Yardım ve Bildirim Yükümlülüğü Yerine Getirmeme suçu, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hâl ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeme ya da durumu derhâl ilgili makamlara bildirmeme eylemi, TCK m.98 ile suç olarak düzenlenmiştir.
Burada, yardıma muhtaç bir kimseye yardım edilmesi veya en azından yardım edecek makamlara yapılacak bildirimle bu durumun giderilmesi gibi bir ahlaki yükümlülük, hukuki yükümlülüğe dönüştürülerek yaptırıma bağlanmaktadır.
Korunan Hukuki Yarar
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi fiilinin suç haline getirilmesiyle korunmak istenen hukuki yarar, tehlikede bulunanlara yardım edilmesini sağlamak suretiyle hayat, sağlık ve vücut bütünlüklerini korumaktır.
Bildirim Yükümlülüğünün İhlali Suçunun Unsurları ve Şartları Nelerdir?
Bu Suçun Faili Kim Olabilir?
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunun faili yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hâl ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhâl ilgili makamlara bildirmeyen herkes olabilir.
Eğer bu suçun faili, kamu görevlisi ise, eylem değişebilecektir. Türk Ceza Kanunu m.279’a göre , “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, … cezalandırılır.” Suçun faili kamu görevlisi olup da göreviyle bağlantılı olarak bir suçun işlendiğini öğrenip yetkili makamlara bildirmezse bu suç oluşacaktır. Ancak burada işlenen eylemin suç olması, trafik kazası gibi ve failin bu suçu görevi sebebiyle öğrenmesi gerekir.
Bildirim Yükümlülüğünün İhlali Suçunun Mağduru Kim Olabilir?
Bu suçun mağduru, yaşı, yaralanması veya hastalığı dolayısıyla ya da herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimse olabilir. TCK yaşla ilgili bir sınır koymamıştır, bu durum yaş küçüklüğü nedeniyle olabileceği gibi, yaşlılık nedeniyle de kendini idare edememe durumu ortaya çıkabilir. Bu suçun mağduru olmak için yalnızca yaşlı veya küçük veya hasta olmak yeterli değildir.
Örneğin bir kimse 100 yaşında olabilir ancak, kendini idare edebilecek durumdaysa, bu suçun mağduru olamaz. Bu nedenle yaşlı, haqsta veya yaralı olmanın yanında, bunlar sebebiyle kendini idare edemeyecek durumda da olmak gerekir. Kendini idare edemeyecek kimse, başkalarının yardımı olmadan yaşayamayacak olan kimse olarak tanımlanabilir. Örneğin bir kaza olduğunda, mağdur BTM ile giderilecek biçimde yaralanmış ise, bu kimsenin kendini idare edemeyecek duruma geldiği söylenemez.
Bu suçun mağduru ancak insan olabilir. Mağdur kendisi kurtarılmak istemese bile, failin yardım etme ve haber verme yükümlülüğü devam eder.
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlali Suçunda Hareket ve Sonuç
Bu suçun hareket unsuru, yardım etmemek veya durumu ilgili makamlara haber vermemektir. Maddi unsurun her iki şeklinin de söz konusu olabilmesi için, failin kendini idare edemeyecek durumda olan mağduru bulmuş veya görmüş olması veya tesadüf etmiş olmak gerekir. Burada haber verilecek mercii, kamu kurumudur. Bu kurum, polis, jandarma, kaymakamlık, orman muhafaza memurluğu, hastane, adliye hepsi olabilir. Bunlardan birisine haber vermekle, fail yönünden haber verme yükümlülüğü ortadan kalkar.
Yardım yükümlülüğünün miktarı, “hal ve koşulların elverdiği ölçüde olması “ gerekir. Bu durum hukukun her evresine hâkim olan orantılılık ilkesinin bir sonucudur. Hukuk sistemi hiç kimseye sübjektif durumunu aşan ölçüde bir yükümlülük yükleyemez.
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçunda Manevi Unsur
Bu suç kasıtlı bir suçtur, taksirle işlenemez. Burada fail, bir kimsenin içinde bulunduğu durum itibariyle kendini idare edemeyecek durumda olduğunu bilecek ve derhal yardımda bulunmadığı veya yetkili makamlara başvurmadığında, mağdurun içinde bulunduğu tehlikenin bertaraf edilmesi olanağı olmadığını görecek, buna rağmen TCK’nin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyi isteyecektir.
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru
TCK m.98 için akla tek hukuka uygunluk nedeni olarak, ıztırar hali gelebilir (TCK m.25). Zorunluluk hâlinde, kişinin, kendisinin veya başkasının sahip bulunduğu bir hakka yönelik bir tehlikeyi gidermek amacıyla gerçekleştirdiği davranış dolayısıyla, ceza sorumluluğu yoktur. Zorunluluk hâlinin kabulü için, kişinin tehlikeye bilerek neden olmaması, tehlikeden suç olan bir harekete başvurmadan kurtulmanın olanaklı bulunmaması ve tehlikenin ağır ve muhakkak olması da araştırılacaktır. Ayrıca, tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan araç arasında “orantılılık ilkesi” kabul edilmiştir.
Bir mahallenin içinden geçerken bir çocuğa çarpan sürücü için, durup o çocuğa yardım etmesi halinde linç edilme durumu varsa, özellikle daha önceden o bölgede böyle bir linç olayı olmuşsa, failden böyle bir yardım etmesi istenemeyecektir, burada faile ancak bildirim yükümlülüğü yüklenebilecektir.
Yine mesela, bulaşıcı ölümcül bir kimsenin kenarda yattığını gören kimseden de, bu hastaya yardım etmesi beklenemeyecektir.
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçunun Yaptırımı
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunun cezası şu şekildedir:
- Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.98/1).
- Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK m.98/2).
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçunu Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu nedeniyle hapis cezasına hükmedilirse, adli para cezasına çevrilemez. Çünkü burada hapis cezasıyla para cezası seçimlik ceza olarak belirlendiğinden, verilen bu hapis cezasının paraya çevrilme olanağı bulunmamaktadır. Ancak bu ceza TCK m.50’de bulunan diğer seçenek yaptırımlara çevrilebilir. TCK m.98/2 deki nitelikli hâlde ise hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği takdirde, hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Adli para cezasının ertelenmesi, olanağı bulunmamaktadır.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu uygulanabilir.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunda hükmedilen hapis cezası 2 yıldan az hapis cezası olursa TCK m.51 gereğince ertelenme kurumunun uygulanması mümkündür.
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçunda Kovuşturma Usulü, Zamanaşımı, Görevli Mahkeme ve Uzlaşma
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu re’sen takibi gereken suçlardandır, takibi şikâyete bağlı suçlardan değildir.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunda, uzlaşma kurumuna tabi olan suçlardan değildir.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunda yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemesinin görev alanına girer.