İş Mahkemeleri; Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti alacağı, mobbing, ücret alacağı gibi işçi işveren arasındaki uyuşmazlıkları ve davaları çözmekle görevlendirilmiş mahkemedir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununa göre İş mahkemeleri;
- a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemi adamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
- b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
- c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara,
ilişkin dava ve işlere bakar.
İş Mahkemelerinde Açılacak Davalarda Yetkili Mahkeme Hangisidir?
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu md. 6 – (1) İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.
(2) Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
(3) İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
(4) İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır.
(5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir.
İş Mahkemelerinin Kuruluşu Nasıldır?
İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince bakılır.
İş Mahkemelerinde Yargılama Usulü Nasıldır?
İş mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır. Hukuk Muhakemeleri Kanununda, Basit Yargılama Usulünü düzenleyen madde hükümleri bu mahkemelerde açılan davalarda da uygulanır. Yani;
– Dava açılması ve davaya cevap verilmesi bir dilekçe ile olur. Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler. (HMK md.317)
– Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır. (HMK md.318)
– İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar. (HMK md.319)
– Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. Daha önce karar verilmeyen hallerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hakim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
– Mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemlerinin yapılmasını (ön inceleme duruşması hariç) iki duruşmada tamamlar.
– Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. (HMK md.321)
İş Mahkemelerinin Verdiği Kararlara Karşı Kanun Yoluna Başvurulabilir Mi?
7036 sayılı Kanunun 7. maddesine göre; Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır ve kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Buna göre; İş Mahkemesi kararlarına karşı, kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde istinaf yasa yoluna başvurulabilir (HMK md.345). İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve istinaf dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur (HMK md.342):
– Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri.
– Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
– Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı.
– Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih.
– Kararın özeti.
– Başvuru sebepleri ve gerekçesi.
– Talep sonucu.
– Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.
İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir (HMK md.343). İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir (HMK md.346).
İş mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna da başvurulabilir. İş mahkemelerinin temyiz edilemeyen kararları ise şunlardır:
- a) 4857 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlar.
- b) İşveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya işyeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için açılan davalarda verilen kararlar.
- c) Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun;
– 24 üncü maddesinin birinci ve beşinci fıkraları,
– 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası,
– 53 üncü maddesinin birinci fıkrası,
– 71 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında açılan davalarda verilen kararlar.
ç) Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun;
– 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası,
– 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında açılan davalarda verilen kararlar.
İş Mahkemelerinde Arabuluculuk Dava Şartı
7036 sayılı Kanunun 3. maddesine göre; kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında bu şart yoktur.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (7036 S. K. md.3/2)