğmayacaktır. Bu durumda, nişanın bozulmasında haklı sebeplere değinmek gerekir. Bu sebeplerden bazıları şunlardır:
- Nişanlılığın devamını ve evliliği, taraflardan birinin devam ettirmesini beklemenin dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiği durumlar,
- Karakter özelliklerinde yanılma,
- İflas gibi ekonomik durumun ciddi düzeyde olumsuz etkilenmesine neden olan haller,
- Tarafların evlenmesi halinde yaşlı bir aile mensubu ya da küçük kardeş gibi bakımının üstlenilmesini gerektiren yeni bir gelişme,
- Taraflardan birinin ağır ve süreklilik arz eden, iyileşme olanağı bulunmayan ya da bulaşıcı nitelikli bir hastalığa tutulması,
- Nişan ilişkisinin devamını taraflardan beklenemez kılacak düzeydeki inanç veya yaşam felsefesi farklılıkları,
- Makul bir süre zarfında, haklı ya da geçerli bir neden bulunmaksızın evlilikten kaçınılması,
- Kötü muamelede bulunma,
- Aldatma,
- Evliliğin mutlulukla neticelenmeyeceğine dair haklı inancın bulunması.
Nişanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat
Nişanın taraflarından biri, herhangi bir haklı nedene dayanmaksızın, nişanlılıktan cayarsa yahut kusur nedeniyle nişanın bozulmasına sebebiyet verirse tazminat borcu ile karşı karşıya kalır. Zira nişan ilişkisinin son bulmasına neden olan taraf, diğer tarafa ve evlilik amacıyla yapılan harcamalar ve katlanılan maddi fedakarlıklar mukabilinde tazminat ödemek durumundadır. Bu çerçevede;
- Düğün hazırlıkları için yapılan harcamalar,
- Düğün salonu için ödenen bedel,
- Balayı için yapılan harcamalar,
- Mobilya ve beyaz eşya bedelleri,
- Maddi tazminat talebine konu edilebilir.
Tazminat isteminde bulunma hakkına sahip olan tarafın anne ve babası yahut onlar gibi davranan kişiler de yaptıkları harcamalara karşılık uygun bir tazminat talep edebilirler.
Nişanın Atılması Nedeniyle Manevi Tazminat
Nişan atıldığı için kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf manevi tazminat isteminde bulunabilir. Fakat özellikle belirtmeliyiz ki nişanlılık sona erdiği için yalnızca hüzünlenmek, manevi tazminata hak kazanmak için yeterli değildir. Ayrıca kişilik hakkının saldırıya uğraması ve olağanın çok üzerinde üzüntü duyması gerekir. Ayrıca kusursuz olması da şart değildir; karşı taraftan daha az kusurlu olması yeterlidir.
Hediye Eşyaların ve Takıların İadesi
Nişanlılık bittiğinde hediye eşyaların ve takıların akıbeti merak konusu olur. Nişanlıların birbirlerine ve annelerle babaların nişanlılara verdikleri alışılmışın dışındaki nişan hediyelikleri, hediyeyi verenlerce tekrar istenebilir. Zira bu tür hediyeler hukuken özel bir sebepsiz zenginleşme hükmü olarak değerlendirilir. Şayet bazı hediyelerin iadesi mümkün değilse, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade yapılır.
- Nişan sona erdiğinde hediye eşyaların iadesi için tarafların kusurlu olup olmaması önemli değildir.
Altını çizmek gerekir ki Yargıtay, nişan yüzüklerini alışılmış yani mutat hediye kapsamında değerlendirmektedir. Bu nedenle nişan yüzüğünün iadesi söz konusu değildir.
Zamanaşımı
Nişanlılığın bozulmasını takiben hediye eşyaların geri verilmesine dair istemler 1 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca maddi ve manevi tazminat talepleri de yine 1 yıllık zamanaşımına tabidir. Dolayısıyla her iki talebin de nişan atıldığı tarihi izleyen 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerekir. Aksi takdirde zamanaşımı süresi dolacağından hak ve menfaat kaybı yaşanması muhtemeldir.