Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinin ardından üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası, erkek eş olarak kabul edilir. Bu kabul, “babalık karinesi” olarak bilinir. Ancak bu süre geçtikten sonra, çocuğun erkek eşe ait olduğunun ispatlanması, annenin evlilik sırasında gebe kaldığının kanıtlanmasıyla mümkündür. Erkek eşin gaipliğine karar verilmesi durumunda ise üç yüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Koca, çocuğun babasının kendisi olmadığını ispatlamak için soybağının reddi davası açabilir. Bu dava, koca, anne veya çocuk aleyhine açılabilir (TMK m.286). Soybağının reddi, baba ile çocuk arasındaki geçerli babalık karinesinin çürütülmesi anlamına gelir. Bu dava, soybağını değiştirmek için tek yasal yol olup, başka bir çözüm yolu bulunmamaktadır.
Soybağının reddi davası, aile mahkemelerinde açılır. Aile mahkemesi olmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri görevli olur. Yetkili mahkeme, tarafların yerleşim yeri mahkemesi veya çocuğun doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir. Soybağının reddi davasını, koca veya çocuk açabilir. Ayrıca, kocanın ölümü, gaipliği veya ayırt etme gücünü kaybetmesi durumunda kocanın altsoyu, anası, babası ve baba olduğunu iddia eden kişi de bu davayı açabilir. Çocuk ise ergin olduktan bir yıl içinde bu davayı açabilir.
Soybağının Reddi Davası Nedir?
Soybağının reddi, baba ile çocuk arasındaki geçerli olan babalık karinesinin, soybağının reddi davası yoluyla çürütülüp ortadan kaldırılması anlamına gelir. Soybağının düzeltilmesi için bu dava açılmak zorundadır çünkü başka bir hukuki çözüm yolu bulunmamaktadır. Örneğin, nüfus kaydının düzeltilmesiyle bu durum değiştirilemez.
Babalık karinesi, kanunda belirtilen şartların yerine gelmesi durumunda kendiliğinden devreye girer ve geçerliliğini kazanır. Soybağının reddi davası açılmadan, bir başka davada çocuğun mevcut baba ile olan soybağı ilişkisi ortadan kaldırılamaz.
Soybağının reddi kararı, geçmişe dönük etkiler doğurur; yani bu karar, doğum anına kadar geriye işler. Karar kesinleştikten sonra çocuk, baba yönünden nesepsiz hale gelir, ancak annesiyle olan soybağı ilişkisi devam eder.
Ayrıca, geçmişe etkili bir karar olduğu için, çocuğun doğumundan itibaren kocanın yapmış olduğu masraflar geri talep edilebilir. Çocuğun bakım masrafları ise, anne ve gerçek babadan, Türk Borçlar Kanunu’ndaki sebepsiz zenginleşme veya vekaletsiz iş görme hükümleri doğrultusunda talep edilebilir.
Soybağının (Nesebin) Reddi Davası Dilekçe Örneği
ANTALYA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE
DAVACI:
Adı Soyadı: (Adı Soyadı) (T.C.)
Adres: …
VEKİLİ:
Adı Soyadı: (Adı Soyadı) (T.C.)
Adres: …
DAVALILAR:
Adı Soyadı: (Adı Soyadı) (T.C.)
Adres: …
(Küçük) (Adı Soyadı)
(Kendisine temsil kayyımı atanması için gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmekteyiz)
Adres: …
DAVA KONUSU: Soybağının reddine ilişkindir.
AÇIKLAMALARIMIZ:
Davalı (Adı Soyadı) ile davacı müvekkil boşanmışlardır. Ekte sunduğumuz Antalya …Aile Mahkemesi’nin …/…/… tarihli, …/… Esas, …/… Karar sayılı kararına göre boşanma kesinleşmiştir.
Boşanma davası açıldığında ve kesinleşmeden önce ekte sunduğumuz Nüfus Kayıt Örneği’nde görüleceği üzere, …/…/… tarihinde davalı (Adı Soyadı) dünyaya gelmiştir.
Davalı (Adı Soyadı) biyolojik babası davacı müvekkil değildir. Bu durum, tanık anlatımları, genetik inceleme raporu, DNA raporu ve bilirkişi raporu ile ortaya çıkacaktır. Biyolojik babasının, (Adı Soyadı) olduğundan şüphelenilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 289. maddesi uyarınca, soybağının reddi davası açma süresi, davanın öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Bu bağlamda, davacının çocuğun biyolojik babası olmadığı yönündeki şüpheleri, ancak bu şüpheyi doğrulayan delillerle (DNA testi gibi) somut hale gelecektir.
Ayrıca, küçük (Adı Soyadı) temsil etmek için kayyım atanması gerektiğinden, mahkemeden bu konuda gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmekteyiz.
HUKUKİ SEPEPLER:
HMK, TMK, NK ve sair ilgili mevzuat
DELİLLER:
- Nüfus aile kayıt tablosu ve nüfus kayıtları
- Tanık beyanları (Tanık bilgileri daha sonra bildirilecektir)
- Antalya …Aile Mahkemesi …/… Esas sayılı dosyasının celbi
- Hastane doğum raporları, hastane kayıtları
- Genetik inceleme raporu, Kan/DNA testi, bilirkişi raporu ve diğer bilimsel raporlar
- Keşif
- Yemin
- Diğer tüm deliller (Karşı tarafın beyanlarına ve sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımızı saklı tutmaktayız)
SONUÇ VE TALEP:
Yukarıda belirtilen sebepler ve re’sen dikkate alınacak diğer nedenlerle, davalı (Adı Soyadı)’nın soybağının reddine, davacı müvekkil (Adı Soyadı)’nın nüfus kaydının iptaline, her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz.
Davacı Vekili
(Adı Soyadı)
EKLER:
- Nüfus kayıt örneği
- Antalya …Aile Mahkemesi …/…/…. T., …/… E., …/… K. Sayılı kararı ve kesinleşme şerhi
Soybağının Reddi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Mahkeme Durumu | Açıklama |
Görevli Mahkeme | Soybağının reddi davasında görevli mahkeme, aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakar. |
Yetkili Mahkeme | Soybağının reddi davalarında yetkili mahkeme, taraflardan birinin dava açılış tarihindeki yerleşim yeri mahkemesi veya çocuğun doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir. |
Görevli Mahkeme
Soybağının reddi davasında görevli mahkeme, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca aile mahkemeleridir. Bu kanun, soybağının reddi gibi aile içi davalarda görevli olan mahkemeyi açıkça belirlemiştir.
Eğer soybağının reddi davası, aile mahkemesi bulunan bir yerde açılmazsa, başka bir mahkemede dava açılması durumunda dava usulden reddedilecektir. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakmakla yetkilidir.
Yetkili Mahkeme
Soybağının reddi davalarında yetkili mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 283. maddesinde belirlenmiştir. Maddeye göre, soybağının reddi davası, taraflardan birinin dava açılış tarihindeki yerleşim yeri mahkemesinde veya çocuğun doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Bu durum, birden fazla yetkili mahkeme olabileceğini gösterir. Bu mahkemelerden herhangi birinde dava açılabilir.
Eğer taraflardan birinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmuyorsa, yetkili mahkeme, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 41. maddesine göre belirlenir. Bu kanun, Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaların hangi mahkemede açılacağını düzenler.
Eğer Türk vatandaşı, yabancı bir ülkede dava açamıyorsa, Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesinde dava açılabilir. Eğer Türkiye’de yerleşim yeri yoksa, son yerleşim yeri mahkemesi devreye girebilir. O da bulunmazsa, dava Ankara, İstanbul ya da İzmir mahkemelerinden birinde görülür.
Soybağının (Nesebin) Reddi Davasında Davacı
Soybağının reddi davası açma hakkı, Türk Medeni Kanunu’na göre belirli kişilere verilmiştir:
- Dava Hakkı Olan Kişiler
- Koca, babalık karinesini çürütmek için soybağının reddi davası açabilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır.
- Çocuk, soybağının reddi davasını ana ve kocaya karşı açabilir.
- Diğer İlgililerin Dava Hakkı
- Kocanın ölümü, gaipliği veya ayırt etme gücünü kaybetmesi durumunda, kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi bu davayı açabilir. Bu kişiler, öğrenmelerinden itibaren bir yıl içinde dava açmalıdır. Ayrıca, ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım da bir yıl içinde dava açabilir.
- Hak Düşürücü Süreler
- Koca: Dava, doğumu ve babalık durumunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılmalıdır.
- Çocuk: Ergin olduktan sonra, en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.
- Haklı Sebep Durumu
Eğer dava açma hakkı, haklı bir sebepten dolayı gecikmişse, bir yıllık süre, sebep ortadan kalktığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Haklı sebepler arasında komada olma, savaş veya bulaşıcı hastalık nedeniyle karantinada olma gibi durumlar sayılabilir.
Koca
Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesine göre, soybağının reddi davası açma hakkı ilk olarak kocaya verilmiştir. Koca, babalık karinesini çürütmek için soybağının reddi davası açabilir. Bu hak, kocaya sıkı sıkıya bağlıdır ve feragat edilemez.
Eski Medeni Kanun, kocanın çocuğu benimsemesi durumunda soybağının reddini istemesini yasaklamıştı. Ancak yeni düzenlemede böyle bir kısıtlama yoktur; koca çocuğu benimsemiş olsa bile, eğer dava açma süresi geçmemişse soybağının reddini isteyebilir.
Koca, soybağının reddi davasını açmak için, çocuğun doğumunu ve baba olmadığını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye müracaat etmelidir. Bu sürenin başlaması için, annenin hangi erkekle ilişkiye girdiğini öğrenmesi gerekmez
Eski düzenlemede “ve her halde doğumdan başlayarak beş yıl içinde” şeklinde bir süre belirlenmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, bu sürenin bireyin hak arama özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle iptal etmiştir. Mahkemenin bu kararı, kocanın dava açma hakkını kaybetmemesi için doğru bir adım olmuştur.
Çocuk
Çocuk, kendisiyle soybağı olduğu iddia edilen ancak gerçekte babası olmayan kişi aleyhine soybağının reddi davası açabilir. Kocanın çocuğu benimsemiş olması, çocuğun dava açma hakkını etkilemez. Ayrıca, çocuğun ölümü halinde altsoy dava açma hakkına sahip değildir.
Çocuğun dava açabilme süresi, ergin olduktan itibaren başlar ve en geç bir yıl içinde kullanılmalıdır. Ancak çocuk, ergin olmadan da dava açabilir; erginlik, mahkeme kararı veya evlilikle gerçekleşir.
Eğer çocuk ergin olduktan sonra soybağını reddetme hakkını kullanacak durumu öğrenirse, hak düşürücü sürenin hesaplanmasında öğrenme anı esas alınmalıdır. Örneğin, çocuk ergin olduktan beş yıl sonra bu durumu öğrenirse, hak kaybı yaşanmaması için sürenin bu an üzerinden değerlendirilmesi gerekir.
Kayyım
Ergin olmayan bir çocuk için kayyım tayini yapıldığında, kayyım soybağının reddi davasını açabilir. Bu husus, Türk Medeni Kanunu’nun 291. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Kayyım, atama kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde çocuk adına davayı başlatabilir.
Eğer ergin olmayan çocuk için kayyım ataması yapılmamış ya da atanan kayyım belirlenen süre içinde dava açmamışsa, çocuğun ergin olduktan sonra da, hak düşürücü süresi dolmamış olmak şartıyla, bir yıl içinde dava açma hakkı devam eder.
Diğer İlgililer
Soybağının reddi davasını açma hakkı, yalnızca kayyıma mahsus değildir. Belirli durumlarda, kocanın altsoyu, anası, babası ve baba olduğunu iddia eden kişi de bu davayı açabilir. Bu hak, TMK m.291’de düzenlenmiş olup, belirli bir hak düşürücü süreye tabidir.
- Kocanın Altsoyu, Ana ve Babası
Eğer koca, kendisine tanınan bir yıllık sürede soybağının reddi davasını açamazsa – örneğin, sürekli ayırt etme yetisini kaybeder, ölür veya gaip ilan edilirse – kocanın altsoyu, anası ve babası devreye girer ve dava açma hakkı doğar.
Ancak, koca bu tür durumlar gerçekleşmeden önce dava açmayacağını açıkça belirtmiş ya da çocuğu sahiplenmişse, baba olduğunu iddia eden kişi hariç diğer ilgililerin dava açma hakkı ortadan kalkar. Burada söz konusu hak, miras yoluyla değil, doğrudan kanun tarafından tanınan bir haktır. Ayrıca, her bir ilgili kişi bağımsız olarak dava açabilir; birinin davasının reddedilmesi diğerlerinin hakkını etkilemez.
Bu ilgililerin dava açma hakkı da bir yıllık hak düşürücü süre ile sınırlıdır. Bu süre, kocanın soybağında olduğu çocuğun doğumu, kocanın ölümü, gaip ilanı veya sürekli ayırt etme gücünü yitirdiği durumların öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
- Baba Olduğunu İddia Eden Kişi
Baba olduğunu iddia eden kişiye de sınırlı ölçüde soybağının reddi davası açma hakkı tanınmıştır. Eski Medeni Kanun’da bu hak bulunmazken, 4721 sayılı TMK ile bu kişiye dava açma imkânı verilmiştir. Baba olduğunu iddia eden kişi, hukuki babanın dava açma süresi dolmadan önce ölmesi, sürekli ayırt etme yetisini kaybetmesi veya gaip ilan edilmesi gibi durumları öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açabilir.
Anne
Soybağının reddi davasını açma hakkı anaya verilmemiştir. Bunun nedeni, ananın evlilik birliğinde sadakatsiz davranışlarının hukuken korunmaması gerektiğidir.
Cumhuriyet Savcısı
Cumhuriyet savcısı, soybağının reddi davası açma hakkına sahip değildir. Eski Medeni Kanun’da savcılara sınırlı bir şekilde bu hak verilmişti.
Soybağının Reddi Davasında Davalı
Ana ve Çocuk
- Kocanın Dava Açması Durumunda:
Eğer soybağının reddi davasını koca açarsa, karşı tarafta hem ana hem de çocuk birlikte yer almalıdır. Bu iki kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
- Kocanın Altsoyu, Anası veya Babası Tarafından Dava Açılması Durumunda:
TMK m. 291/3 uyarınca, kocanın altsoyu, anası ya da babası dava açtığında, davalı olarak yine ana ve çocuk gösterilir.
Küçüğün Temsili: Kocanın veya diğer ilgililerin açtığı davalarda, küçük çocuğun temsil edilmesi için vesayet makamı tarafından kayyım atanması gerekir. Bu görevi mahkeme üstlenir; davacının böyle bir yükümlülüğü yoktur.
Ölüm Durumunda: Eğer ana veya çocuk ölmüşse, dava ölen kişinin mirasçılarına yöneltilir. Her iki taraf da vefat etmişse, dava mirasçılara karşı açılır.
Ana ve Koca
- Çocuğun Dava Açması Durumunda:
Soybağının reddi davasını çocuk açarsa, davalı tarafta zorunlu olarak ana ile koca yer alır.
- Kayyım Tarafından Açılan Davada:
Çocuğun adına kayyım aracılığıyla dava açılmışsa karşı taraf yine ana ve koca olarak belirlenir.
Ölüm Durumunda: Ana veya koca vefat etmişse, dava ölen kişinin ya da kişilerin mirasçılarına karşı açılır.
Ana, Çocuk ve Koca
Baba Olduğunu İddia Eden Kişi Tarafından Dava Açılması Durumunda: Soybağının reddi davasını baba olduğunu iddia eden kişi açarsa, davalı taraf olarak ana, çocuk ve koca birlikte gösterilir.
Soybağının Reddi Davasında İspat
Genel İlkeler
- İspat, çocuğun ana rahmine ne zaman düştüğüne göre yapılır.
- İki dönem vardır: evlilik süreci ve evlilik öncesi/ayrı yaşama dönemi.
- Bu hususlar TMK m. 287 ve 288’de düzenlenmiştir.
Evlilik Süresince Ana Rahmine Düşme
- Çocuk, evlilik süresinde ana rahmine düştüyse kocanın baba olduğu varsayılır.
- Davacı, kocanın baba olmadığını kanıtlamak zorundadır.
- Uygun zaman aralığı: evliliğin başlamasından sonra en az 180 gün ve evliliğin bitiminden sonra en fazla 300 gün.
- Babalık Karinesi:
- Kocanın baba olduğunu güçlü şekilde varsayar.
- Davacı bu karineyi çürütemezse dava reddedilir.
Davacının izleyebileceği iki yol vardır:
- Cinsel İlişkinin İmkânsızlığı
- Kritik döllenme dönemi 10–12 gündür.
- Bu dönemde kocanın cinsel ilişkiye girememesi gerekir.
- Örnek: Kocanın yurtdışında olması veya ciddi sakatlık geçirmesi.
- Nedensellik Bağının Kurulamaması
- Davacı, annenin koca ile ilişkisinin çocuğun doğumuna neden olmadığını kanıtlamalıdır.
- Kocanın üreme yeteneğinin olmadığını gösteren resmi sağlık raporları sunulabilir.
- Sadece annenin başka erkekle ilişkisinin ispatı yeterli değildir.
- Tıbbi incelemeler belirleyici olabilir.
- Evlilik Öncesi veya Ayrı Yaşama Döneminde Ana Rahmine Düşme
- Eğer çocuk evlilik öncesinde veya eşlerin ayrı yaşadığı dönemde ana rahmine düştüyse ek ispat gerekmez.
- TMK m. 288 bu durumu açıkça düzenlemiştir.
- Ancak, gebe kalma döneminde annenin koca ile ilişkiye girdiğine dair inandırıcı deliller varsa, kocanın baba olduğu varsayımı yeniden geçerli olur.
Babalık Davası Hakkında Detaylı Bilgi İçin
bu makaleye göz atabilirsiniz.
Soybağının Reddi Davasında Yargılama Usulü
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 284. maddesinde soybağına ilişkin davaların yargılama usulü düzenlenmiştir. Bu maddede, soybağının tespiti için Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK) uygulanacağı belirtilmiş, ancak TMK’da iki özel kural saklı tutulmuştur. Bu kurallar şunlardır:
- Re’sen Araştırma İlkesi: Hâkim, davanın taraflarının sunduğu delillerle yetinmek yerine, maddi olguları kendi inisiyatifiyle araştırabilir ve kanıtları özgürce değerlendirebilir. Örneğin, bir soybağı reddi davasında hâkim, tarafların sunduğu delillerle bağlı kalmaksızın, bu delilleri özgürce değerlendirebilir.
- Tıbbi İncelemelere Rıza: Soybağına ilişkin davalarda, tıbbi incelemelere rıza göstermeyen taraf, belirli şartlar altında aleyhine karar verilmesi riskiyle karşı karşıya kalabilir. Ancak bu durumda, zorla inceleme yapılması öğretide tartışılmaktadır. TMK’ya göre, tıbbi incelemelere rıza göstermeyen kişilerin aleyhine sonuç doğması mümkündür, ancak zorla inceleme yapılması kabul edilmemektedir.
HMK’nın 292. maddesi, soybağının tespiti amacıyla yapılan tıbbi incelemelere rıza göstermeyen kişilere karşı zorla inceleme yapılabileceğini öngörmektedir. Ancak burada da bazı şartlar bulunmaktadır:
- İnceleme, uyuşmazlığın çözümü açısından zorunlu olmalıdır.
- Yapılacak inceleme, kişinin sağlığı açısından tehlike oluşturmamalıdır.
- Hakim, zorla inceleme yapılmasına karar verebilir.
Bununla birlikte, TMK ve HMK arasındaki düzenlemeler birbirine zıt görünmektedir. TMK, tıbbi incelemelere rıza göstermeyen kişilerin aleyhine karar alınabileceğini belirtirken, HMK zorla inceleme yapılmasına olanak tanımaktadır.
Konuyla ilgili öğretide iki farklı görüş bulunmaktadır: Bir görüş, HMK’nın daha sonra yürürlüğe girmesi nedeniyle geçerli olduğunu savunurken, diğer görüş ise TMK’nın özel hükümlere sahip olduğuna ve soybağının tespitinin kamu yararına hizmet ettiğine dikkat çekmektedir.
Neticede, soybağına ilişkin davaların kamu düzeni açısından taşıdığı önem ve kanunlar arasındaki çelişkili düzenlemelere rağmen, HMK’nın uygulanması gerektiği görüşü daha yaygın olarak savunulmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
📌 Soybağının Reddi Davasını Kimler Açabilir?
Soybağının reddi davasını, koca ve çocuk açabilir. Ayrıca, kocanın gaipliği, ölüm durumu veya sürekli ayırt etme gücünü kaybetmesi halinde, kocanın altsoyu, anası, babası ve baba olduğunu iddia eden kişi de açabilir.
📌 Soybağı Nasıl Reddedilir?
Soybağı, babalık karinesinin çürütülmesiyle reddedilir. Koca veya çocuk, soybağının reddini talep edebilir. Mahkemeye başvurulup soybağının reddi davası açılır.
📌 Soybağının Reddi Davasında DNA Testi Zorunlu mu?
Babalığın reddi davası, babanın soybağının tespitini sağlamak amacıyla yapılacak tıbbi incelemeleri içerir. Bu inceleme için, babanın vücudundan kan veya doku örneği alınması gerekmektedir. Bu örnekler, zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmalı ve sağlık açısından risk taşımamalıdır. Eğer baba, haklı bir sebep olmadan bu incelemeye katılmazsa, hâkim, zorla inceleme yapılmasına karar verebilir.
📌 Soybağının Reddi Davasının Sonuçları Nelerdir?
Soybağının reddi sonucunda, çocuğun hukuken baba kabul edilen kişi ile biyolojik bağının bulunmadığı tespit edilir. Çocuk, bu kişiyle olan soybağı ilişkisini kaybeder ve hukuki statüsü değişir.
📌 Kocanın Baba Sayılabilmesi İçin Çocuğun Evlilikten Kaç Gün Sonra Doğmuş Olması Gerekir?
Evlilik süreci içinde veya evliliğin sona ermesinden sonra üç yüz gün içinde doğan çocuk, kocanın çocuğu olarak kabul edilir. Bu süre, babalık karinesinin geçerli olduğu süredir.
Soybağının Reddi Davası Hakkında Yargıtay Kararları
Karar No: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1620 E., 2022/2754 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Davacı, nüfusta kayden çocuğu olarak görünen kişinin babası olmadığını ileri sürerek soybağının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK mad. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer. Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 286. maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289. maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.
Soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin”, ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte; yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Sonuç olarak, bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.
Somut olayda; soybağının reddi istenen çocuğun evlilik birliği içinde doğduğu, davalının babası olmadığını şüphelendiği iddia edilmiştir. Mahkemece, tarafların boşanma davası sırasında da davacının, …’nin babası olduğundan şüphelendiği kabul edilmişse de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere şüphe öğrenme anlamına gelmeyeceğinden, eldeki davadan önce davacının davalı …’nin kendisinden olmadığı yönündeki şüphesinin giderilmesi açısından DNA testi yapılmadığı, dolayısıyla soybağının reddi davası yönünden hak düşürücü süreyi düzenleyen 289. maddedeki sürenin başlangıcı mahiyetindeki “öğrenme” olgusunun henüz gerçekleşmediği anlaşılmakla, mahkemece davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilip, DNA testi yapılıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın hak düşürücü süreden reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 23.03.2022 (Çrş.)
Sonuç
Türk Medeni Kanunu, soybağını ayrıntılı bir şekilde düzenler. Soybağının reddi, TMK’nın 286. ve 287. maddelerinde açıklanır. Soybağı, çocuğun anne ve babasıyla olan ilişkisini ifade eder ve doğru tespit edilmesi, hem birey hem de toplum açısından çok önemlidir.
Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğumla birlikte otomatik olarak kurulur. Baba ile çocuk arasındaki soybağı ise evlilik, tanıma, babalık karinesi veya evlat edinme yoluyla oluşur. Evliliğin sona ermesinin ardından üç yüz gün içinde doğan çocuk, kocanın çocuğu kabul edilir.
Eğer koca, çocuğun kendisinden olmadığını düşünüyorsa soybağının reddini talep edebilir. Çocuk da aynı şekilde soybağının reddi davası açabilir. Soybağının reddi ancak dava açılarak gerçekleştirilebilir. Dava açan kişi, kocanın baba olmadığını ispatlamak zorundadır.
Soybağına ilişkin davalarda hâkim, maddi olguları kendi inisiyatifiyle araştırabilir ve kanıtları serbestçe değerlendirebilir. TMK m. 284, soybağının tespiti için gerekli araştırmalara rıza gösterilmesi gerektiğini vurgular. Rıza gösterilmezse hâkim, durumu aleyhe değerlendirebilir.
Buna karşın, HMK m. 292, zorla inceleme yapılmasına izin verir. Bu durum, TMK ve HMK arasında bir çelişkiye neden olmaktadır. Yargıtay ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 292’nin uygulanması gerektiğini savunmaktadır.