Tehdit suçu, bir kimsenin başka bir kişiye hayatına, vücut bütünlüğüne veya cinsel dokunulmazlığına yönelik ciddi bir saldırı gerçekleştireceğini bildirmesiyle meydana gelen bir ceza hukuku ihlalidir. Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde (TCK 106)düzenlenen bu suç, muhatapta korku ve endişe yaratmayı hedefler.
Kanuna göre tehdit fiilinin, mağdurda fiilen bir korku yaratıp yaratmadığı değil, objektif olarak korkutucu olmaya elverişli olup olmadığı önemlidir. Yani tehdide maruz kalan kişi “ben korkmadım” dese bile, ortalama bir insanı tedirgin edebilecek bir kötülük bildirimi varsa tehdit suçu oluşabilir.
Bu suç, hukuken bireylerin iç huzurunu, güven duygusunu ve karar verme özgürlüğünü korumayı amaçlar; nitekim kanun gerekçesinde de kişilerin huzur ve sükûnunun korunarak güven duygularının zedelenmesinin önlenmesi vurgulanmıştır.
Tehdit Suçu Nedir?
Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 106. maddesinde düzenlenen, bir kişinin başka bir kişiyi korkutmak amacıyla hukuka aykırı bir şekilde tehdit etmesini cezalandıran suçtur. Tehdit suçunun oluşması için;
- Bir kişinin başka bir kişiye haksız bir zarara uğratacağına dair bildirimde bulunması gerekir.
- Bu zarar kişinin hayatı, vücut bütünlüğü, cinsel dokunulmazlığı, malvarlığı veya manevi değerlerine yönelik olabilir.
- Tehdit sözlü, yazılı, mesaj veya dijital ortam gibi farklı yollarla işlenebilir.
TCK madde 106’ya göre tehdit suçunun cezaları şöyledir:
Basit Tehdit:
- 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adlî para cezası.
Nitelikli Tehdit (Ağırlaştırılmış Haller):
Tehdit;
- Silahla,
- Kişinin kendisini tanınmayacak hale koymasıyla,
- Birden fazla kişiyle birlikte,
- Suç örgütü adıyla veya örgüt varmış gibi davranılarak,
- İmzasız mektupla ya da özel işaretlerle yapılırsa,
ceza artırılır ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.
Şikâyete bağlı bir suç değildir; suçun işlendiğinin öğrenilmesi durumunda savcılık resen soruşturma başlatır. Tehdit suçunun oluşması için tehdidin gerçekleşmesine gerek yoktur. Mağdurda korku ve endişe yaratmaya yönelik beyanlar yeterlidir.
Örnekler:
- “Seni öldüreceğim, seni yaşatmam.”
- “Eğer bunu yapmazsan sana zarar vereceğim.”
- “Ailene, çocuklarına zarar veririm.”
- Silah göstererek kişiyi korkutmak.
Bu gibi ifadeler tehdit suçunu oluşturabilir.
Yasal Dayanak
Tehdit suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde tanımlanmıştır. Kanun metnine göre:
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
- a) Silahla,
- b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
- c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Tehdit Suçunun Cezası
Tehdit Türü | Cezası (TCK 106) | Şikâyet Gerekli mi? |
Hayat, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit (“Seni öldüreceğim” vb.) | 6 aydan 2 yıla kadar hapis (Mağdur kadınsa alt sınır 9 ay) | Hayır. Savcılık resen kovuşturur. |
Malvarlığına zarar verme veya sair kötülük tehdidi (“Evinizi yakarım”, “Seni rezil edeceğim” vb.) | 6 aya kadar hapis veya adlî para cezası | Evet. Mağdur 6 ay içinde şikâyet etmeli.
|
Nitelikli Tehdit (Silah, birden fazla kişi, maskeyle veya örgüt adıyla) (“Seni silahla vururuz”, “Mafyayız peşindeyiz” vb.) | 2 yıldan 5 yıla kadar hapis | Hayır. (Tüm nitelikli haller resen kovuşturulur.) |
Kadına Karşı Tehdit (Mağdurun kadın olması durumu) | 6 aydan 2 yıla hapis (alt sınır 9 ay)(Nitelikli ise 2–5 yıl) | Suça göre değişir (Hayatına yönelikse resen, malvarlığına yönelikse şikâyetle). |
Sağlık Çalışanına Karşı Tehdit (Görev sebebiyle doktor, hemşire vb.) | Temel ceza + %50 artırılır)(Örn. 1 yıl verilecekse 1,5 yıl olur) | Hayır. (Ayrıca ceza ertelenemez.) |
Basit Tehdidin Cezası (TCK 106/1)
Tehdit suçunun temel şekli için öngörülen cezalar, tehdidin niteliğine göre değişir. Hayata, vücuda veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehditlerde ceza 6 ay – 2 yıl arası hapis olup kadınlara karşı ise en az 9 ay hapis verilir.
Malvarlığına veya sair (genel) kötülüğe yönelik tehditlerde ceza 6 aya kadar hapis veya adlî para cezasıdır. Hakim bu hafif durumda hapis yerine para cezası verme takdirine sahiptir. Suçun işlendiği koşullar daha vahim ise kanun nitelikli tehdit halleri öngörmüştür. Şimdi, nitelikli halleri inceleyelim.
Nitelikli Tehdidin Cezası (TCK 106/2)
Aşağıdaki nitelikli hallerin herhangi biri söz konusuysa, kanun tehdidin cezasını artırmaktadır. TCK 106/2’ye göre böyle durumlarda fail 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. TCK 106/2’ye göre tehdit şu durumlarda işlenirse ceza artar:
➤ Silahla tehdit:
Tehdidin silah kullanılarak yapılması (örneğin failin tabanca göstererek “Seni vuracağım” demesi). Silah, kanunda ateşli silahlar başta olmak üzere kesici-delici aletler veya saldırı amacıyla kullanılmaya elverişli diğer aletleri kapsayan geniş bir kavramdır. Silahın dolu olup olmaması, gerçek ya da oyuncak olması fark etmeksizin mağduru korkutmaya elverişli şekilde gösterilmesi yeterlidir. Bu durumda tehdit suçu nitelikli hale gelir.
➤ Kendini gizleyerek (tanınmayacak hale sokarak) veya imzasız mektup/özel işaretle tehdit:
Failin kimliğini saklayarak tehdit etmesi, örneğin yüzüne maske takıp tehdidi gerçekleştirmesi, imzasız bir mektup, anonim e-posta veya takma isimle mesaj göndererek korkutması halidir. Kaynağı belirsiz tehditler mağdurun savunma imkânını zorlaştırdığı için daha ağır cezayı gerektirir.
➤ Birden fazla kişiyle birlikte tehdit:
Birden fazla failin birleşerek aynı anda bir kişiyi tehdit etmesi durumudur. Örneğin kalabalık bir grubun tek bir kişiye karşı tehditkar sözlerle yüklenmesi, mağdur üzerindeki baskıyı artırır ve ceza ağırlaşır.
➤ Suç örgütü adını kullanarak tehdit:
Gerçekte var olan veya varsayılan bir çete/örgütün korkutucu gücünden yararlanarak tehditte bulunulması halidir. Fail, fiilen o örgütün üyesi olmasa bile, “Mafyayız, seni bitiririz” gibi sözlerle bir örgüt adına gözdağı veriyorsa bu nitelikli tehdit sayılır.
Tehditle Birlikte İşlenen Suçlar ve Cezalandırma
Kanun, tehdidin gerçekleşmesi amacıyla başka suçların işlenmesi halinde ayrıca o suçlardan da ceza verileceğini belirtir. Örneğin tehdit amacıyla kasten yaralama yapılmışsa, fail hem tehditten hem de yaralama suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.
Ayrıca tehdit suçu, başka bir suçun unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olarak karşımıza çıkarsa ayrıca ceza verilmez. Örneğin silahlı yağma (gasp) suçunda fail genellikle mağduru tehdit de eder; bu durumda fail sadece yağma suçundan cezalandırılır, ayrıca tehditten ceza almaz (çünkü yağma suçunun tanımında tehdit unsur olarak yer alır).
Yargılama Usulü ve Süreci
Tehdit suçu nedeniyle ceza davası süreci, diğer ceza davalarına benzer bir yol izler:
1. Şikayet
Öncelikle mağdur (veya herhangi bir kişi) tehdidi kolluk veya savcılığa bildirerek şikâyette bulunur. Hayata yönelik tehditlerde şikâyet olmasa bile savcılık, olayın öğrenilmesiyle soruşturmaya başlayabilir. Malvarlığına yönelik tehditlerde ise soruşturma için mağdurun süresi içinde şikâyeti şarttır.
2. Soruşturma
Savcılık, iddiaları araştırmak üzere bir soruşturma başlatır. Bu kapsamda mağdurun ifadesi alınır, varsa tanıklar dinlenir ve deliller toplanır. Tehdit çoğu zaman sözle veya yazıyla gerçekleştiğinden, SMS, e-posta, sosyal medya mesajları, telefon ses kayıtları gibi dijital deliller önemli rol oynar.
Nitekim yargılama uygulamasında telefonda bulunan SMS mesajları, videolar, fotoğraflar vb. her türlü dijital içerik tehdit suçunun ispatı açısından delil olarak kullanılabilir. Mağdur, tehdit içerikli mesajların ekran görüntülerini alarak, varsa sesli tehditleri gizlice kaydederek delil sunabilir (Türk hukukunda, kişinin maruz kaldığı bir suç fiilini ispatlamak için yaptığı ses kayıtları hukuka uygun delil sayılabilmektedir).
3. Uzlaştırma
Tehdit suçunun basit hali (TCK 106/1’deki şekli) uzlaştırma kapsamında olan suçlardandır. Bu şu anlama gelir: Soruşturma sırasında savcılık, dosyayı bir uzlaştırma bürosuna gönderir. Uzlaştırmacı, mağdur ile faili iletişime geçirerek aralarında anlaşma (özür dilenmesi, maddi-manevi tazminat ödenmesi gibi) sağlayıp sağlamayacağını araştırır. Eğer taraflar uzlaşırsa ceza davası açılmaz; uzlaşamazlarsa normal sürece devam edilir. (Not: Tehdidin nitelikli halleri uzlaştırmaya tabi değildir.)
4. Kovuşturma
Uzlaşma sağlanamaz veya uygulanmazsa savcı, yeterli delil varsa iddianame düzenleyerek davayı açar. Tehdit suçu davaları kural olarak suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesinde görülür. (Tehdit suçu, öngörülen ceza bakımından üst sınırı 10 yıldan düşük olduğu için Ağır Ceza Mahkemesi’ne değil, Asliye Ceza’ya tabidir.)
5. Karar
Dava sürecinde hem savcılık hem de mağdur (katılan sıfatıyla) iddialarını ortaya koyar, sanık savunma yapar. Tanıklar dinlenebilir, elektronik kayıtlar bilirkişi incelemesine sunulabilir. Yargılama sonunda mahkeme, suçun işlendiğine kanaat getirirse sanığı yukarıda belirtilen sınırlar içinde bir hapis cezasına mahkûm eder.
Tehdit Suçunda Hapis Cezasının Sonuçları
HAGB kararı verilebilir mi, Cezanın İnfazı Ertelenebilir mi?
Tehdit suçu genellikle kısa süreli hapis cezası öngören bir suç olduğu için (özellikle basit halinde ceza 2 yıl veya altı), mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi gibi seçenekleri tartışır.
İlk kez suç işleyen ve belli şartları sağlayan sanıklar için mahkeme, cezanın infazını erteleyebilir ya da 2 yılın altındaki hapis cezasının açıklanmasını geri bırakabilir. Bu durumda sanık hemen cezaevine girmez; belli bir denetim süresini sorunsuz geçirirse ceza hiç infaz edilmeden düşer.
Adli Para Cezasına Çevrilebilir mi?
Adlî para cezasına çevirme de mümkündür: Eğer mahkeme 1 yıl veya altında bir hapis cezası verirse, bunu günlük belirli bir miktar üzerinden para cezasına çevirmeyi tercih edebilir. Örneğin tehditten 6 ay hapis cezası alan birinin cezası, ekonomik ve şahsi durumuna göre belirlenen meblağ üzerinden adli para cezası olarak ödenebilir.
İstisna Haller
Bazı durumlarda erteleme veya para cezasına çevirme engellenmiştir. Özellikle Sağlık personeline karşı tehdit suçunda, kanun koyucu cezada artırım (yarı oranında) öngördüğü gibi, hapis cezasının ertelenmesini de yasaklamıştır.
2022’de Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na eklenen maddeyle, kamu veya özel sağlık kurumlarında görev yapan sağlık çalışanlarına görevleri nedeniyle yönelen tehdit suçunda verilen ceza yarı oranında artırılır ve TCK 51’deki erteleme hükümleri uygulanmaz.
Yani bir doktor veya hemşireye görevinden ötürü tehditte bulunan fail cezasını erteleyerek kurtulamaz, hükmedilen hapis cezasını çekmesi gerekir. Ayrıca özel hastanede çalışanlar da bu madde ile kamu görevlisi sayılacağından, faile kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi işlem yapılır.
Tutukluluk Kararı
Tehdit suçu şüphelisinin yargılama öncesi tutuklanıp tutuklanmayacağı da merak edilen bir konudur. Kanun gereği, üst sınırı 2 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren suçlarda kural olarak tutuklama yasağı vardır. Bu nedenle, basit tehdit suçu iddiasında genellikle fail tutuklanmaz; soruşturma serbestte devam eder.
Ancak, eğer tehdit nitelikli halleri taşıyorsa (örneğin silahla ölüm tehdidi, örgüt adına tehdit gibi, ceza üst sınırı 5 yıla çıktığından) tutuklama yasağı kalkar. Bu hallerde, failin kaçma veya delil karartma riski görülürse mahkeme ya da savcı tutuklama kararı verebilir.
Uygulamada, tehdit suçu zanlıları genellikle tutuksuz yargılanır fakat mağdurun can güvenliğine yönelik acil bir risk varsa koruma tedbirleri devreye konulabilir (örneğin uzaklaştırma kararı, polis koruması talebi vb.).
Dava Zamanaşımı ve Şikayet Süresi
Tehdit suçu için ceza davası açılabilmesinin de bir zaman sınırı (zamanaşımı) vardır. Basit tehdit suçlarında (üst sınır 2 yıl) dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Yani suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçtikten sonra dava açılamaz (eğer o süre içinde dava açılmamışsa).
Nitelikli tehditte mağdur, şikâyete tabi olmayan tehditlerde 8 yıllık süre dolmadan da her zaman şikâyetçi olabilir; şikâyete tabi suçlarda ise önceki paragrafta belirtildiği gibi 6 ay içinde şikâyet etmek gerekir, aksi halde hiç dava açılamaz.
Sık Karşılaşılan Tehdit Türleri ve Hukuki Sonuçları
Tehdit suçu, günlük hayatta farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. İşte en sık rastlanan tehdit türleri ve bunların hukuki sonuçları:
1. Ölümle Tehdit
Bir kişiye onu öldüreceği yönünde gözdağı vermek, en ağır tehdit biçimlerinden biridir (örn. “Seni gebertirim”, “öldün sen” gibi sözler). Bu, TCK 106/1 kapsamında hayata yönelik tehdit sayılır ve 6 ay – 2 yıl hapis cezası öngörülür.
Tehdit doğrudan mağdurun yaşam hakkına yönelik olduğu için şikâyete tabi değildir; savcılık resen işlem yapar. Mahkeme somut olaya göre 6 ay ile 2 yıl arası hapis verebilir, kadın mağdura karşı ise min. 9 ay uygulanır.
Failin sabıkasız olması halinde hükmün açıklanması geri bırakılması veya para cezasına çevirme gibi ihtimaller bulunmakla birlikte, eğer bu tehdit silahla veya bir örgüt adıyla yapılmışsa ceza 2 – 5 yıla çıkacağından adli para cezasına çevirme mümkün olmaz (çünkü ceza bir yıldan fazla olacaktır).
2. Silahla Tehdit
Failin, tabanca, bıçak vb. bir silah göstererek yaptığı tehditlerdir. Örneğin tabancayı çekip “Seni vururum” demek, ya da bıçağı gösterip boynunu keseceğini söylemek bu kapsamdadır. Cezası 2 ila 5 yıl hapistir çünkü TCK 106/2-a gereği nitelikli haldir.
Ayrıca bu durumda suç, kendiliğinden kovuşturulan (şikâyetsiz) bir suç haline gelir. Yani silahla tehdit, malvarlığına yönelik olsa bile (örn. “Dükkanını yakarım” derken molotof göstermek gibi) artık şikâyet aranmaksızın savcılık dava açar ve ceza 2-5 yıl arası hapistir.
Silah kullanımında, silahın gerçekten kullanılması gerekmez; gösterilmesi veya ulaşılabilir şekilde bulundurulması yeterlidir. Bu tür dosyalarda genellikle mahkemeler silahın niteliğini (ateşli, kesici vb.) raporla tespit eder ve cezayı üst sınıra yakın verebilir.
3. Yazılı ve Sözlü Tehdit (Mesajla, Mektupla, Telefonla)
Tehdit suçu her türlü iletişim aracıyla işlenebilir. Kanuna göre tehdit fiili, sadece sözle değil yazı, şekil, işaret veya davranış ile de gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla SMS, WhatsApp mesajı, e-posta, sosyal medya mesajı ya da telefon görüşmesi yoluyla iletilen tehditler de hukuken geçerli sayılır.
Örneğin birine SMS atarak “Seni perişan edeceğim” demek veya Instagram üzerinden “öldün oğlum sen” yazmak tehdit suçudur. Bu durumda delil olarak ilgili mesaj kayıtları kullanılır. Mesajla tehdit, içerik olarak hangi kategoriye giriyorsa (hayata yönelik, malvarlığına yönelik vs.) ona göre cezalandırılır.
Yani telefonda ölüm tehdidi savurduysa 6 ay – 2 yıl arası hapis; malvarlığı tehdit idiyse şikâyet halinde 6 aya kadar hapis/para cezası söz konusu olur. Tehdidin yüz yüze veya uzaktan olması fark etmez: Önemli olan mağdura ulaşmış olmasıdır.
Hatta bir tehdit mesajı mağdura ulaşmadan ele geçirilirse (örneğin failin gönderdiği mektup postada yakalandıysa), suç teşebbüs aşamasında kalmış sayılır ve faile teşebbüsten dolayı indirimli ceza verilebilir.
4. Aile İçi Tehdit (Eşe veya Aile Ferdine Tehdit):
Eşler arasında veya aile bireyleri arasında tehdit fiilleri de ne yazık ki yaygındır. Örneğin eşin, boşanmak isteyen kadına “Seni öldürürüm, çocukları göstermem” demesi gibi. Bu gibi durumlarda tehdit suçu oluşur ve yukarıda belirtildiği gibi cezalandırılır.
Aile içi tehdit vakalarında mağdurlar ayrıca 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu tedbirler aldırabilir. Aile Mahkemesi, tehdit eden eş hakkında uzaklaştırma kararı, koruma tedbiri, iletişim yasağı gibi önlemler verebilir. Bu kararlar, ceza davasından bağımsız, mağdurun güvenliğini sağlamak için hızlıca alınan kararlardır.
Ayrıca fail aile bireyi olduğu için cezada artırım yapan özel bir hüküm yoktur (tehdit suçunda akrabalık bir ağırlaştırıcı neden değildir), ancak kadına karşı işlenen tehdit olduğu için asgari 9 ay kuralı uygulanacaktır. Mağdurun şikâyeti olmasa bile (hayati tehlike içeren tehditlerde) kamu davası açılabilir ve aynı zamanda mağdur 6284 sayılı Kanun’dan doğan haklarını kullanabilir.
5. Kamu Görevlisine Tehdit:
Bir kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada tehdit edilmesi durumu özel olarak değerlendirilir. Örneğin bir polise işlem yaptığı için “Seni mahvedeceğim” denilmesi veya bir hakime kararından ötürü tehdit mesajı atılması.
Eğer tehdit, kamu görevlisini görevini yapmaktan caydırma amacı taşıyorsa TCK 265 (görevi yaptırmamak için direnme) suçu da oluşabilir. Ancak sırf kin veya husumet nedeniyle bir memuru tehdit etmek, normal tehdit suçu hükümlerine tabidir. Yine ceza tehdidin konusuna göre belirlenir (hayatına yönelikse 6 ay – 2 yıl hapis, vs.).
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen tehditlerde genellikle ceza alt sınırdan uzaklaşılır. Sağlık çalışanları özellikle son yıllarda bu kapsama alınmıştır: Yukarıda belirtildiği gibi sağlık personeline görevinden ötürü yapılan tehditlerde ceza yarı oranında artırılır ve ertelenemez.
Diğer kamu görevlileri açısından da, eğer tehdit görevle bağlantılıysa ayrı bir suç (TCK 265) değerlendirmesi yapılabilir, değilse normal tehdit suçu olarak cezalandırılır.
6. Şantaj ile Tehdit Farkı
Halk arasında bazen tehdit suçu ile şantaj suçu karıştırılabilir. Şantaj (TCK 107), bir kimseyi kanuna aykırı veya yapmak zorunda olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamak amacıyla, kendisine veya başkasına zarar verileceğinden bahisle tehdit etmektir. Yani şantajda fail, tehdidi bir koz olarak kullanıp mağduru belli bir davranışa zorlar (örn. “Bana para vermezsen seni öldürürüm”).
Tehdit suçunda ise failin amacı mağdurdan bir şey elde etmek olmayabilir; sadece korkutmak veya intikam almak için de tehdit edebilir. Eğer tehdit, bir menfaat temini amacıyla yapılıyorsa veya mağduru belli bir eyleme zorlamak içeriyorsa, fiil şantaj suçuna dönüşebilir. Bu durumda TCK 107 devreye girer ve ceza 1–3 yıl arası hapistir (şantaj suçu ayrıca şikâyete tabi değildir).
Özetle, her “tehdit” kelimesi içeren davranış tehdit suçu değildir; bazıları şantaj ya da yağma gibi başka suçları oluşturabilir. Savcılık fiilin mahiyetine göre doğru suç tipini değerlendirecektir.
Tehdit Suçu Mağdurlarının Hakları ve Hukuki Süreçte Yapabilecekleri
Tehdit suçu mağduruysanız, hem ceza hukuku mekanizmaları hem de diğer hukuki yollar sizin korunmanızı amaçlamaktadır. Mağdurların hakları ve yapabilecekleri adımlar şöyle özetlenebilir:
1. Delil toplayın ve saklayın:
Öncelikle maruz kaldığınız tehdidin tarih, yer ve içeriğini not edin. Eğer tehdit yazılı gerçekleştiyse (mesaj, e-posta, mektup vb.), bu yazışmaları kaydedip yedekleyin. Telefonla sözlü tehdit aldıysanız, mümkünse konuşmayı ses kaydına alın veya hemen sonrasında yakınlarınıza ne duyduğunuzu anlatıp not tutun.
Tehdit yüz yüze gerçekleştiyse etrafta tanık olup olmadığına bakın; güvendiğiniz kişiler olayı görmüşse ileride ifade vermelerini isteyebilirsiniz. Unutmayın, dijital tehditlerde SMS ve sosyal medya mesajları teknik incelemeyle telefondan veya sunucudan çıkartılabilir ve hukuki delil olarak kabul görür. Bu nedenle tehdidi gösteren ekran görüntüleri, e-postalar gibi belgeleri mutlaka saklayın.
2. Hemen şikâyet edin (özellikle şikâyete tabi ise):
Eğer tehdit malvarlığınıza yönelik veya belirsiz nitelikte bir tehdit ise 6 ay içinde polis merkezine veya cumhuriyet savcılığına şikâyet dilekçesi vermelisiniz. Bu süre geçerse şikâyet hakkınız düşer. Hayatınıza, vücut bütünlüğünüze yönelik tehditler için yasal olarak süre sınırı yoktur (8 yıllık zamanaşımı içinde herhangi bir zamanda şikâyet edebilirsiniz).
Ancak gecikmeden emniyete başvurmak hem sizin güvenliğiniz hem de delillerin taze olması açısından önemlidir. Şikâyet sırasında bütün detayları anlatın, varsa tehdit mesajlarını gösterin. İlgili kurumlardan delil toplanması (örneğin GSM operatöründen mesaj kayıtları) talep edin.
3. Koruma talep edin:
Tehdidi yapan kişi yakın çevrenizden biriyse veya tehdidin ciddiyetine inanıyorsanız, size yönelik koruyucu tedbirler uygulanmasını isteyin. Özellikle eş, eski eş, sevgili, aile üyesi gibi kişilerden gelen tehditlerde 6284 sayılı Ailenin Korunması Kanunu kapsamında şikâyet olmadan da kaymakamlık ve polis aracılığıyla koruma kararı aldırabilirsiniz.
Bu kararlar, tehdit eden kişiye size yaklaşmama, iletişim kurmama, evden uzaklaştırma gibi yaptırımlar getirir. Ayrıca, gerekirse polis sizi geçici olarak korumaya alabilir veya acil durumda aranmak üzere bir panik butonu sistemi sağlayabilir. Tehdit eden kişi bir yabancı ise de, savcılıktan veya mahkemeden adli kontrol veya uzaklaştırma kararı talep edilebilir (Ceza Muhakemesi Kanunu, tehlikeli sanıklar için mağdura yaklaşmama gibi kontrol şartlarına imkan verir).
4. Hukuki destek alın:
Tehdit suçu ciddi bir fiildir ve ciddiye alınmalıdır. Bir avukat tutmanız, haklarınızın etkin şekilde korunmasını sağlar. Özellikle süreç sizi psikolojik olarak yıpratıyorsa, avukatınız sizin adınıza başvuruları yapabilir, dilekçelerinizi hazırlayabilir ve sizi duruşmalarda temsil edebilir. Maddi durumu elverişli olmayan mağdurlar, bulundukları ilin barosuna başvurarak adli yardım talep edebilir ve ücretsiz avukat desteği alabilir.
5. Ceza davasına katılın:
Tehdit nedeniyle açılacak ceza davasında mağdur sıfatıyla katılan (müdahil) olma hakkınız vardır. Dava açıldıktan sonra mahkemeye vereceğiniz bir dilekçeyle davaya katılma talebinde bulunun. Katılan sıfatıyla, duruşmalarda söz alabilir, delil sunabilir, sanığa sorular sorulmasını talep edebilir ve hakime beyanda bulunabilirsiniz.
Bu haklar, davanın gidişatını etkilemenize ve kendi görüşlerinizi doğrudan ifade etmenize olanak tanır. Ayrıca davanın sonucunda sanık mahkum olursa, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği takdirde buna itiraz hakkınız da vardır.
6. Tazminat talep edin:
Tehdit eylemi size manevi olarak büyük bir korku ve üzüntü yaşattıysa, failden manevi tazminat talep etme hakkınız bulunur. Ceza davası sonucunda failin suçlu olduğu sabit olursa, bu kararla birlikte hukuk mahkemesinde kişilik haklarınızın ihlaline dayalı manevi tazminat davası açabilirsiniz. Örneğin ölümle tehdit edilen biri, korku ve stres nedeniyle yaşadığı travma için manevi tazminat kazanabilir.
Ayrıca tehdit nedeniyle somut bir maddi zarar uğramışsanız (işinizi bırakmak zorunda kalmak gibi) bunu da maddi tazminat olarak isteme imkanınız vardır. Ceza davası devam ederken de hukuk mahkemesinde tazminat davası açılabilir; ancak ceza kararının kesinleşmesini beklemek genellikle tercih edilir.
7. Uzlaşma tekliflerini dikkatli değerlendirin:
Soruşturma aşamasında veya dava öncesi uzlaştırma sürecine tabi olursanız, uzlaştırmacı sizinle irtibata geçerek failden gelen teklifi iletecektir. Fail özür dileyip belli bir tazminat ödemeyi teklif edebilir. Bu durumda tamamen sizin iradenize bağlı olarak uzlaşmayı kabul edebilirsiniz.
Uzlaşırsanız ceza süreci sonlanır, fail hakkında dava açılmaz (veya açılmışsa düşer). Uzlaşmazsanız yargılama normal şekilde devam eder. Burada önemli olan, ileride pişman olmamak için kararınızı iyi tartmanızdır. Eğer failin ceza almasını istiyor ve yaptığıyla yüzleşmesi gerektiğini düşünüyorsanız uzlaşmayı reddetme hakkınız var.
Uzlaşmayı kabul edecekseniz de, makul bir maddi-manevi tatmin sağlayacak koşullar isteyebilirsiniz (örneğin kaygılarınızı giderecek bir davranış, sizi rahatsız etmeme taahhüdü, belirli bir tazminat tutarı gibi). Kararınız ne olursa olsun, hiçbir baskı altında kalmadan özgür iradenizle hareket edin.
8. Duruşmalarda bilgilendirme ve güvenlik:
Ceza davası açıldığında duruşma günleri size tebligatla bildirilecektir. Duruşmalara mümkünse bizzat katılın veya avukatınızı gönderin. Mahkemede ifadenizi verirken çekinmeden tüm detayları anlatın. Eğer sanıktan çekiniyorsanız, sesli ve görüntülü sistemle (SEGBİS) ayrı bir odadan ifade vermeyi talep edebilirsiniz. Hatta can güvenliği endişesi varsa tanık koruma programı kapsamındaki önlemlerden bile yararlanmanız mümkündür.
Mahkeme ortamında size yönelik yeni bir tehdit veya taciz olursa derhal hakimden müdahale isteyin; adliyelerde güvenlik görevlileri ve jandarma genellikle hazır bulunur. Yargılama sonunda hüküm açıklanırken orada bulunmanız psikolojik olarak zor olabilir, ancak sonucunu bilmek de size bir kapanış duygusu verecektir. Mahkeme kararını açıklayınca, sanık ceza almışsa içinizde bir rahatlama olabilir; beraat etmişse karara karşı itiraz (istinaf) hakkınız olduğunu unutmayın.
SSS: Tehdit Suçuyla İlgili Sık Sorulan Sorular
Tehdit suçu şikâyete bağlı mıdır?
Hayat, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit şikâyete bağlı değildir; savcılık bu tür ağır tehditleri resen soruşturur. Ancak, malvarlığına veya sair (genel) kötülük içeren tehditler şikâyete bağlıdır. Bu durumda mağdur, failin kim olduğunu ve tehdidi öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde kolluk veya savcılığa şikâyet etmelidir. Aksi takdirde bu süreden sonra yapılan şikâyet geçersiz sayılır ve fail hakkında ceza davası açılamaz.
Tehdit suçu uzlaşmaya tabi mi?
Evet, tehdit suçunun TCK 106/1’deki temel şekli (yani basit tehdit suçu) uzlaştırma kapsamındadır. Soruşturma sırasında taraflara uzlaşma teklif edilir. Uzlaşma sağlanırsa fail, mağdurun zararını gidererek ve özür dileyerek cezai yaptırımdan kurtulabilir; dosya kapanır. Uzlaşma olmazsa yargılamaya devam edilir. Ancak tehdit suçu nitelikli hallerinde (silahla, birden çok kişiyle, örgüt adıyla vb.) uzlaşma yolu uygulanmaz; bu durumlarda süreç doğrudan mahkemeye intikal eder.
Tehdit eden kişi tutuklanır mı?
Genellikle hayır. Tehdit suçu, ceza üst sınırı itibarıyla (2 yıl) tutuklama yasağı kapsamında olduğundan soruşturma aşamasında failin tutuklanması kural olarak yasaktır. Yani bir kişi sizi tehdit etti diye hemen hapse atılması pek mümkün değildir; hakkında dava açılır ve yargılama sürecini tutuksuz geçirir. Fakat, tehdit suçu silahla, örgütle veya birden fazla kişiyle işlendiğinde ceza üst sınırı 5 yıla çıktığı için tutuklama yasağı kalkar.
Bu gibi ciddi vakalarda savcılık, failin kaçma veya size yeniden zarar verme ihtimaline karşı tutuklama kararı aldırabilir. Uygulamada tehdit failleri nadiren tutuklanır; daha çok adli kontrol (örneğin imza verme, uzaklaştırma) gibi tedbirler uygulanır.
Tehdit suçu cezası ertelemeye veya paraya çevirmeye konu olur mu?
Basit tehdit suçunda mahkemenin vereceği hapis cezası genellikle 2 yıl veya altında olacağından, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi kararı verilebilir. İlk defa suç işleyen ve pişmanlık gösteren faillerin 2 yıl veya altındaki hapis cezaları ertelenebilir; 5 yıl denetim süresini sorunsuz geçirirlerse ceza infaz edilmez.
Benzer şekilde hakim, özellikle 6 ay gibi kısa hapis cezalarını adli para cezasına çevirebilir. Ancak nitelikli tehdit suçlarında (ceza 2-5 yıl arası), verilen ceza 2 yılın üstünde olursa erteleme veya HAGB mümkün olmaz. Ayrıca kanun koyucu, sağlık çalışanlarına karşı tehdit durumunda hapis cezasının ertelenmesini yasaklamıştır.
Bu nedenle bir doktoru veya sağlık görevlisini tehdit eden kişi ceza alırsa, cezası ne olursa olsun çekmek zorundadır (hakim hapis cezasını erteleyemez). Bunun dışındaki hallerde, tehditten hüküm giyen failin sabıkasına ve suçun koşullarına göre mahkeme, cezanın bir kısmını veya tamamını erteleyebilir ya da para cezasına çevirebilir.
Tehdit suçunda görevli mahkeme hangisidir?
Tehdit suçlarına bakmakla görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Çünkü suçun kanundaki ceza üst sınırı (5 yıl) asliye cezalık suçlar kapsamındadır. Davanız, suçun işlendiği yer asliye ceza mahkemesinde görülür. Eğer fail başka bir yerde yakalanmışsa usulen oraya da yetki doğabilir ama genelde olay yeri mahkemesi yetkilidir. Yargılama açık duruşmada yapılır ve siz de katılırsanız duruşma salonunda bulunabilirsiniz.
Tehdit suçunun cezası kesinleşince ne olur?
Mahkemece verilen ceza kararı kesinleştiğinde (yani istinaf/temyiz yolları tüketildiğinde veya süreleri dolduğunda), fail açısından infaz süreci başlar. Eğer hapis cezası ertelenmişse denetim süresi devreye girer, doğrudan hapse girmez.
HAGB kararı verilmişse 5 yıl boyunca denetimdedir; bu sürede yeni suç işlemezse ceza düşer, işlerse açıklanır. Hapis cezası fiilen infaz edilecekse, kısa süreli ise cezaevi yerine denetimli serbestlik tedbiri uygulanması mümkündür (örneğin 6 ay cezanın son 3 ayını denetimli serbestlikle dışarıda geçirebilir).
Daha uzun hapis cezalarında ise fail ceza infaz kurumunda yatar ve kanundaki koşullara göre belli bir kısmını çektikten sonra şartlı tahliye olabilir. Ayrıca kesinleşen mahkumiyet, failin adli siciline (sabıka kaydına) işler. Mağdur açısından, cezanın kesinleşmesi tazminat davası açmak için güçlü bir zemin oluşturur; zira failin haksız fiili resmen sabit olmuştur.
Tehdit içerikli mesaj veya aramalarda operatör kayıtları delil olarak kullanılır mı?
Evet. Savcılık soruşturma aşamasında hakim kararıyla telefon görüşme kayıtlarını, mesaj loglarını isteyebilir. Özellikle tehdit SMS’leri ve internet mesajları için BTK ve sosyal medya şirketlerine yazı yazılıp veriler talep edilebilir. Operatörlerin SMS kayıtları genelde sadece tarih/saat ve gönderen-alıcı bilgilerini içerir, mesajın içeriğini içermez.
Ancak telefondaki mesajın içeriği telefon incelemesiyle ortaya çıkarılabilir. WhatsApp gibi uygulamalarda da telefon elinizdeyse yazışma dökümleri alınabilir. Ayrıca tehdit edilen aramalar için operatörlerden baz kayıtları ve arama dökümleri alınarak failin o numaradan aradığı gösterilebilir. Ses kayıtları ise eğer siz kaydettiyseniz ve konuşmada sadece tehdidi belgelemek amaçlıysa hukuka uygun sayılır.
Tüm bu teknik veriler, dijital delil niteliğindedir ve mahkemede delil olarak kabul edilir. Yeter ki elde edilme şekli hukuka aykırı olmasın (örn. sizin telefonunuza sızılarak elde edilen bir kayıt değil de, bizzat sizin kaydettiğiniz bir görüşme olmalıdır).
Hakaret ile tehdit arasındaki fark nedir?
Hakaret suçu (TCK 125), bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde sözler söylemektir (örn. küfretmek, küçük düşürücü ifadeler kullanmak). Tehdit suçu ise bir kötülük bildirimidir; fail mağdura gelecekte zarar vereceğini söyler. Örneğin “Seni aptal, işe yaramaz adam!” demek hakarettir, “Seni burada yaşatmam!” demek tehdittir. Hakaret ve tehdit bazen birlikte de olabilir: “Seni gebertecek o şerefsiz kardeşin!” gibi bir cümlede hem hakaret hem tehdit vardır.
Hukuken bu iki suç ayrı ayrı değerlendirilir. Hakaret suçu genelde 90 güne kadar adli para cezası veya 2 yıla kadar hapis ile cezalandırılır ve şikâyete tabidir; tehdit suçunun cezaları ve şartları ise yukarıda anlatıldığı gibidir. Ayrıca hakarette uzlaşma mümkündür, tehditte de basit halinde mümkündür. Bir fiilin hakaret mi tehdit mi olduğunu anlamak için sözün içeriğine bakılır: Onur kırıcı ve kişilik saldırısı ise hakaret, korkutma ve zarar verme vaadi ise tehdittir.