Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, Tck 179 madde metni, Tck 179/2 alkol sınırı, para cezası, Tck 179/3 uzlaşma, seri yargılama, Tck 179/1 savunma dilekçesi ve beraat kararları hakkındaki bu makalemiz detaylı bilgiler içermektedir. Trafik kazaları çok sayıda ölüme ve yaralanmaya sebep olduğu gibi, kişileri önemli miktarda ekonomik zarara da uğratmaktadır. Kazalar nedeniyle araçlarda meydana gelen değer kaybının yanı sıra, uzun süreli ve masraflı tedavi süreçleriyle, hatta kalıcı kazanç kayıplarıyla karşı karşıya kalınmaktadır. Hızla çoğalan araç sayısı ve nüfusa bağlı olarak oluşan trafik yoğunluğu sebebiyle kaza ve kayıplar da gittikçe artmaktadır. Trafik kazalarını engellemek adına caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı, toplum bilinçlendirilmeli, görünür ve özenli denetimler yapılmalıdır.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Hukuki Niteliği
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, genel güvenliğe karşı suçlar başlığı altında TCK md.179’da düzenlenmiştir. İlgili madde bakımından, ilk iki fıkrada tehlikenin varlığı aranmıştır. Yani somut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Üçüncü fıkrada ise soyut tehlike suçu niteliğinde düzenlenmiştir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçuyla Korunan Hukuki Yarar
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuyla korunan hukuki yarar; kişilerin trafikte güvenle hareket etme haklarıyla hayat, vücut bütünlüğü ve mal varlığı haklarını kapsar. Hukuki yararın korunması amacıyla, ilgili yararın ihlali yaptırıma bağlanır. Bu yaptırımlar ceza hukuku yaptırımları olabileceği gibi idari yaptırımlar da olabilir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Fail Ve Mağdur
Suç üç fıkra halinde düzenlenmiştir. İlk fıkrada düzenlenen eylemin faili herhangi bir kimse olabilir. Failin bir ulaşım aracını kullanan kişi olması veya yaya olması arasında fark yoktur. Diğer iki fıkradaki eylemin faili, ulaşım araçlarını sevk ve idare eden kişidir. Mağdur ise tehlike altında kalan birey ve toplumdur.
Ulaşıma İlişkin İşaretlere Veya İlişkin İşletim Sitemine Müdahale Ederek Tehlikeye Neden Olma Suçu (TCK m. 179/1)
Ulaşımın güven içinde akışını sağlamak için konulmuş işareti değiştirerek, kullanılmaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaret vererek, geciş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeye neden olunarak işlenmektedir. Konuya ilişkin olarak Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2008/34595 E. Sayılı kararını vermiştir.
Ulaşım Araçlarını Tehlikeli Olabilecek Şekilde Sevk Ve İdare Etme Suçu (TCK m.179/2)
Söz konusu suç TCK kapsamında şu şekilde düzenlenmiştir “Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır”. Suç sevk ve idarenin tehlikeli olabilecek bir hal aldığı anda tamamlanmaktadır.
Kasıtlı Olarak Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
Kasıtlı bir suç olması için failin tehlikeli sevk ve idaresinin kasti bir davranıştan kaynaklanması gerekmektedir. Taksirle de işlenebilir. Yargıtay bazı kararlarında taksirle yol açılan tehlikenin bir kazayla sonuçlanması halinde bu suçun oluşmayacağını ifade etmektedir. Buna ilişkin olarak verilen 2. Ceza Dairesi 11.11.2009, 39662/42371 Sayılı kararı şu şekildedir:
“Sanıkların ayrı ayrı araçlarda seyir halindeyken kırmızı ışıkta durdukları sırada yağmur nedeniyle araçlarının kayması ile mağdura ait araca arkadan çarptıklarının dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, taksirle gerçekleşen olayda, kasten işlenmesi mümkün olan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurları oluşmamakla, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına ve sanıkların atılı suçlardan beraatlerine..”
Yargıtay, kural ihlalinin iradi olarak gerçekleştirildiği kimi olaylarda suçun oluştuğuna karar vermiştir.
Alkol, Uyuşturucu Madde Veya Diğer Bir Nedenle Güvenli Şekilde Araç Sevk Ve İdare Edemeyeceği Halde Araç Kullanma Suçu (TCK M.179/3)
İlgili kanunun üçüncü fıkrası şu şekildedir: “ alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır” anlaşılacağı üzere soyut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Kişilere yönelik somut bir tehlike içeren eylem aranmamıştır. Alkol, uyaran etkisi dışında başka bir nedenle de bu suça sebebiyet verilebildiğine dikkat etmek gerekir. Özellikle uzun saatler ara vermeden uykulu şekilde araç kullanılması da söz konusu fıkra kapsamında değerlendirilebilecektir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Alkol Kullanımı
Karayolları Trafik Kanunu yönetmeliğine göre, ticari araç kullananların alkol aldıktan sonra araç kullanması yasaktır. Herhangi bir promil sınırı gözetilmemiştir. Diğer araç sürücüleri için ise; kendi aracını kullanalar 0.50 promil, başkasının aracını kullananlar açısından 0.20 promil olmak üzere sınır getirilmiştir. İlgili oranlar, 2918 sayılı Kanun gereğince trafik disiplinini sağlamak amacıyla kabul edilmiştir, TCK m.179/3 bakımından esas alınamaz. M.179/3 bakımından sadece alkol alınması esas alınmamış, aynı zamanda alkol etkisiyle güvenli biçimde araç kullanamayacak duruma gelmeyi aramıştır. Adli Tıp Kurumu’nun görüşü ve Yargıtay uygulamaları ile 101 mg ve üzeri alkol oranının güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği kabul edilmektedir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Manevi Unsuru
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu m.179/3 bakımından kasten işlenebilir, taksirle işlenemez. Suçun birinci ve ikinci fıkrası bakımından, failin davranışının, tehlikeye neden olabileceği kastını da taşıması gerekir. Trafik kuralı kasti değil taksire dayalı olarak ihlal edildiğinde ölüm veya yaralanma gerçekleşirse, fiil sadece taksirle yaralama suçunu oluşturur. Yargıtay 2. CD 3587/6974 sayılı kararı:
“oluşa uygun kabule göre, trafik akışını dikkate almadan sola dönüş yapması nedeniyle, maddi hasarlı trafik kazasına dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı sonucu neden olan sanığın eylemi, kasten işlenebilen 5237 sayılı TCK’nın 179/2 maddesindeki suçu oluşturmaz.”
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Yargıtay Kararları
T.C. YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ E. 2006/6565 K. 2006/20517 T. 18.12.2006
- Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak (Ehliyetsiz sanığın yönetimindeki mobiletin çarpışmaları sonucu yaralanma – Sanıkların kişilerin hayat sağlık ve malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde araç sevk ve idare edip etmedikleri hususunda deliller toplanmadan hüküm kurulamayacağı)
- Ehliyetsiz Mobilet Kullanma Sonucu Yaralanma (Sanıkların kişilerin hayat sağlık ve malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde araç sevk ve idare edip etmedikleri hususunda deliller toplanmadan hüküm kurulamayacağı)
- Tehlikeli Olabilecek Şekilde Araç Sevk Ve İdaresi (Edip etmedikleri hususunda deliller toplanmadan hüküm kurulamayacağı – Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak)
- Taksir (5237 Sayılı TCK’nun 179. Maddesindeki suçun taksirle işlenemeyeceği – Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak)
ÖZET : Ehliyetsiz sanığın yönetimindeki mobiletin çarpışmaları sonucu mağdur-sanıklar ve mağdur K’nin hafif şekilde yaralandıkları ve birbirlerinden şikayetçi olmadıkları olayda, sanıkların kişilerin hayat, sağlık ve malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde araç sevk ve idare edip etmedikleri hususunda deliller toplanmadan, sanığın 5271 sayılı CMK’nın 191. maddesinin yollamada bulunduğu aynı Kanunun 147. maddesi uyarınca sorgusu yapılmadan ve somut olay değerlendirilmeden, soyut olarak 5237 sayılı TCK.nun 179. maddesindeki suç taksirle işlenemeyeceğinden unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle eksik inceleme ile sanıklar
KARAR : İddianamede sanıklara atılı, Suç tarihinde ehliyeti bulunmayan sanık A’nın sevk ve idaresindeki motosikleti ile ilçe merkezinde seyir halinde iken Buhara caddesi üzerinde, ehliyetsiz sanık B’nin yönetimindeki mobiletin çarpışmaları sonucu mağdur-sanıklar ve mağdur C’nin hafif şekilde yaralandıkları ve birbirlerinden şikayetçi olmadıkları olayda, sanıkların kişilerin hayat, sağlık ve malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde araç sevk ve idare edip etmedikleri hususunda deliller toplanmadan, sanık A’nın 5271 sayılı CMK.nun 191. maddesinin yollamada bulunduğu aynı Kanunun 147. maddesi uyarınca sorgusu yapılmadan ve somut olay değerlendirilmeden, soyut olarak 5237 sayılı TCK.nun 179. maddesindeki suç taksirle işlenemeyeceğinden unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle eksik inceleme ile sanıklar hakkında beraat hükmü kurulması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, O Yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 18.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.